Mendes da Rocha: "Şehirleri Kendimizden Sonraki Kuşaklar İçin İnşa Ettiğimizi Unutmayalım"



28. Pritzker Ödülü’nü almaya layık görülen Paulo Mendes da Rocha, Hyatt Regency Oteli’nde düzenlenen basın toplantısıyla Türk basınının sorularını yanıtladı. Toplantıda Pritzker Mimarlık Ödülü'nü veren Hyatt Vakfı Başkanı Thomas J. Pritzker, Pritzker Ödülü Direktörü Martha Thorne ve Jüri Başkanı Lord Palumbo da hazır bulundu.

Hyatt Vakfı Başkanı Thomas J. Pritzker, ödülün amacının, mimarinin mesajını dünyaya aktarabilmek olduğunu, bu nedenle ödül töreninin her yıl farklı ülkelerde gerçekleştirildiğini söyledi.

Ödülü İstanbul'da alacak olan da Rocha, bu konuda ne hissettiği sorulduğunda, İstanbul’un seçilmiş olmasının zamanında alınmış bir karar olduğunu ifade ederken, içinde yaşadığımız çağda insanların birbirleriyle yaşama ve buluşma zorlukları çektiğini, iki kıtanın buluşması ve kültürlerin birarada yaşamasıyla ikili bir görüntü ifade eden İstanbul’un insanlar arasında bağlantı kurmak konusunda önemli bir örnek olduğunu ifade etti. Da Rocha, İstanbul’un “medeniyetlerin buluşma noktası” olarak önemine de değindi.

İstanbul’un mimari kimliğini nasıl tanımlayabileceği sorusuna ise da Rocha, “İstanbul’un bir tarihi sergilediğini” ve “önemli olanın yapılmışların tarihi macerasını görebilmek olduğunu” ifade etti. Doğayla mimarinin bütünleştiği İstanbul gibi kentlerde, insanın “doğanın sadece peyzaj olmadığının farkına varması” ve “su, jeomorfoloji ve mekan gibi ögeleri fenomenolojik olarak incelenmesi gerektiğini” vurguladı.

Da Rocha, şehirleşmeye bakışıyla ilgili bir soruya, yeni şehirlerin en önemli anıtlarının konutlar olduğunu, bütüncül bir yaklaşımla binaları tek tek yapmanın ötesine gidilerek trafik, altyapı, herkese konut sağlanabilmesi gibi teknik problemlerin bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğini ifade etti. Şehirleri aslında “bizden sonraki kuşaklar için inşa ettiğimizi” hatırlatan da Rocha, aldığı ödülün sadece mimariyle değil şehirle de yakından ilgili olduğunu belirtti.

İstanbul’da yabancı mimarların yer aldığı kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili görüşleri ve böyle bir proje teklifi geldiğinde bunu nasıl değerlendireceği sorulan da Rocha, yaşanan gelişmelerden haberdar olmadığını ancak böyle bir tekliften gurur duyacağını ifade etti.

Mendes da Rocha daha önce Pritzker Ödülü’nü alan ilk Brezilyalı Mimar Oscar Niemeyer’den nasıl etkilendiği sorusunu şöyle cevaplandırdı: “Onun bizlere temel etkisi cesareti ve mimari yapıların bilgiyle ilgili bir söylem olduğu dersidir.”

Pritzker Ödülü Direktörü Martha Thorne’un ödül madalyonunu tasarlayan ve gökdelenlerin babası olarak bilinen Louis Sullivan’dan bahsetmesi üzerine, da Rocha’ya gökdelenlerle ilgili yaklaşımı soruldu. Da Rocha, şehirlerin hem yatay hem de dikey olarak hareket eden mekanizmalar olduğunu, gökdelenlerin şehirlerde "bir noktada odaklanma hissinin yansımasını" ifade ettiğini belirtti. Hayal gücü ve vizyon açısından önemli yapılar olan gökdelenlerin sonsuzluk hissi yaratsalar da temellerinin toprakta olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten da Rocha, farklı bir yaşam tarzı ifade eden gökdelenler konusunda yapılan hatanın varolan eski matris üzerine yeni bir matris yerleştirme çabasından kaynaklandığını söyledi. Da Rocha, modern bir şehrin varolanın üzerine değil sıfırdan tasarlanabileceğini vurguladı.

Martha Thorne bir soru üzerine, ödül jürisinin tüm dünyadan gelen başvuruları değerlendirdiğini ve bir gün bir Türk mimarın da bu ödülü alması için hiçbir engel bulunmadığını belirtti.

Paulo Mendes da Rocha'ya ödülünü, bu akşam Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenecek törenle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan alacak.

Paulo Mendes da Rocha’nın hayatı ve yapıtlarıyla ilgili haber dosyamıza buradan ulaşabilirsiniz.