Ankara Üniversitesi Başkent’e yeni bir ufuk açmaya hazırlanıyor.
Ankara Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (ANKAMER) kente büyük katkı
sağlayacağını söyleyen Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Taluğ, “ANKAMER,
kenti araştıracak ve tanıtacak” dedi.
ANKARA Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, yaklaşan akademik yıl öncesi
Ankara Hürriyet’e konuk oldu. Taluğ, yeni eğitim öğretim yılında Ankara
Üniversitesi’ndeki yenilikleri, hayata geçirmek istediği projeleri, çok önem
verdiği Ankara Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni
(ANKAMER) ve kente dair düşüncelerini
anlattı.
Ankara Çalışmaları Merkezi’ne önem veriyorsunuz. Biraz
bilgi verir misiniz?
Ankara Üniversitesi, Ankara’nın bilimsel,
sosyal, kültürel, ekonomik yaşamına daha fazla katılan, daha fazla katkıda
bulunan bir üniversite olmak durumundadır. Bu doğrultuda çok boyutlu bir
anlayışı sürdürüyor ve sürekli yeni adımlar atıyoruz. Bunlardan bir tanesi, yeni
kurduğumuz ANKAMER’dir. Bu merkez, farklı bilimsel alanlarda Ankara’ya ilişkin
araştırmalar yapan, Ankara üzerine çalışan araştırımacıları destekleyen,
Ankara’nın her yönden tanıtımına katkıda bulunmayı amaçlayan bir merkezdir.
Ankara’daki yerel kalkınma çabalarına omuz vermeyi de önemli bir görev alanı
olarak kabul ediyoruz.
Bu araştırma merkezi akademisyenlerden
oluşan bir kurum mu?
Evet, akademisyenlerden oluşan bir kurum.
Ankara üzerinde çalışan, Ankara’ya değer veren akademisyenlerden oluşan bir
yapı. Ancak, Ankara gönüllülerinden oluşan bir Danışma Kurulu olan,
çalışmalarını Ankaralılarla birlikte yapan ve tüm çalışmalarını toplumla
paylaşan bir kurum.
İstanbul, Antalya gibi şehirlerin yanında
Ankara maalesef turizm açısından iyi bir cazibe merkezi değil. Bir amblemimiz
bile yok, yıllardır tartışılıyor. Ankara Çalışmaları Merkezi’nde Ankara’ya dair
bir amblem çalışması var mı?
Böyle bir çalışmaya destek
olabiliriz. Biz, Ankara’yla ilgili yapılmış bütün araştırmaları derliyoruz. Bu
konuyla ilgili büyük bir Ankara Kitaplığı geliştirmeye başladık. Yerli ve
yabancı bilim insanlarının gelip Ankara üzerinde çalışmalarını yürüteceği bir
merkez oluşuyor. Burada belli konularda Ankara üzerine araştırma projelerini de
desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu merkezde sık sık Ankara üzerine konferanslar
verilecek. Daha önce değindiğim gibi Ankara’nın tanıtımına katkıda bulunmak da
amaçlarımız arasındadır.
Ankara Üniversitesi ANKAMER, kentlilerin, kentin
değerini bilenlerin, kendisini Ankaralı hissedenlerin, Ankara dostu olanların
buluşacakları ve birlikte çalışacakları bir yuva olacaktır.
Türkiye’de vakıf üniversitelerinin sayısı her geçen yıl artıyor.
Vakıf üniversitelerinde hocalara daha iyi imkânlar ve maaşlar sunuluyor. Siz
devlet üniversitesi olarak bu konuda sıkıntı yaşıyor
musunuz?
Biz devlet üniversitesi olarak gerçekten karmaşık ve
çözümü zor sorunlarla karşı karşıyayız. Her şeyden önce bilimsel özgürlük ve
kurumsal özerklik üniversite olmanın olmazsa olmaz koşuludur. Yükseköğretim
sistemimiz ne yazık ki merkeziyetçi yapının getirdiği sorunları hala yaşamaya
devam ediyor. Sistemin gelişmesinde çeşitlilik ve çoğulculuğun önemini
göremiyoruz ya da hayata geçirmekten sürekli kaçınıyoruz. Kuşkusuz mali özerklik
de çok önemlidir. Kamusal kaynakların sınırlılığı ve bunun kullanımında
karşılaşılan engeller özellikle büyük devlet üniversitelerini önemli ölçüde
zorlamaktadır. Ankara Üniversitesi olarak, kaynak yaratma ve gelir elde etmeyi
bir amaca dönüştürmüş üniversite olmak istemiyoruz. Hiç kuşkusuz buna
ihtiyacımız var ama piyasanın peşinde giden, kendisine sunulan araştırmaları
yapan bir üniversite özgün çalışmalar yapamaz. Bu nedenle biz sektörle
ilişkilerimizde sanayi ve ticaretle ilişkilerimizde hep belirli sınırlara özen
gösteriyoruz. Değerlerimizi zedelemeden gelirlerimizi arttırmaya
çalışıyoruz.
Temel görevim hizmet
etmek
Cumhuriyetin ilk üniversitesi olan Ankara
Üniversitesi’nin rektörü olmak size ekstra bir sorumluluk yüklüyor mu?
Bir kere Ankara Üniversitesi’nin Rektörü şunu biliyor. Ankara
Üniversitesi meslektaşlar yönetimine dayalı bir geleneği sürdürmektedir ve buna
sıkı sıkıya bağlıdır. Bizim üniversitemizde öğretim üyeliğinin üstünde hiçbir
bir makam yoktur. Ankara Üniversiteli olmanın onuru ve bize yüklediği sorumluluk
idari görevlerde olalım ya da olmayalım hepimiz için eşittir ve çok büyüktür.
Temel görevim, bu üniversitenin akademik ve idari çalışanlarına ve üniversitenin
varlık nedeni olan öğrencilerine hizmet etmektir. Üniversitemizin yüksek
değerlerinin zedelenmeden paylaşılmasını sağlamaktır. İç dayanışmamızı
yükseltmektir. Kuşkusuz artan uluslararası rekabet ortamında yaşanan gelişmeleri
izlemek, üniversitemiz için öğrenmeler ve öneriler çıkarmak, bunların içimizde
tartışılmasını sağlamak önemli bir görevdir.
Sanayi ile ilişkiler
gelişiyor
Üniversite sanayi işbirliği, yönetim olarak önem
verdiğimiz bir konu. Aslında sanayi talebi bir üniversitenin araştırmalarının
hayatın gerçekleriyle buluşması ve toplumun yaşadığı ihtiyaçlara cevap vermesi
açısından da önemli. Özel işbirliği anlaşması imzaladığımız kuruluşlar var.
Bunlar arasında OSTİM ve Makine Kimya Endüstrisi’ni sayabilirim. Türk Patent
Enstitüsü ile de protokolümüz var. Ankara Üniversitesinin teknoloji geliştirme
bölgesi konusunda geç kalmışlığını hızla giderebilmek için yoğun çaba harcadık
ve harcıyoruz. Gölbaşı’ndaki Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin I. Kısmını 2009
Aralık ayında tamamladık. Gelişmeler bizi mutlu ediyor.
Tarihi
binalarda engel kaldırmak zor
Ankara, engelli
vatandaşlar için zor bir şehir. Engelli öğrenciler için bir çalışmanız var
mı?
Hareket kabiliyeti kısıtlı olan öğrencilerimiz için büyük
yatırımlar gerekiyor. Yeni binaları yaparken her şeyi planlayabiliyorsunuz ama
eski yapılarda bunu değiştirmek büyük maddi imkânlar gerektiriyor. Fakat biz
bunu eksiksiz yapmak iddiasındayız yani bütün akademik yapılarımızı,
binalarımızı, engelli öğrencilerimizin hareketine uygun hale getirmek
iddiasındayız.
Engelli öğrencilerimiz için fiziki planlamalar yanında
eğitime erişmeleri ve eğitimde başarılı olmaları için de çalışıyoruz. Örneğin,
görmeyen öğrencilerimiz için özel okuma ortamları yapıyoruz, araçlar getiriyoruz
ve engelli öğrencilere yardımcı olan gönüllü öğrencilerimiz var. Çocuk, her yere
erişebilmedir, ulaşabilmelidir, “sınıfıma ben nasıl çıkacağım” diye
düşünmemelidir. Engelli tek bir öğrenciniz olsa bile “biz o binada bir şey
yapmayız” diyemezsiniz.