Mimarlar, Gökpınar Gölü’ndeki Yapılaşma Projesine Dava Açıyor



Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Sivas’ın Salda’sı olarak bilinen göl kenarına, bungalov evler yapılması projesine karşı çıkarak, gölün 1. derece doğal sit alanı ilan edilmesi ve koruma altına alınması gerektiğini vurguladı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Sivas İl Özel İdare tarafından Gökpınar Gölü 2. Etap İmar Planı’nı yargıya taşıyor.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Gökpınar Gölü 1. Derece doğal SİT ilan edilmelidir. Gökpınar Gölü ne bir mesire alanıdır ne de piknik alanıdır. Sivas İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan Gökpınar Gölü 2. Etap İmar Planı’nı yargıya taşıyoruz. Gürün ilçesi Gökpınar Gölü’nün alt kısımlarına doğal yapıya uygun olarak, yürüyüş alanları ve bungalov evler yapılarak, göle zarar verecek bir uygulamaya asla müsaade etmeyiz. Sivas Valiliği, gölün turizm açısından daha elverişli olması için yeni bir proje hazırlamasına yönelik açıklamaları son derece tehlikelidir. Bugüne kadar yapılmış olan yapı yoğunluklu tüm imalatların bile gölün yakın çevresinden uzaklaştırılması gerekmektedir.  Hazırlanan imar planında kıyı kenar çizgisi ile örtüşen ve planlama onama alan sınırları içerisinde yapılacak herhangi bir yapılaşma teflisi mümkün olmayan zararlar doğuracaktır.” dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Gökpınar Gölü’nün bir hidrojeolojik miras alanı olduğunu vurgulayan Candan, önceliğin böylesi bir coğrafik oluşumun koruma altına alınması olduğunu söyledi.

Candan, Sivas Valisi’ne “Ülkemiz tarafından 20 Ekim 2000 tarihinde imzalanan 10.06.2003 tarih ve 4881 sayılı Kanun ile TBMM'de onaylanan ve 17 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin hükümleri doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini biliyor musunuz?” sorusunu yöneltti.

Candan,  Sivas Valiliği’nin  “Projenin gölle alakalı olmadığı” şeklinde açıklamalar yaptığına dikkat çekerek, “Sivas Valiliği halka gerçekleri söylemiyor, yanıltıyor. Plan onama sınırı göl kıyı kenar çizgisi ile aynı hattan geçen bir planlamaya ilişkin, nasıl olurda projenin gölle bir ilgisi yoktur denilebilir?  Gökpınar Gölü çevresinde inşa edilmiş mevcut yapılardan da arındırılmalıdır. 1992 yılında Gürün ve çevresinin jeolojik etüdünü yapan Maden Tetkik Arama (MTA) çalışmaları esnasında göl çevresinde hiçbir yapılanmanın olmadığı, ancak 2008 yılından yapılan Türkiye Tıbbi Jeolojik Araştırmalar Projesi kapsamında yerinde yapılan incelemelerde yeni tesisler kurulmuş olduğu gözlenmiş. Ayrıca göl kıyısına konulan masaların, ziyaretçi fazlalığının ve göldeki belirgin bir kirliliğe neden olduğu kamuoyunun bilgisi dahilindedir.” diye konuştu.

Gökpınar Gölü jeolojik mirastır yok edilmemelidir
Candan, Gökpınar Gölü’ne ilişkin şu bilgileri verdi: “Gökpınar Gölü ülkemiz peyzajları içerisinde biricik olma özelliğinde bir doğal varlıktır. Gölün yer kabuğunun oluşum ve değişim sürecinin anlaşılması açısından bilimsel ve eğitim değeri bulunurken, göl ekolojik dengelerin korunması açısından önemli bir jeolojik oluşumun adım izlerini taşımaktadır. İnsanlara doğa bilinci veren ve doğayla insan arasında ilişki kurulmasını sağlayan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, taraf ülkelere, kendi peyzaj politikalarını oluşturmaları konusunda rehberlik etmekte ve sorumluluk yüklemektedir. Sözleşmeye göre peyzaj politikası ‘uzman kamu yetkilileri’ tarafından peyzajların korunması, yönetilmesi ve planlanması konusunda özel tedbirler almayı amaçlayan genel prensipler, stratejiler ve rehber kuralların ifadesidir.  Aynı sözleşmenin, peyzajların turizm ve rekreasyona açılmasındaki en büyük tehdit ekonomiye katkı adı altında yapılan girişimlerdir vurgusu bulunmaktadır. Bu peyzajların dönüşümünü hızlandırır. Bu dönüşümler telafisi mümkün olmayan zararlar oluşturabilir. Sivas Valiliği’nden beklenen bungalov evler, oteller ve restoranlar değildir. Gökpınar Gölü’nün korunması ve gelecek nesillere aktarılması için bilimsel bir çalışmanın yapılmasıdır.  Gökpınar Gölü’nün ve hidrojeolojik etki alan sınırları da belirlenerek geniş bir alanda 1. Derece Doğal Sit alan ilan edilmesi için gerekli bilimsel çalışmaları başlatması gerekmektedir.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Peyzaj kalite hedefleri, kamuoyunun beklentileri, uzmanların görüşleri ve peyzajla ilgili kamu politikaları ve peyzajın karakterinin belirlenmesine yönelik ilk adımların atılmasını sağlayacak çalışmalar öncelikli olmalıdır. İnsanların doğal oluşumlar hakkında bilgi sahibi olması, gezip-görme merakının giderilmesi, rekreasyon, ekoturizm / jeoturizm faaliyetlerine kaynak oluşturacak ‘jeolojik miras’ alanları bakımından çok büyük bir potansiyel bulunmasına karşın, peyzajın jeolojik formasyonun koruma kavramı ve olgusu henüz gelişmemiştir. Bunun göstergesi olan Sivas Valiliği bungalov evler yapım sürecidir. Herkes bilmelidir mi, ‘jeolojik miras’ öğeleri diğer tabiat varlıkları gibi yok edilirlerse bir daha yerine konulmaları mümkün değildir.”

Doğal akvaryum özelliği taşımaktadır
Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Gökpınar Gölü tabii güzelliği bakımından Sivas’ın olduğu kadar ülkemizin de nadide yerlerinden biri olması, alüvyon birikimi ile beraber aynı zamanda doğal kaynaklar üzerinden oluşmuş özel bir göl olması, derinliği 17-20 metreyi bulan, yaslandığı kayaların dibinden ve yer yer tabandan kaynayan ve iki parçadan oluşan, dipten kaynayan su ile beslenen doğal bir akvaryum görünümündedir. Suyu tatlı olup ve soğuk olan yaz –kış aylarında 11 derece su ısısını sürekli korumaktadır. Biri büyük ve küçük olmak üzere iki tane göl yapısının bugüne kadar da doğru yönetilmediği açığa çıkmıştır. Çünkü gölün koruma zonları dikkate alınmadan inşa edilmiş olan restoran, otel, cami, basketbol, voleybol ve çim futbol sahası ile piknik alanlarının peyzajın değişim değerine nasıl bir olumsuzluk verileceğinin tespiti yapılmamıştır. İvedilikle gölün mutlak korunacak alan sınırlarının ve tampon koruma zonlarının belirlenmesi gerekmektedir.”