Merkez Bankası, yüzde 7.6 olan yılsonu enflasyon tahminini yüzde 8.9'a çıkarıd. Bu arada Hükümetin OVP'de belirlediği enflasyon öngörüsü yüzde 9,4 düzeyinde yer alıyor. MB Başkanı Başçı, enflasyonun OVP hedeflerinin altında kalmasının nedenini emtia ve petroldeki düşüş ile gıdadaki aşağı yönlü revizyondan kaynaklandığını açıkladı.
Yılın son enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ekimdeki enerji fiyat zammının enflasyonu yüzde 0,2 puan yukarı yönlü etkilediğini belirtti. MB Başkanı, yılsonu gıda enflasyonu varsayımlarını 2014 için yüzde 12,5 aldıklarını ifade etti.
TCMB Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 ihtimalle orta noktası yüzde 8,9 olmak üzere yüzde 8,4 ile yüzde 9,4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini açıkladı.
Başçı, 2015 yılı sonuna ilişkin enflasyon tahminlerinin ise ortak noktası yüzde 6,1 olmak üzere yüzde 4,6 ile yüzde 7,6 aralığında olduğunu söyledi.
Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı ve 2015 yıl başından itibaren önemli bir oranda düşerek 2015 yıl sonunda yüzde 6,1 oranına gerileyeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, enflasyonda bekledikleri bu belirgin düşüşte, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam edeceği, gıda enflasyonun geçmiş yıllar ortalamasına döneceği ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları öngörüleri belirleyici etkenleri olacağını kaydetti.
Başçı, ayrıca bu dönemde talep koşullarının ve açıklanan sıkı maliye politikası duruşunun enflasyondaki düşüşü destekleyeceğini ifade etti.
"Önümüzdeki yıl enflasyonda önemli düşüş olacak"
TCMB Başkanı Erdem Başçı, gelecek yıl, enflasyonda önemli bir düşüş süreci yaşanacağını öngördüklerini belirterek, "Birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesi, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesi ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacak temel unsurlar olarak sıralanabilir" dedi.
"Para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz"
Başçı, ağustos ayında faiz koridorunu daha simetrik hale getirmek amacıyla gecelik borç verme faizini yüzde 12'den yüzde 11,25'e, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 11,5'ten yüzde 10,75'e indirdiklerini anımsatarak, şunları anlattı:
"Bu dönemde TCMB fonlamasını çoğunlukla bir hafta vadeli repo ihaleleriyle sağladık. Böylece ortalama fonlama faizi haftalık fonlama faizi seviyelerine yakın gerçekleşti. Öte yandan eylül ayından itibaren jeopolitik riskler ve finansal piyasalarda yaşanan oynaklığı göz önünde bulundurarak sıkı para politikamızı sıkı likidite politikasıyla destekledik. Bu çerçevede BIST gecelik repo faizleri temmuz ve ağustos aylarında bir hafta vadeli repo ihale faizine yakın seviyelerde oluşurken, son dönem itibarıyla faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izledi. Ölçülü faiz indirimlerine gitmiş olmakla beraber, bu çeyrekte de getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdürdük. 5 yıllık piyasa faizleriyle BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark ekim ayı itibarıyla negatif değerlerde seyretti.
Ayrıca son dönemde likidite politikasını sıkılaştırmamızın da etkisiyle kısa vadeli faizlerde belirgin bir artış gözledik. Böylece getiri eğrisinin yataya yakın konumunu korumaktayız. Uzun ve kısa vadeli faizler arasındaki farka baktığımızda ise bu farkın tarihsel seviyelerinin altında seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz."
"ROM’un otomatik dengeleyici özelliğini güçlendirmeyi amaçlıyoruz"
Finansal kuruluşların zorunlu karşılıklarının Türk Lirası olarak tutulan kısmına ödemeye başlayacakları faizi de bu doğrultuda bir teşvik unsuru olarak kullanmaya karar verdiklerini ifade eden Başçı, bu düzenleme yoluyla bankaların Türk Lirası zorunlu karşılık tutma maliyetinin TCMB para politikası faizine olan hassasiyetini azaltarak Rezerv Opsiyon Mekanizmasının otomatik dengeleyici özelliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını vurguladı.
"Kısa vadeli faizleri yüzde 8,25'e indirmeyi değerlendirebiliriz"
Başçı, bu yılki dördüncü enflasyon raporunu açıklamasının ardından ekonomistlerin ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Para politikasındaki sıkı duruşa ilişkin soruya Başçı, uzun vadeli faizlerle kısa vadeli faizlerin birbirine yakın olma prensibinin döviz kurlarını istikrara kavuşturduğunu, ayrıca krediler konusunda daha sürdürülebilir ve istikrarlı kredi büyümesini sağladığını ifade etti.
Konjonktür icabı herhangi bir dış sebep ile uzun vadeli faizlerde artış olursa kısa vadeli faizlerde ona uyum sağlandığını aktaran Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hatta gerekirse kısa vadeli faizler daha bile yüksek olabiliyor. Onu da yaptık. 26 Eylül'den itibaren kısa vadeli bankalararası Interbank faizlerinin uzun vadeli faizlerin üzerine çıkmasını sağladık. Bunu yaptığımız zaman Türk Lirasını desteklemek anlamında çok faydalı oldu. Kredier üzerinde de sürdürülebilir kredi büyümesine yol açtığını gözlemekteyiz. Uzun vadeli faizleri izliyoruz, uzun vadeli faizlerde bir düşüş olduğunda kısa vadeli faizler de ona uyum sağlayabilir.
Getiri eğrisini genelde yatay tutmayı tercih ediyoruz.Şu anda ters eğimli olduğu için likidite politikası oldukça sıkı, şartları izleyeceğiz eğer istikrarlı bir gidiş görürsek önümüzdeki günlerde kısa vadeli faizleri tekrar yüzde 8,25'e doğru indirmeyi değerlendirebiliriz. Ama onun için emin olmalıyız. Enflasyondaki düşüş bizim için çok önemli. O yüzden attığımız adımın döviz kurlarını bozucu yönde etki yapmaması, kredilerde aşırı bir artışa yol açmadığı konusunda emin olmalıyız. O konuda eminsek kısa vadeli faizlerde bu şekilde likidite politikasıyla bir ayarlama, uyum sağlayabiliriz. Dolayısıyla likiditeyi biraz daha bol verebiliriz."