Mimarlardan "Ankara'ya Kent Kapıları" Tepkisi



İşte o basın açıklaması:

"Türkiye’de mimarlık kültürünün gelişmesi ve dünya standartlarında uygulanması yönünde çalışmalarıyla bilinen meslek kuruluşları olarak, Ankara’da “KENT KAPILARI” adıyla imalatına başlanmış olan TAK örnekleri hakkındaki değerlendirmemizi, kamuoyuna duyurmayı görev biliriz.

1. Antik Roma Uygarlığında muzaffer generalleri ve kayda değer olayları anmak için dikilen “zafer takları” günümüzde işlevini ve anlamını yitirmiştir. Ulusal bayramlarda veya şenliklerde kurulan geçici dekorlar dışında, örnekleri ancak ticari-turistik ve militer uygulamalarda gözlenebilen tak çeşitleri, ne gelişmiş bir kültürün ne de çağdaş demokratik toplumun ifadeleri olabilir. Vereceği mesaj ancak, otoriter bir rejimin zamandan ve mekândan kopuk sahne dekorlarıyla iştigali olmaktadır.

2. Ankara için önerilen, tarihi dönemlerden toparlama (teknik dille hibrit ve eklektik) dekorlar, fevkalade işlevsiz, sanatsız ve tasarımsız olmanın yanında, “üslupsuz” nesnelerdir. Çünkü üslup, tanımı gereği olumlu anlam yüklü bir sözcüktür; olumsuzluk varsa üslup yoktur. (Üslup: Bir sanatçıya, çağa veya ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği; sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatış biçimi–TDK). Söz konusu dekorlar ülkemizi, çağımızı veya herhangi bir asal kültürü temsil etmekten uzak olduğu gibi, bir sanatçının savunabileceği “eser” kapsamına da girmemektedir.

3. Kimliği yok edilen kente yapıştırma unsurlarla, üstelik tarihte olanın da anlamını boşaltarak, kestirmeden kimlik imal etmeye girişenler için yan bilgi: 20. yüzyıl başına kadar ayakta olan üçüncü sur duvarının özellikleri hâlâ belleğimizdeki yerini korumaktadır: Surun ünlü kapıları İstanbul Kapı, Sivas Kapı, İzmir Kapı ve Çankırı Kapı olup, Çankırı Kapı’nın ismi halen Çankırı Caddesi'nde yaşamakta (Roma ve Galat döneminde “Kengırı”) ve cadde, bugün adı Yıldırım Beyazıt Meydanı ile unutturulan Dışkapı’da sonlanmaktadır.

4. Günümüzde kentlerin otoyol girişlerine getirilen çağdaş tasarım çözümleri için “kent kapısı” mecazının kullanımı, yanlış anlaşılmış olmalıdır. Tavla oyunundaki kapı, devlet kapısı, gelir kapısı, masraf kapısı, bilgisayar portalı ve benzeri giriş/geçiş unsurları sahiden “kapı” şeklinde olmazlar. Bunlar birer soyutlamadır; somut hale geldiklerinde tebessümle karşılanırlar. Ankara halkını gülümsetebilmek için daha iyi yollar düşünülmelidir. Apayrı bir vaka olan “oyuncak saat kuleleri” ile birlikte 36 milyon TL ihale bedelinden söz edilen “yalancı tak-kapılar” yoluyla, ancak ihaleyi alanların yüzü gülebilir.

5. Kentin otoyol girişlerine yeni semboller ve yerine özgü işlevler kazandırabilecek mimar, tasarımcı ve sanatçılar, ülkemizde mevcuttur. Meşakkatli bir eğitim süreci sonunda edinilen ve yaşam boyu geliştirilip olgunlaştırılmayı zorunlu kılan ilgili mesleklerin mensupları, söz konusu dekorlarla rencide olmakta ve dünya pratiği karşısında dolaylı olarak küçük düşmektedirler. Saygın meslek kuruluşlarının, kent girişlerine kalıcı sahne dekorları inşa edilmesine sessiz kalma lüksü yoktur.

6. Yukardaki temel bilgiler dışında, vurgulanması gereken bir nokta daha vardır: Belediye başkanları, kendi dar beğenilerine göre savurganlık yapma özgürlüğüne sahip değildir. Türkiye’de kentlerin, yersiz ve zamansız dekorlarla bezenmesinden daha ciddi sorunları vardır."