Mimar Ne Söyler, Yatırımcı Ne Anlar



Mimar Emre Arolat, son zamanlardaki yaygın genel kanının aksine mimarlığın yeni formlar yakalamaktan ve 'afili' binalar yapmaktan çok daha önemli bir şeye karşılık geldiğini söyledi. GYODER tarafından bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirilen Gayrimenkul Zirvesi'nde 'konut yatırımları' başlıklı oturumda konuşan Emre Arolat, ailesinin de mimar olduğunu hatırlatarak aradan geçen zamanın beklentileri nasıl değiştirdiğini ve bu değişimin yüklediği farklı sorumlulukları anlattı. Mimarların, sermaye egemen toplumsal yapının bir ajanı gibi gürüldüğünü ve bu anlamda bazı şeyler talep edildiğini savunarak, "İçinde bulunduğumuz ortam mimarlardan bazı şeyler talep ediyor" diyen Arolat, mimarların toplumsal konular söz konusu olunca akla gelmediğini, 'pahalı yapıların' mimarları olmalarının beklendiğini sözlerine ekledi. Arolat, 'gösteri dünyası'nın mimarlardan ışıltılı, fiyakalı işler istediğini, mimarlık dünyasının da fitursuzca birbirinden birşeyler aşırdığını anlattı.

Diğer önemli bir konunun da gittikçe daha çok kendini gösteren 'simulasyon projeler' olduğunu ifade eden Arolat, projelerde bir şeye öykünmenin turizmle başladığını, sonrasında da konutlara sıçradığını anımsattı. Las Vegas ve Dubai örneklerini veren Arolat, geçen yıl ödül almak için gittiği Dubai'nin kendinde yarattığı hayal kırıklığına da değindi. Hayatı boyunca Emlak Fuarı'nda gördükleri kadar 'jan jan'lı maketi bir arada görmediğini belirten Arolat, ondan sonra bir daha ışıklı maket yapmama kararı aldıklarını söyledi. Emre Arolat Architects olarak akıntıya karşı kürek çektiklerini ifade eden Arolat'ın 'simulasyon' projelere bir başka örneği de Bosphorus City projesiydi. Projeyi ticari anlamda başarılı olarak nitelendiren Arolat, ancak projeden konut alanlar için Halkalı'da bir 'Boğaz Yalısı'nda oturmanın duygusunun ne olacağını da merakla beklediğini ifade etti. Bosphorus City'nin yanındaki arazi için yine aynı firmaya bir 'eco-town' tasarladıklarını anımsatan Arolat, "8-9 aylık yoğun bir projelendirme süreci yaşadık. Firmanın teknik departmanı da olabildiğince yardımcı oldu. Ancak satış konusunda ikna edici olamadığımız için bıraktırıldık" dedi.

Konut sorununun çözümünün ana unsuru olarak 'toprak yönetimi'

Oturumun bir başka konuşmacısı olan SOYAK CEO Vekili Emre Çamlıbel de, Türkiye'nin konut sorununun çözümünde ana unsurlardan biri olarak gördüğü 'toprak yönetimi'ni tartışmaya açtı. Toprağı toplumsal bir olgu, bir teminat, kaliteli ve planlı bir kentleşme için ilk adım olarak tarif eden Çamlıbel, yaygın inanışın aksine kamunun elinde çok da değerlendirilebilir arsa olmadığını söyledi. 200 milyon metrekarelik toplam arsa miktarının üçte ikisinin mera, orman, sit alanı, su havzası vs olduğuna işaret eden Çamlıbel, değerlendirilebilir arsaların ise kamu - özel sektör işbirliğiyle ya da bedelsiz ama koşullu devirle konut sorununun çözümünde kullanılabileceğine dikkat çekti. Çamlıbel uygulama öncesi hazırlık sürecinin öneminin altını çizdi ve bütünsel bir stratejik, kadastral ve imar planlama olmadan yanlış adımlar atılabileceğini, ilgili kurumların koordineli çalışması gerektiğini ve mevzuatta da uygun bir yapı oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi. "Bu, yerelde çözülmesi ve şeffaf olunması gereken bir konu" diyen Çamlıbel, katılımcılığın esas alınması gerektiğine ve uzun vadeli planlar hazırlanmasının önemine vurgu yaptı.



Erdinç Varlıbaş: Yeşil binalar sektörde daha da öne çıkmalı

VARYAP CEO'su Erdinç Varlıbaş ise Ataşehir'de 'LEED' kriterleriyle hayata geçirecekleri Meridian projesi üzerinden bir yatırımcının gözüyle 'yeşil bina' olgusuna değindi. "Endüstriyel yapıların daha fazla enerji tükettiğine ya da kirlilik ürettiğine inanıyoruz; ancak araştırmalar konutların da bu konuda oldukça yüksek değerler ortaya koyduğunu gösteriyor" diyen Varlıbaş, yeşil bina konseptinin sektörde daha fazla öne çıkması gerektiğini söyledi. Türkiye'de yeşil bina denilince yeşili bol ya da enerji dostu yapılar anlaşıldığını ifade eden Varlıbaş, ancak manzara, güneş alımı, rüzgar, topografya gibi birçok kriter olduğunu söyledi. Varlıbaş, Meridian projesinde peyzaj için olabildiğince az su tüketen ve bölgenin dokusuyla da uyuşan bitkiler seçtiklerini, ayrıca yağmur sularının toplanacağını ve sulamada kullanılacağını anlattı. Armatürlerin ve sifonların seçiminde de çok hassas olduklarını belirten Varlıbaş, ancak enerji konusundaysa mevzuatlara takıldıklarını, buna rağmen solar panellere ağırlık verdiklerini sözlerine ekledi. Yeşil binaları şehirleşmiş bölgeler için çok doğru ve saygılı bir yaklaşım olarak nitelendiren Varlıbaş, projede konut adedi kadar bisiklet park yeri olacağını ve hibrid araç kullanımını özendirmek için de panolar kullanacaklarını belirtti.

Konut kredilerinin GSMH'ye oranı emekleme aşamasında

Oturumun bir diğer konuşmacısı da Garanti Mortgage Genel Müdürü Cemal Onaran'dı. Türkiye'nin yıllık 500 binin üzerinde konut ihitiyacı olduğuna dikkat çeken Onaran, bu hedefin gerçekleşmesi için istikrarın ve insanların zenginleşerek geleceğe güvenle bakmasının şart olduğunu söyledi. Garanti Mortgage olarak bu yıl konut kredilerinde yüzde 10'luk bir büyümeyle 41 milyar TL seviyelerine ulaşılmasını beklediklerini ifade eden Onaran, ancak öte taraftan konut kredilerinin GSMH'ye oranı anlamında Türkiye'nin Macaristan ve Polonya gibi ülkelere göre bile emekleme aşamasında olduğunu savundu.