Surlar Marmaray'ı Değiştirdi

Marmaray kapsamında Yenikapı'da yürütülen arkeolojik kazılarda bulunan ve İstanbul'un ilk surları olabileceği tahmin edilen Konstantin dönemine ait temel kalıntıları nedeni ile Bölge Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, projenin değiştirilmesine karar verdi. Ulaştırma Bakanlığı, kurulun kararı üzerine, bulunan önemli mimari kalıntıların korunacağı yeni bir proje hazırlıyor.

Marmaray Projesi için İstanbul'un 3 ayrı noktasında yürütülen arkeolojik kazılarda yeni buluntulara ulaşıldı. Konu ile ilgili gazetemize bilgi veren İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü ve Kazı Başkanı Dr. İsmail Karamut, Yenikapı'da 26 bin metrekarelik alanda doğu yakası, batı yakası ve orta bölüm olmak üzere 3 noktada çalışmaların sürdüğünü anlattı.

Karamut, Yenikapı çalışmalarının batı bölümünde yürütülen çalışmalarda geç Roma dönemine ait duvar kalıntısına, Bizans dönemine tarihlenen içinde bol miktarda kandillerin çıktığı tonozlu bir galeriye, geç Bizans dönemine ait tonozlu mezar yapılarına rastlandığını belirtti.

İlk surlar olabilir
Bunlar içinde en önemlisinin, Marmara surlarının denizle ilişkisini gösteren temel kalıntıları olduğuna dikkat çeken Karamut, ''Bu kalıntılar, kesin olmamakla birlikte İstanbul'un ilk surları olabilir'' dedi. Karamut, doğu yakasında 3 farklı döneme ait buluntulara rastlanması üzerine bölge koruma kuruluna gidildiğini anlatarak ''Kurul, önemli kalıntılar nedeniyle yeni bir proje hazırlanmasına karar verdi. Bakanlıktan duvar kalıntılarının yerinde korunabileceği bir proje üretmesini istedi. Bakanlık yeni bir proje üretmeye çalışıyor'' diye konuştu.

Tekneler istasyonda sergilenecek
İsmail Karamut, Yenikapı'da doğu yakada yürütülen çalışmaların bittiğini belirterek, burada toplam 8 tekne kalıntısının bulunduğunu söyledi. Yenikapı'da kazı yapılan bölgenin antik kaynaklara göre daha önce liman olarak kullanıldığını dile getiren Karamut, şöyle devam etti:

''Zamanla doldurulan liman 7. yüzyıldan sonra kullanılmamış. Osmanlı döneminde doldurulan bu liman, langa bostanlığı olarak kullanılmış ve yerleşime açılmış. Doğu yakasında yaptığımız çalışmalarda, önce kuru duvar tekniğinde yapılmış mimari komplekse rastladık. Bunlar geç Osmanlı dediğimiz 18 ve 19. yüzyıla ait temel ve duvar kalıntılarıydı. Eksi 80 koduna indiğimizde işlenmiş ahşap ve anfora buluntuları, halat parçaları ortaya çıktı. Bölgedeki çalışmalarımızı yoğunlaştırınca 11. yüzyıla ait içi anfora dolu bir tekne bulduk. Tekne, omurgasından küpeştesine kadar sağlamdı ve halatların çıpaları bile üzerindeydi.

Teknenin kaldırılması işlemini yapan Doç. Dr. Cemal Pulak, yaklaşık 11 metre uzunluğundaki teknenin meşe ağacından yapıldığını ve yaşlı bir tekne olduğunu, fırtına nedeniyle battığını tespit etti. Bölgede bulduğumuz 8 teknenin dördüne aynı bölgede yürüttüğümüz metro kazısı sırasında rastladık. Tekneler kurul kararına göre istasyonlar açıldıktan sonra burada sergilenecek. 11. yüzyıla ait teknenin kaldırma işlemi tamamlandı. Diğer 7 teknenin kaldırılma işlemleri de İstanbul Üniversitesi Konservasyon Bölümü'nce sürdürülüyor.''