Mimarlar Odası’nın İlk Genel Başkanı Gündüz Özdeş’in Ardından...
1922 yılında Kırşehir’de doğan Gündüz Özdeş, 1946 yılında İTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. 52 sicil no.lu Özdeş, 1954 ve 1956 yıllarında Mimarlar Odası 1. ve 2. Dönem Genel Başkanlığı’nı yürüttü. Özdeş’i 24 Kasım 2006 tarihinde kaybettik. Saygıyla anıyoruz…
"1969 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik Kürsüsü’nde Gündüz Hoca’nın asistanı olarak göreve başladım ve 13 yıl bu görevi sürdürdüm. Kendisiyle doktora çalışması yapan ilk asistan olarak uzun yıllar beraber oldum, sayısız meziyetlerini yakından izleme fırsatım oldu. Hocamın bize ışık tutan ve örnek olan sayısız değerlerinin başında insan sevgisi ve kişiliğe saygı gelirdi. Tüm öğrencilerine sevgiyle yaklaşır, fikirlerini, önerilerini dikkatle dinler ve kendi tavsiyelerini, eleştirilerini iletirken karşısındakinin en özgür biçimde projesini geliştirmesine olanak sağlamaya çalışırdı. Hocayla birlikte bir proje üzerinde çalışmak her yönden zevkli bir iş ve aynı zamanda kendini de geliştirmekti.
Gündüz Hocam üniversite değerlerini herşeyin üstünde tutardı. Bir üniversite hocasının söyledikleri, yazdıkları ve davranışı tutarlı olmalıydı ve örnek olmalıydı topluma. İnsanları eğitmek kadar kutsal hiçbir şeyin olamayacağını, öğretim üyesinin sadece bilgi aktarmakla kalmayıp genç insanın sorunlarını dinleyen, paylaşan, yol gösterici yönlendirici bir kişi de olması gerektiğine inanırdı.
Derslerini hiç aksatmaz ve her derse sanki ilk dersmiş gibi heyecanla hazırlanır, notlarını ve diğer dokümanlarını gözden geçirir, güncel bilgiler olmasına özen gösterirdi. Güzel konuşma gücüne sadece ben değil birçok insanın imrendiğini biliyorum. Konuşmasının başında ünlü kişilerden özdeyişler sunarak dinleyicinin dikkatini çeker ve önemli noktalardaki vurgularıyla konuşmasını sürdürürdü.
Hocam paylaşmayı severdi. Dokümanlarını, kitaplarını ve hatta yıllar boyu geliştirdiği dia arşivini kürsü ve fakültede diğer üyelerin kullanımına her zaman açık tutardı. Kürsüye gelen yazıları, sadece kendisini ilgilendirse bile bizlerle paylaşır ve konuyla ilgili görüşünü nedenleriyle açıklar ve tartışırdı.
Özü neyse sözü de aynı olan, çok dürüst, vicdanlı bir kişiydi Gündüz Hocam. Gördüğü, bildiği doğruları yüksek sesle söylemekten hiç çekinmezdi. İnsanlar arasındaki kısır sürtüşme ve çekişmelerden kendini uzakta tutar, çok sevdiği kişilerle bile çelişkiye düştüğünde onları hiç incitmeden iknaya çalışır, ikna yoluyla uzlaşmanın doğru olduğuna hepimizi inandırırdı. Hakem olduğu zamanlarda duygularını bir yana koyarak, değerli olanı ortaya çıkarmaya, emek verenin ve layık olanın hakkını teslim etmeye her zaman dikkat ederdi.
Gündüz Hocam heyecanlı, coşkulu bir kişiliğe sahipti. En sevdiği mimarlardan Antonio Gaudi’nin ürettiği sanatsal binaları, formları, renkleri dinleyicilere dialarıyla coşkuyla aktarırken duyduğu heyecanı hiç unutamam. İnsanın mutlu olması için yaptığı işten mutlaka heyecan duyması gerektiğini belirtir, heyecansız ortamda bulunmak istemezdi. Başkalarına çok cazip gelen çeşitli teklifleri çoğu kez heyecan duyamayacağı için reddettiğine tanık olduğumu hatırlıyorum.
Hassas ve duygusal bir insandı. Duygularını mavi gözlerinden okurdunuz. İnsana huzur veren gülümseyişi ile toplantılara başlar ve hep olumlu bakış açısı ve destekleyici tutumu ile karşısındakinin özgüvenini arttırırdı. En sıkıntılı anlarında dahi üzüntüsünü karşısındakine belli etmemeye çalışır, sorunları hoşgörü ve alçakgönüllülükle karşılar ve çözmeye çalışırdı.
Çalışma hayatım boyunca Gündüz Hoca hakkında hiç kimseden olumsuz bir söz, kinayeli bir laf duymadığımı burada belirtmem gerekiyor.
Herkesten daima sevgi ve saygı görmüş çelebi bir insan. Değerleriyle çevresine çok şey veren gerçek bir insan.
Sevgili hocama tanrıdan rahmet dilerken, hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Onu hiç unutmayacağız…"
İsmet Kılınçaslan / Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü