Mimarlar Odası, Deprem Raporunu Açıkladı



TMMOB Mimarlar Odası 6 Şubat 2023 Depremleri Tespit ve Değerlendirme Raporu’nu açıkladı. 11-16 Şubat 2023 tarihleri arasında, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu tarafından oluşturulan heyet tarafından bölgede yerinde yapılan inceleme ve tespitler ışığında hazırlanan raporda çarpıcı tespit ve değerlendirmeler yer aldı.

Sözcü’de yer alan habere göre; raporda dikkat çeken tespit ve değerlendirmelerden bazıları şöyle:

 “Bölgede halen devam eden deprem koşulları, kentsel ve kırsal yapı stokunun aldığı orta ve ağır dereceli hasarlar ve iklim koşulları nedeniyle ortak yemekhane, sağlık ocağı, mobil tuvalet, banyo gibi donanımları olan geçici barınma alanlarına acil ihtiyaç bulunmaktadır.”

“Hatay’da yürütülen arama kurtarma çalışmalarında merkezi idarenin ve AFAD'ın depremin dördüncü gününde aktif rol aldığı aktarılmıştır. 12 Şubat 2023 itibariyle, kentin bazı bölgelerinde henüz çalışma yapılmadığı, Çoğu noktaya iş makinelerinin veya kurtarma ekiplerinin ulaşabilmesi için çalışma yapılmasının gerektiği gözlemlenmiştir.”

“Güvenlik sorunları nedeniyle ekipler sahadan çekildi”
“Antakya ve Samandağ'da güvenlik sorunları nedeniyle arama kurtarma çalışmalarına katılan sivil toplum kuruluşları ve gönüllü ekiplerin kademeli olarak sahadan çekildiği öğrenilmiştir.”

Reklam Goruntulenme Bolumu

“TOKİ 1 yılda 200 bin konut yapacağım diyor ama…”
“TOKİ eliyle üretilecek konutlara dair planlama, yer seçimi, konut sayısı ve altyapı çalışmalarına ilişkin hangi verilere dayalı olarak çalışma yapıldığı açıklanmamaktadır. Yaklaşık 200 bin konutun 1 yıl içerisinde yapılacağı duyurulmasına karşın Bakanlık verilerine göre; 2020 Elazığ depreminden sonra, Elazığ'da yapımı planlanan 24 bin 963 konuttan, 3 yıl içerisinde ancak 21 bin 140’ı tamamlanabilmiştir. Benzer şekilde, 2020 İzmir depreminde evleri yıkılan ve ağır hasar gören vatandaşlar için TOKİ tarafından yapımı planlanan 5 bin 61 konuttan, 2022 yılı sonuna dek ancak 2 bin 245’i tamamlanabilmiştir. 2003-2022 arasını kapsayan 20 yıllık süreçte TOKİ tarafından 1 milyon 170 bin konut inşa edilmiştir. Buna göre TOKİ yıllık 58 bin 500 konut üretebilmektedir.”

Yapısal hasarların nedenleri
Kentsel alanlarda yaşanan yapısal hasarların başlıca nedenlerinin, geçmişte yaşanan deprem hasarlarına benzer biçimde olduğu vurgulanarak şöyle sıralandı;

- Afet verileri dikkate alınmaksızın yapılan imar planları ve plan tadilatları,

- İmar affı yoluyla kaçak yapılaşmanın teşvik edilmesi, imar kurallarına aykırı proje ve uygulamalar, kaçak yapılar,

- Tarım arazilerinin ve taşıma kapasitesi düşük zeminlerin yapılaşmaya açılması,

- Nitelikli mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetlerinin yapı üretim ve denetim sürecinden dışlanması,

- Mesleki uzmanlık alanlarında teknik eleman yetersizliği ve denetim eksikliği,

- Yapı-zemin ilişkisinin kurulamaması, yapının yüküne uygun olmayan zeminlerde inşaat yapılması,

- Yüksek katlı yapılarla yapı yükünün artırılarak zemin-yapı ilişkisinin bozulması,

- Zemin sıvılaşması,

- Uygun temel seçimi yapılmamasından kaynaklanan hasarlar,

- Sismik yükleri dikkate almayan mimari ve taşıyıcı sistem tasarımlarının yapılması,

- Hatalı malzeme seçimi, işçilik ve uygulamalar,

- Düşük beton kalitesi,

- Düz donatı kullanımı ve yetersiz donatı sayısı,

- Gereken önlemler alınmadan asmolen ve kirişsiz döşemelerin kullanılması,

- Kullanım sürecinde yapılan müdahalelerden oluşan hasarlar,

- Yapıların giriş-zemin katlarında yer alan ticari fonksiyonlar (market, galeri, ofis vb işlevler) nedeniyle yapılan tadilatlar, geniş açıklıklar, asma katlar ve farklı kat yükseklikleri nedeniyle yumuşak kat ve kısa kolon etkisinin oluşması,

- Bitişik yapı düzeninde gerekli düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle çekiçleme etkisinin ortaya çıkması…

Bölgede yapılması gerekenler
Raporda yapısal hasara ve kayıplara neden olan bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı ve deprem sonrası iyileşme sürecinde yapılması gerekenler şöyle özetlendi:

- Mimarlar Odası, TMMOB'ye bağlı ilgili meslek Odaları ile yerel ve merkezi idarelerin; bölgeye yönelik inceleme ve çalışmalarını işbirliği ve koordinasyon içinde sürdürmesinin sağlanması,

- Bölgede yaşanan olumsuzluklar ve deneyimler dikkate alınarak afet yönetimi ve koordinasyonunun nitelikli hale getirilmesi

- Geçmişte yaşanmış olan tüm afetlerin deneyim ve birikiminin, ilgili kuruluşların kurumsalhafızasının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülmesi,

Reklam Goruntulenme Bolumu

- Kırsal alanda ve köy yerleşmelerinde bulunan geleneksel yapıların ve toplumsal yaşamın korunması için gereken önlemlerin alınması,

- Bölgede toplumsal, sosyal yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi için önlem alınması,

- Bölgede yer alan doğal çevrenin, Hatay Milleyha Kuş Cenneti ve çevresi başta olmaküzere, yıkılan yapıların yıkıntı ve atıklarından korunması…

“İşbirliği ve koordinasyonu esas alan yönetim sistemi kurulmalı”
“Bu bağlamda daha önce Meslek Odaları tarafından hazırlanan raporlarda ve bildirilerde defalarca vurgulandığı gibi, afet yönetimi ile ilgili olan ‘bütün kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapma ve koordinasyon sağlama ilkesini esas alan çağdaş ve bilimsel ilkelere uygun’ yönetim sistemi kurulmasının zorunlu olduğu bir kez daha somut bir şekilde anlaşılmıştır.”