Mevlana Müzesi'nde başlatılan restorasyon çalışması kapsamında ilk olarak
derviş hücrelerinin 16. yüzyıldaki orijinal haline getirilme çalışmaları
sürüyor. Mevlana Müzesi'nde yaklaşık 3 ay önce başlatılan müze tarihinin en
kapsamlı restorasyon çalışmasında ilk olarak derviş hücreleri ile minare ele
alındı. Aleminden kaidesine kadar elden geçirilen minarenin restorasyonu
tamamlandı, derviş hücrelerinde ise hummalı bir restorasyon çalışması devam
ediyor.
Ayrıca restorasyon kapsamında müzenin simgesi olarak kabul edilen Kubbe-i
Hadra'nın dökülen çinilerinin yerine yenileri konulacak, eskileri tamir
edilecek. Müzenin mevcut vitrin sistemi değiştirilerek, eserler yeni vitrinlerde
sergilenecek. Müze içi ve dışındaki aydınlatma sistemleri değişecek ve müzenin
havasına uygun bir biçimde yeniden düzenlenecek. Bahçede de düzenleme
yapılacak.
Mevlana Müzesi Müdürü Yusuf Benli, AA muhabirine, müzede yaklaşık 3 ay önce
başlatılan restorasyonda derviş hücrelerindeki çalışmaların devam ettiğini,
ziyaretçi akışını aksatmamak için genel restorasyonu peyderpey sürdürdüklerini
söyledi.
Derviş hücreleri 16. yüzyıldaki haline getirilecek
Derviş hücrelerinin tek tek ele alınarak 16. yüzyıldaki orijinal konumuna
getirilmeye çalışıldığını anlatan Benli, ''Müzede tarihin en kapsamlı
restorasyonunu gerçekleştiriyoruz. Derviş hücrelerinde bulunan 17 hücrenin
kasnak bölümü ortaya çıkarılacak. Hücrelerin arasındaki tüm duvarlar kaldırılmış
durumdaydı. Biz yeniden hücreleri böleceğiz. Penceresini, kapısını ve kot
sistemini orijinal haline getireceğiz. 16. yüzyıldaki derviş hücresinde yaşantı
nasıl ise o hale getirmeye çalışıyoruz'' dedi.
Müzede geçmiş yıllarda mimari yapıda bazı değişiklikler ve farklılıklar
yapıldığını da belirten Benli, şunları kaydetti:
''Örneğin, Derviş han kapısındaki yapım kitabesi, yerinden sökülmüş.
Restorasyonla, bu şekilde mimariyle özdeş olan kitabe de orijinal yerine
oturtulacak. Restorasyon tamamlandığında hücrelerde yeni fonksiyonlar, yeni
teşhir tanzimler oluşturulacak ve herkesin bildiği müze sunumu tamamen
değişecek. Bu odaların içerisinde bizim '4 numaralı oda' olarak ifade ettiğimiz
hücrede, 16. yüzyıldan kalma ana taban ortaya çıkarıldı. Bu taban olduğu gibi
korunacak. Ayrıca bu çalışmalar esnasında çıkarılan bütün malzemeler bir odada
sergilenecek. Şu anda teşhir tanzim uzmanı arkadaşlarımız bu odalar üzerinde
çalışma yapıyorlar. Biz bu odalarda daha çok bir interaktif müzecilik
oluşturmayı düşünüyoruz.''
Şeb-i Arus'a yetişmeyecek
''Derviş hücrelerinin restorasyonu Şeb-i Arus törenlerine yetişmeyecek''
diyen Benli, çalışmalarda her şeyin orijinaline uygun ve rahat bir zaman dilimi
içerisinde yapılması taraftarı olduklarını bildirdi. Benli, şöyle devam
etti:
''Elbette biz de hücrelerin Şeb-i Arus törenlerine yetişmesini istiyorduk.
Ancak teşhir tanzimini de bu işin içine aldığımız zaman, şu şartlar altında
yetişmesi mümkün değil. Ancak derviş hücreleri dışında, Huzur-u Pir (türbe)
bölümü ve diğer bölümler ziyarete açık. Şeb-i Arus törenleri en yoğun ziyaretçi
aldığımız dönem. Törenler esnasında müze içine daha rahat giriş sağlamak
istiyoruz. Bunun için de çalışmalarımız sürüyor. Bu dönemde bütün tedbirleri
alıp, rahat giriş ve çıkış sağlayarak müzedeki hizmetlerimize devam
edeceğiz.''
Restorasyon ziyaretçi sayısını etkilemedi
Mevlana Müzesi'ni 2008 yılında yaklaşık 2 milyon kişinin ziyaret ettiğini
anımsatan Benli, restorasyon çalışmalarının ziyaretçi sayısını olumsuz
etkilemediğini bildirdi. Dünya müzelerinde restorasyon sırasında ziyaretçi
alınmadığını aktaran Benli, ''Fakat biz bunu yapmadık ve müzeyi ziyarete açık
tuttuk. 2008 yılı ekim ayında yabancı ziyaretçi sayımız 24 bin iken, 2009
yılının aynı ayında 50 bin yabancı turist müzeyi ziyaret etti. Bu da bize
restorasyon çalışmalarının ziyaretçi sayısını olumsuz etkilemediğini
gösteriyor'' diye konuştu. Benli, derviş hücrelerinin restorasyonun 2010 yılı
ilkbahar aylarında bitirilmesinin hedeflendiğini, genel restorasyonun ise 2 yıl
daha sürebileceğini sözlerine ekledi.