Mimarlar Odası ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyunu Cumhuriyetin mekân ve yapılarını korumaya ve günümüz yaşamının ayrılmaz parçaları olarak değerlendirmeye ve bağlantılı olarak AKM yıkımını durdurmak için somut girişimlerde bulunmaya davet etti.
Mimarlar Odası tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
"Kültür Mirasımızın çeşitli nedenlerle tahrip ve yok olma süreci, başta yasal düzenlemeler olmak üzere alınan tüm önlemlere karşın devam etmektedir. Bu tahrip ve yok olma süreçlerinin nedenleri ve alınması gereken önlemler uzun yıllardır değişik platformlarda tartışılmış, ancak doyurucu ve etkin sonuçlar alınamamıştır.
Bu mirasın en kolay ve kaygısızca tahrip ve hatta yok edilen bölümünün, Cumhuriyet Dönemi yapıları olduğu rahatça söylenebilir. Bu kıyımın önemli bir bölümü, ne yazık ki, merkezî ve yerel yönetimler eliyle gerçekleştirilmektedir. Bir diğer deyişle Cumhuriyet, Cumhuriyeti yok etmektedir.
Bu olumsuzluklar, Cumhuriyet Dönemi Mimarlığının en özgün yapıtlarını bünyesinde barındıran Başkent Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, ülkemizin birçok kent ve kasabasında kaygıyla gözlenmekte ve izlenmektedir. Mimarlık yapıtları bir ülkenin belleğinin en önemli öğeleri arasındadır ve kayıpların devam etmesi halinde ülke halkı bir süre sonra belleğini yitirecektir. Bu yitirilecek olan bellek aslında, halen içinde yaşadığımız, vatandaşı olmakla övündüğümüz Cumhuriyet’in belleğidir.
Son olarak AKM yıkımının, üstelik İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi bağlamında oluşturulan yasa tasarısının içerisine ironik bir biçimde sokularak, TBMM Komisyonlarından geçmesi gerçekten içinde bulunduğumuz kaygı verici koşulları apaçık ortaya koymaktadır.
Bilindiği üzere Mimarlar Odası, 21 Şubat 2007 tarihinde yaptığı bir basın açıklaması ile, Atatürk Kültür Merkezi binasıyla ilgili tescilin kaldırılması başvurusunu endişe ile karşıladığını belirterek; dönemin önemli simgesel yapılarından birisi olan AKM’nin yıkılmasına yol açabilecek gelişmeleri değerlendiren raporunu kamuoyunun ve ilgili kuruluşların dikkatine sunmuştu.
Bu açıklamamızda da belirtiğimiz gibi her dönemde insanlığın değişik gereksinmelerini karşılamak üzere üretilen alan ve yapıların, günümüzde “korunması gerekli kültürel miras” sayılabilmesi için bazı değerleri taşımaları gerekmektedir. AKM dahil Cumhuriyet Dönemi yapıları bu yönde incelendiğinde;
Tasarlandıkları dönemin ve onu tasarlayan mimarın içinde yaşadığı toplumun anlayış, gereksinme ve ilişkilerinin somut göstergeleri olarak belge değeri;
Kentsel belleğin bir parçası olarak kimlik değeri;
Tasarlandıkları ve inşa edildikleri dönemin tasarım ve mimari anlayışını yansıtması açısından mimari değer;
Toplumun gereksinmesinin halen karşılayabilmesi açısından işlevsel ve ekonomik değer;
Belleğimizdeki bir olayla ilişkisi bakımından anı değeri taşımaktadırlar.
Bu nedenle, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, Cumhuriyet dönemi mimari mirası kapsamında döneminin simgesel bir yapısıdır ve yıkılmamalıdır.
Mimarlar Odası ayrıca, yıllardır düzenlediği “Ulusal Mimarlık Ödülleri” programında ödül alan yapıların da, ülkemiz mimarlığının çağdaş göstergeleri olduğu ve bir dönemin tasarım ve uygulama anlayışını yansıttığı için kültür varlığı olarak nitelendirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu düşüncesini somutlaştırmak üzere gerekli girişimleri yapma kararı almış ve bu girişimlere başlamıştır.
Mimarlar Odası, Cumhuriyet’in bir kurumu olarak, Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasını öncelik ve ivedilikle ele almanın misyonunun önemli bir parçası olduğunun bilincindedir. Amacımız, Türkiye’de 1920’lerden bu yana üretilen mimarlık yapıtlarına ve çevrelerine, koruma ve değerlendirme bağlamında tekrar bakmak, geleceğin mimarlık mirasının öğeleri ve mimarlık kültürünün bir dönemi olan bu mirası her yönüyle ele almak ve bu emaneti bizden sonraki nesillere koruyarak ve değerlendirerek iletmektir.
Mimarlar Odası, bu amaca yönelik olarak “Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasının Belgelenmesi, Korunması ve Değerlendirilmesi”ni kapsamlı ve aşamalı bir proje olarak ele almayı kararlaştırmıştır.
İlk aşamada “Cumhuriyet Dönemi Mirasının Bugünkü Durumu” ele alınacak, daha önce değişik kurum ve kuruluşlarca yapılan mevcut envanterler kullanılarak, tehdit altında bulunan ve giderek yok olan Cumhuriyet Dönemi mimarlık yapıtlarının halen içinde bulunduğu durum tespit edilecektir. Bu aşamanın sonuçları ilgili kurum ve kuruluşlara gönderilerek, gerekli önlemlerin alınması istenecektir.
İkinci aşamada ise mevcut envanterlerde bulunmayan yapılar saptanarak “korunması gerekli kültür varlığı olarak” tescil edilmeleri sağlanacaktır.
Projenin üçüncü ve son aşamasını ise, ilk aşamadan elde edilen verilerle, Mimarlar Odası’nın Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasına ilişkin politikasının belirlenmesi oluşturmaktadır. Bu kapsamda Mimarlar Odası Şubeleri ve Birimleri bulundukları kentlerde Cumhuriyet dönemi mirasını kapsayan çalışmalarını halen sürdürmektedir, Bazı çalışmalar ise tamamlanmıştır.
Sonuç olarak Mimarlar Odası,
Cumhuriyetin kimi değerlerine karşı çıkışların giderek arttığını bilerek, Bu karşı çıkışlara başka nedenlerin de eklenmesiyle, Cumhuriyetin mekâna yansımaları olan alan ve yapıların giderek nitelik yitirdiğini ve hatta yok olduğunu görerek, Her dönemde kültürel ve doğal mirasın korunması ve kamu yararına değerlendirilmesine yönelik olarak, bir meslek odasından beklenen her türlü çabayı gösteren ve göstermeye devam edecek bir Cumhuriyet kurumu olarak ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyuna çağrı yapmakta, Cumhuriyetin mekân ve yapılarını korumaya ve günümüz yaşamının ayrılmaz parçaları olarak değerlendirmeye ve bağlantılı olarak AKM yıkımını durdurmak için somut girişimlerde bulunmaya davet etmektedir. "