Avcılar-Topkapı arasında 2007 yılında
çalışmaya başladığı günden itibaren sorunlarla gündeme gelen ve günde 540 bin
yolcunun kullandığı metrobüs hattı şimdi de uzmanların teknik olarak yetersiz ve
pahalı buldukları Phileas marka araçlar nedeniyle tartışılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2007’de
Hollanda’dan 60 milyon Avro vererek satın
aldığı 50 adet Phileas marka metrobüsün 35’i çıkan sorunlar
nedeniyle İkitelli İETT Garajı’nda tutuluyor. Hatta çalışan bu
markaya ait metrobüsler ise sık sık yaşadıkları mekanik sorunlar nedeniyle
arızalanırken rampa çıkmada da zorlanıyor.
Ulaşım uzmanlarının raporları metrobüs hattının ve burada kullanılan
araçların ne kadar yanlış tercihler olduğunu tek tek gözler önüne seriyor. İTÜ
İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk
Gerçek, Şubat 2007’de “Topkapı-Avcılar Metrobüs Projesi ve Yeni
Otobüs Alımı” başlıklı ekonomik ve mali fizibilite etüdünü İETT ve
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sundu.
Phileas dört kat daha pahalı
2 yıl önce
hazırlanan raporda İETT’nin almayı planladığı Hollanda’da üretilen 220 yolcu
kapasiteli Phileas modeli ile yolcu kapasitesi 193 olan Mercedes’in ürettiği
körüklü Capa City modeli karşılaştırıldı. Topkapı-Avcılar metrobüs projesinin
toplam maliyetinin 55 milyon Avro olduğu belirtilerek “Bir adet Phileas otobüsün
fiyatı 1 milyon 200 bin Avro, 1 adet Capa City otobüsün fiyatı ise 300 bin
Avro’dur” denildi. Ekonomik değerlendirme sonuçlarına göre Capa City otobüsünün
sabah ve akşam saatlerinde 2 araçlı diziler halinde işletilmesi durumunda
projenin mali iç verimlilik oranının yüzde 12.18, finansal net değerinin 14
milyon 289 bin 266 Avro olduğu kaydedildi. Capa City otobüsün tekli işletilmesi
durumunda mali iç verimlilik oranının yüzde 8.24’e denk geleceği ifade edilen
raporda “Phileas otobüsünün yer aldığı seçeneklerde bu oran yüzde 5 kadardır.
Metrobüs seçeneklerine 50 milyon Avro’luk özkaynağa ek olarak 500 bin Avro ile
67 milyon Avro arasında değişen özkaynak desteği gerekmektedir” denildi.
Önemli maliyet artışları
Raporda şu değerlendirmelere yer verildi: “Yerel yöneticiler genellikle zaman
kısıtı nedeniyle metrobüs sistemini hızlı biçimde gerçekleştirmek
istemektedirler. Metrobüs sistemlerini hızlı ve iyi biçimde yapabilmek önemli
maliyet artışları ile mümkün olabilmektedir. Örneğin Bogota Trans Milennio
sisteminin yalnızca planlaması için 6 milyon dolar harcanmıştır. Mexico City
metrobüs sisteminin planlama ve tasarımı için değişik kaynaklardan 10 milyon
dolar sağlanmıştır. Ancak bu harcamalara karşın hızlı biçimde gerçekleştirilen
sistemlerde daha sonra düzeltilmesi büyük maliyetlere yol açan yanlışlar
yapılmıştır. Bogoto ve Mexico City’de çatlaklar ve çökmeler nedeniyle inşa
edilen yol kısa süre sonra yenilenmek zorunda kalmıştır.”
Rampa çıkamıyor
Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Kurumu da 3 yıl önce
hazırladığı raporda “manyetik kılavuzlamalı” Phileas marka
metrobüslerin kent içi trafiğe uygun olmadığına dikkat çekmişti. Araçların bu
özelliğinin devre dışı bırakılması durumunda klasik araçlardan yaklaşık iki kat
daha pahalı olduğuna, araç kütlelerinin hafifletilmiş olmasının bir dezavantaj
haline geldiğine vurgu yapılmıştı. Şu an hizmete sunulan az sayıdaki Phileas
marka metrobüslerin en önemli eksikliği rampa çıkma konusundaki yetersizliği. 15
Mayıs günü Haliç rampasını çıkamayınca yolda kaldı. Bu marka araçların rampa
çıkamadığı yönünde eleştiriler daha önce de gündeme gelmişti.
‘Balık istifi halinde gidileceğini hesaplayamadık’
Phileas üreticisi VDL Groep ve APTS
firmalarının yetkilileri İstanbul’da düzenledikleri basın toplantısında,
İETT’nin Avcılar-Söğütlüçeşme arasında hizmet veren ve en fazla
200 yolcu taşıması öngörülen Phileas otobüslerine, kapasitesinin üstünde yolcu
doldurarak yurttaşların can güvenliğini tehlikeye attığı ortaya çıktı. Phileas
otobüsleri üreticisi Hollandalı APTS firması Genel Müdürü Ruud
Bouwman, araçların orijinal kapasitesinin 185 olduğunu ancak,
İstanbul’un koşulları test edildiğinde bu sayının 200’a çıkarıldığını belirterek
“Biz balık istifi halinde gidileceğini hesaplamadık. Araçlarda 1 metrekareye 6
yolcu düşüyor. Bazı haberlerde 400 yolcu taşındığı söyleniyor. 400 yolcu hiçbir
koşulda uygun değildir” diye konuştu.
Gişe eksik, yolculara fazladan ödettiriliyor
32 durağı bulunan metrobüse binmek için akbili bulunmayan yolculara
biletçilerin ve otobüs şoförlerinin akbil satışı hâlâ devam ediyor. Bir yandan
yurttaşların ihmalkâr davranıp akbil tomu satın almaması bir yandan da İETT’nin
duraklara bilet gişesi koymaması hem kuyruklara hem de haksız kazanca neden
oluyor. Çünkü tek yöne seyahatin ücreti akbille 1.30 YTL. Ancak biletçiler tek
yön için 1.50 YTL ücret alıyorlar. Biletçilere para ödendiğinde akbildeki
aktarma indiriminden de yararlanılamıyor. 20 kuruşluk fark biletçilerin cebine
gidiyor.
‘Metrobüs mızrağı çuvala sığmadı’
Phileas marka metrobüs alım ihalesi ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye
Meclisi’ne soru önergesi sunan CHP İstanbul İl Başkanı ve İstanbul Büyükşehir
Belediye Meclisi Grup Başkanı Gürsel Tekin son gelişmelerle
ilgili şunları kaydetti:
“Sonunda, bizim ısrarlarımız üzerine, ‘Metrobüs mızrağının çuvala sığmadığı’
anlaşıldı ki; en sonunda Phileas firmasının yetkilileri AKP’li belediye
tarafından Türkiye’ye davet edildi. Onların medya önüne çıkarılmasıyla,
kamuoyunun ikna edilebileceği düşünüldü. Halbuki firma yetkililerinin yaptıkları
açıklamalar, metrobüs tartışmasının daha da büyüyeceğini gösteriyor. Çünkü,
metrobüs firması yetkilisi, ‘Biz otobüslerde balık istifi gibi gidileceğini
düşünmedik’ diyor. Yine bir yetkili, ‘Bu otobüsler 200 kişi taşır’ ifadesini
kullanıyor. İBB ise bu otobüslere 280-300 kişi bindiriyor. Tabii bu otobüslerin
yokuşu çıkamamasının tek sebebi bu değil. Belli ki; bir mühendislik hatası da
var. Otobüsler Türkiye’ye göre düzenlenmemiş. Ve bu otobüslere milyon dolarlar
ödenirken, ‘İstanbul’un arazisine, trafik altyapısına ve nüfus yoğunluğuna uygun
mu’ sorusu AKP’li yetkililerce bir kez dahi sorulmamış. Başta Kadir Topbaş olmak
üzere, İBB yöneticilerini ciddiyete davet ediyoruz.”
‘Raylı sisteme geçilmeli’
Ulaşım uzmanlarının raylı sisteme dayalı olmadığı ve plansız şekilde
yapıldığı için sık sık eleştirdiği metrobüs projesine karşı Yıldız Teknik
Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail
Şahin de bir rapor hazırladı. Metrobüsün neredeyse hizmete açıldığı
günlerde kapasitesine eriştiğini, sistemi kullanan yolcu sayısının sunulan
kapasiteyi yakaladığını belirten Şahin, “Halbuki bu tür sistemler, daha yüksek
ka-pasiteli sistemlere geçiş için kullanılır; başlangıçta yüksek hizmet düzeyi
ile hizmet verirken, düzeyin zaman içinde düşmesiyle yerlerini daha yüksek
kapasiteli raylı sisteme bırakırlar. Buradaki örnekte, sistem daha başlangıçta
tam kapasitesinde çalıştığından dolayı hizmet düzeyi şu anda oldukça düşüktür”
dedi.
Metrobüsün yolculuk koşullarının birkaç yıl sonra daha da kötüleşeceğine
dikkat çeken Şahin, hizmet kalitesi ve kapasitesi düşük bir sisteme mahkûm
edilen İstanbullu sürücüleri otomobillerinden inmeye teşvik etmenin olanaksız
hale geleceğini ifade etti. Otobüslerin ve durakların doluluğunun çekici değil
itici düzeyde olduğunun altını çizen Şahin, “Yapılan yatırımın anlamlı
olabilmesi için, yeterli uzunlukta bir süre istenilen koşullarda hizmet vermesi
beklenir. Birkaç yıllık hizmet ömrüne sahip sistemin bugün sağladığı geçici
faydanın ardına saklanmak popülist bir tutumdur; uzun vadede sorun çözücü
değildir” dedi.
Toplu taşıma lehine bozulan talep-kapasite dengesiyle boğazda 3. köprü
dayatması ile karşı karşıya kalınacağını kaydetti.
Şahin, şöyle devam etti: “1. Çevreyolu’nda hizmete konulan metrobüs toplu
taşıma sisteminin türü yanlıştır. Bu koridorda çok daha yüksek kapasiteye sahip
metro sistemine gereksinim vardır. Marmaray adıyla inşaatı devam eden
İstanbul’un iki yakasındaki banliyö hatlarını yenileyen ve bu hatları bir
tüpgeçit ile birbirlerine bağlayan bu sistemin bir benzeri, öncelikli olarak 1.
Çevreyolu koridorunda inşa edilmeliydi.”
Eksik ve hatalar
Şahin, metrobüs sistemindeki eksikleri ve hataları da şöyle sıraladı:
• Koridor içinde yer alan ve henüz tamamlanmış köprüler, bugün genişletilmek
zorunda kalınıyor. Metrobüs yatırımının, bırakın uzun vade planlarını kısa vade
planlarda dahi yer almadığı, akla gelince yapılmış bir yatırım olduğu
anlaşılıyor.
• “Zorlama” bir proje olan metrobüs ile ilgili çeşitli tasarım hataları da
bulunmaktadır. Koridor boyunca yol genişletmeleri nedeniyle anayol şeritleri
kısmen daraltılmış, emniyet şeritleri ortadan kaldırılmış ve yol ekseninde
kaymalar olmuştur. Az da olsa yeşil kıyımı yapılmıştır.
• Metrobüs yolcu erişim geçitleri ile merdivenler, rampalar ve platformlar
çok dar olduğundan, zirve saatlerde taşıtlara erişmek ve istasyonlardan çıkış
yapmak oldukça zorlaşmaktadır. Bu da yolcu talebine karşılık sunulan altyapı
kapasitesinin yetersiz olduğunun başka bir göstergesidir.
• Şerit daralmaları ve eksen kaymaları sürüş güvenliğini ve performansını
olumsuz yönde etkilemekte, emniyet şeritlerinin yokluğu ise kaza-arıza
durumlarında yolda büyük miktarda ve uzun süreli kapasite kayıplarının
oluşmasına neden olmaktadır.
Phileas: 1.2 milyon Avro Capa City: 300 bin Avro
Ulaşım uzmanlarının raporunda İETT’nin almayı planladığı Hollanda’da üretilen
220 yolcu kapasiteli Phileas modeli ile yolcu kapasitesi 193 olan Mercedes’in
ürettiği körüklü Capa City modeli karşılaştırıldı. Topkapı-Avcılar metrobüs
projesinin toplam maliyetinin 55 milyon Avro olduğu belirtilerek “Bir adet
Phileas otobüsün fiyatı 1 milyon 200 bin Avro, 1 adet Capa City otobüsün fiyatı
ise 300 bin Avro’dur” denildi.