Mimarlar Odası: Kıyı Kanunu'nda Yapılamak İstenen Değişiklikler Endişe Verici



TMMOB Mimarlar Odası, yaptığı yazılı açıklama ile 3621 Sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın bir geri adım olduğunu savundu. Oda tarafından yapılan açıklama şöyle:

"TMMOB Mimarlar Odası, 3621 Sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı inceleyerek bir rapor hazırlamıştır.

04.04.1990 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun yeni koşullara uyarlanması amacıyla değiştirilmesi öngörülmüş, bu amaçla Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü tarafından yeni bir tasarı taslağı hazırlanmıştır.

Yapılması öngörülen bu değişiklikler TMMOB Mimarlar Odasının oluşturduğu bir çalışma grubu tarafından ele alınmış ve bir görüş oluşturulmuştur. Bu görüş ayrıca “Türkiye Mimarlık Politikasına Doğru Mimarlık ve Kent Buluşmaları etkinliğimizin” dördüncüsü olan ve 10 Mart 2007 tarihinde Muğla’da gerçekleştirilen “KIYI PLANLAMASI VE MİMARLIK” toplantısında, uzmanların sundukları değerlendirmelerle zenginleştirilmiştir.

TMMOB Mimarlar Odası, tasarıyı değerlendirirken şu temel ilkeleri benimsemektedir:

1. Kıyı karşılık ödenmeksizin herkesin serbestçe yararlanabileceği bir alandır. Halkın kıyıdan, sudan, görünümden yararlanması engellenemez,

2. Kıyılarımızın çok büyük bir bölümü içerdikleri değerlerle, evrensel ve ulusal ölçekte tanımı yapılmış doğal miras niteliği taşımaktadır.

3. Kıyılarla ilgili olarak getirilecek her karar toplum yararına olmalıdır ve kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanma öncelikle kamu yararı gözetilerek sağlanmalıdır,

4. Kıyılar, sahil şeritleri ve onların devamı olan diğer alanlar bütüncül bir planlama anlayışı içinde ele alınmalıdır,

5. Eğer bir mekânsal düzenleme ve yapılaşma gerekiyorsa, sadece kıyıdan yararlanmayı sağlayacak ya da kıyıdan başka yerde oluşturulamayacak tesisler ölçeğinde tutulmalıdır,


Kanun değişikliği bu ilkeler ışığında incelendiğinde, bazı olumsuzlar içermektedir.

1. Yeni tanımlarla kıyılara birer ticari işletme olarak bakılmaktadır. Tasarı ile getirilen “su alanı”, “yatırımcı”, “fizibilite raporu” gibi yeni tanımlar kıyıların sadece ekonomik yarar yönünden ele alındığını ve bir yatırım aracı olarak görüldüğünü göstermektedir. Oysa bu bakış açısı, kıyıların ve su alanlarının korunması gerekli nitelikleri ve değerleri ile bağdaşmamaktadır.

2. Kıyıda konumlanması gerekmeyen ve kıyılardan bedelsiz yararlanma ilkesi ile bağdaşmayan işlevler getirilmektedir. Tasarı, kıyıda kamu yararına kullanımına yönelik olarak “terminal, gar, otopark, park, yeşil alan, spor alanı, açık yüzme havuzu, su sporları tesisleri; lokanta, çay bahçesi, sergi üniteleri, idare binalarını da içeren fuar ve rekreasyon alanları gibi alt yapı ve tesisler” yapılabileceğini öngörmektedir. Bu hizmetlerin bir bölümünün kıyıda yer alması gerekmemektedir. Ayrıca bu tesislerin ticari işletme mantığı ile önerildiği düşünüldüğünde, kamu yararı ve kıyılardan bedelsiz yararlanma kabulleri ile ne kadar bağdaşacağı sorgulanmalıdır.

3. Toplum kıyıdan uzaklaştırılmakta, böylece kamu yararı kavramı göz ardı edilmektedir. Mevcut yasada bulunan “uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz” hükmünün yeni tasarıda kaldırılması, bu engellerin belli yatırımcılar tarafından tekrar oluşturulmasını sağlayacaktır. Mevcut yasada olmasına karşın engellenemeyen bu “engellerin” yasadan çıkartılması halinde kıyılarımızı sadece denizden ya da gölden izleyebileceğimiz açıktır.

4. Tasarıda olumsuzu meşrulaştırarak örtülü af oluşturma yönünde hükümler vardır. 1992 yılından önce neredeyse hangi koşula bağlı (ya da bağlı olmayarak) olursa olsun, oluşmuş yapı ve tesislerin sahil şeridinin belirlenmesinde referans olarak verilmesi ile imar planı bulunmayan alanlar kısmi yapılaşma içine sokulmakta, sahil şeridi yine kamu zararına olarak daraltılmakta ve bir “örtülü af” getirilmek istenmektedir.

TMMOB Mimarlar Odası, tasarıda doğanın dengelerini dengelerini bozabilecek ve tümünün kamu yararına olduğundan kaygı duyulan kullanımların önerildiğini; buna karşın “kıyı kent ve kasabalarımızda deniz yaşamı ve kültürünün geliştirilmesi”, “plajların sağlıklaştırılması”, “amatör balıkçılığın teşviki ve düzenlenmesi” gibi toplumu daha mutlu kılacak hükümlerin yer almadığını; kıyı dolgularının yeni rantların yaratılmasında araç olarak kullanılmak istendiğini; kıyılarımızdan potansiyellerinin üzerinde bir şeyler beklendiğini; mevcut bürokrasiyi en aza indirerek yabancı yatırımcıların ilgisini çekebilecek bir oluşum tasarlandığını düşünmektedir. İmar planlarının yatırımcı tarafından yaptırılması, bu süreçte yerel yönetimlerin devre dışı bırakılmaları bu kanımızı haklı göstermektedir.

Bu nedenlerle; TMMOB Mimarlar Odası, yasa tasarısını bir geri adım olarak değerlendirmekte, koruma, kamu yararı, meşruiyet gibi temel ve vazgeçilemez kavramlarla barışık ve bağdaşık bir tasarının oluşması için tartışmaların değişik platformlarda sürdürülmesini zorunlu görmektedir."

3621 Sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Üzerine TMMOB Mimarlar Odası Görüşü