İzmir Büyükşehir Belediyesi, 3. kez çıktığı
Üçyol-Üçkuyular Metro Hattı ihalesini iptal eden Kamu
İhale Kurumu (KİK) kararını yargıya taşımaya hazırlanırken, uzmanlardan
“Herhangi bir yıkım olmadan, metro bir an önce tamamlanmalı” uyarısı geldi.
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Baykal,
hattaki zeminin volkanik özellik taşıdığına dikkat çekerek, bölgede uzun süre
kaplama olmaksızın bir tünelin açık kalamayacağını bildirdi. Baykal,
“Yeraltındaki tünellerin beton kaplama olmaksızın dayanma süresi yerine göre
saat, gün, hafta ya da aylardır. Hatay'da yerin altında beton kaplama olmaksızın
duran tünel için, 'zaman daralıyor' diyebiliriz” yorumunu yaptı.
Uzun süredir kent gündeminde yer edinen Üçyol-Üçkuyular hattıyla ilgili
tartışmalar, farklı boyutlarda sürüyor. İhale iptaliyle, yerel seçimlerde AKP'yi
tercih etmeyen yurttaşların iktidar tarafından KİK eliyle cezalandırıldığı
görüşü ön plana çıkarken, yerbilim uzmanları ise daha önemli bir noktaya dikkat
çekiyor.
Hattaki inşaatın yarım kalması tartışmalarına Jeoloji Mühendisleri
Odası İzmir Şubesi de katıldı. Bugüne kadar konuyla ilgili yapılan
tartışmalarda yer almadıklarını vurgulayan Hasan Baykal, “Gelinen noktada
bilimsel görüşlerimizi İzmir kamuoyunun dikkatine sunmak kaçınılmaz hale
gelmiştir” dedi.
Baykal, yeraltında inşa edilen tünellerin hassaslığına dikkat çekerek, Hatay
semtindeki metro çalışmalarının volkanik bir zemin üzerinde sürdürüldüğünü
bildirdi. Alanda geçmiş yıllarda zemin üzerine incelemelerde bulunduğunu
söyleyen Baykal, “Hatay bölgesindeki zemin volkanik malzeme içeriyor. Bu hat
üzerinde bir çok bozulma zonu var. Aşağı kısımlardan gelen sular, kayaların
özelliğini bozabilir. Bunun yanı sıra yüzey suları ve atık suların da zemine
karışmasıyla, zeminin yapısı değişip, dönüşebilir. Hatay bölgesi yeraltı yapısı
nedeniyle riskli” görüşlerine yer verdi.
Yoğun yapılaşma
Volkanik malzemenin kendi içinde hidrotermal sıvıları ortaya çıkarmasıyla,
bozulmalara yol açabileceğini söyleyen Baykal, “Hatay semti tam da sözünü
ettiğimiz özelliği barındırıyor. Bir de bu hat yoğun yapılaşma halinde. Altyapı
düzensiz. Yüzey suları ve yanı sıra kanalizasyon sularının ortaya çıkardığı
asitler, bozuşmayı hızlandırıyor. Kayalar, hem yüzey suları hem de doğal
nedenlerle risk altında. Böyle yapılaşmayla zaten deforme olmuş durumda.
Gelişmeler çok yakından takip edilmeli” dedi.
Hattın yapımı sırasında önlem olarak en fazla püskürtme betonlama yapıldığına
dikkat çeken Baykal, şunları söyledi:
“Püskürtme, dökülmeleri önlemek ve iç güvenliği sağlamak için uygulanır.
Burada açılan tünelin acil olarak beton kaplaması yapılmalıdır. Püskürtme 5-10
santimetre arasında, şerbet gibi hafif bir betondur. Kaplama ise özel donatılı,
içerisinde demir bulunan, 50 santimetreye kadar çıkan, çok özel pozları olan,
yeraltı sularındaki asitlere karşı dirençli bir alaşımdır. Yeraltındaki
tünellerin beton kaplama olmaksızın dayanma süresi yerine göre saat, gün, hafta
ya da aylardır. Hatay'da yerin altında beton kaplama olmaksızın duran tünel
için, 'zaman daralıyor' diyebiliriz. Bu tünelin uzun süre açık kalması ciddi
riskler yaratır. Çökme ve kaymalar yaşanabilir. Bunlar dağda olsa bir şey
değiştirmez. Ancak anılan yerin üzerinde bir şehir var. Alttaki hareketler
sonucu binalarda eğilme, çatlama hatta çökme yaşanabilir. Bölgede gecikmeksizin
ıslah tedavisine başlanmalı.”
Büyükşehir farkında
Durumun hassasiyetinden büyükşehir belediyesinin de farkında olduğunu
düşündüğünü, bu nedenle iptal edilen son ihalenin davet yöntemiyle
gerçekleştirildiğini söyleyen Baykal, “Olay idari anlamdaki sorunlar nedeniyle
teknik olarak büyük bir açmaza gidiyor. Olumsuzluk halinde telafisi çok zor
noktaya gelinebilir. İşin ucunda yerleşim alanlarının yıkımı söz konusu. Tüm
bunların yanı sıra biz oda olarak kamu kurum kurumu niteliğimizle, her zaman
bilgi ve deneyimimizi paylaşmaya hazırız. Ancak bu güne kadar bize bunları soran
olmadı” yorumunu yaptı.
Baykal, “tünellerin bekleyecek yeni bir dava süreci yok” uyarısını
sürdürürken, büyükşehir belediyesi, KİK kararını bölge idare mahkemesine taşıma
kararı aldı. Büyükşehirden yapılan açıklamada, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
yargıya gitmek yerine KİK’in yanlış kararını sineye çekerek yeni bir ihale
süreci başlatması, muhtemel başka yanlış kararların ve iyi niyetli olmayan
itirazlarının da önünü açacaktır. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti
olduğuna ve idare mahkemesinin haklı olduğumuz bu konuda işin önem ve
aciliyetini de değerlendirerek en kısa süre içinde yürütmeyi durdurma kararı
vereceğine inanıyoruz” denildi. Açıklamada, son ihalenin davet usulüyle
gerçekleştirildiği, ancak ihaleye katılmayan Makro Yapı ve Ticaret Limited
Şirketi'nin şikayetini değerlendirerek iptal kararı veren KİK'in “çelişkili”
davrandığı belirtildi.
Zorunlu durumlarda uygulanabilen davet usulü ihale sistemi, istekli en az 3
firmanın ihaleye çağrılmasını öngörüyor. Büyükşehir belediyesi, istekli ve
yeterliliği kanıtlanan 7 firmanın teklif verdiğini
bildirmişti.