Mehmet Aksoy'un “Yılan Hikayeleri” Evin Sanat Galerisi'nde



Türk heykel sanatının güçlü ismi Mehmet Aksoy, 21 Ekim 2010 tarihinde açılacak olan “Yılan Hikayeleri” başlıklı sergisi ile ilk kez Evin Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor. Figüratif heykeli özgür yorumuyla zenginleştiren ve özgün anlamlara ulaştıran Mehmet Aksoy bu sergisinde, farklı boyutlarda ürettiği çarpıcı yapıtlarını bir araya getiriyor.

Sanatçı, sergi katalogu için kaleme aldığı yazısında, sergi temasının ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor:

“Çocukluğum, Yayladağı’nda yılan hikayeleri dinleyerek geçti. Tarlada derede bastığın yere dikkat et, yılana basma basarsan sokulursun gibi uyarıcı söylemlerin dışında; yılanın koruyucu olduğu çoğu evlerin damında çatısında yılan olduğu onlara dokunmamak gerektiği anlatılırdı.

Kara yılanların çift dolaştığı, birbirlerine çok bağlı oldukları, birini öldürürsen ötekinin muhakkak intikamını almak için sonuna kadar eşini öldüreni takip edeceği seneler geçse de unutmayacağı söylenir. Hatay’ ın Arsuz Madenli köyünde böyle bir kara yılanın olduğu, uzun zaman intikamını almak için beklediği, hatta sakallarının çıktığı, ona sakallı yılan dendiği, hala günümüzde yaşadığı onu görenler tarafından söyleniyor. 

Bazı yılanların kadınlara aşık olduğu, onların arkasından gittiği, sık sık önlerine çıktığı, hatta gece yataklarına gelip erkenden gittiği, kadının da artık buna alıştığı, ondan hiç korkmadığı gibi söylenceler, daha da ilginçleri örneğin çocuklarla oynayan yılanların hikayeleri... 

Masallardaki yılan hikayelerine gelince Şahmeran’ ı ele alsak yeter. Gılgamış’ ın gençlik otunu çalan ve ebedi gençliğe kavuşan yılana ne demeli. Adem ile Havva’ nın elmayı ya da ayvayı gösterip yemeye ikna eden yine yılan. Bu kez farkındalığın ve gerçekliğin, çelişkinin ya da şeytanın sembolü olarak. 

Bergama’da Asklepion süte karışan zehri ile hastaları iyi eden ve giderek tıbbın sembolü haline gelen yine bizim yılan. Bütün dünya mitoslarında yılanlarla ilgili hikayeler var çoğu pozitif. Hıristiyanlıkta şeytan yerine konmasının haricinde genellikle koruyucu, aydınlatıcı hatta Baltık ülkelerinde dünyanın varoluşu öncesi evrenin bir yumurta şeklinde görüldüğü, yumurtaya sarılı bir yılanın onu koruduğu ve olgunlaştığında da evrenin o yumurtadan var olduğu söylenir.

Beni bu hikayeler cezbetti. Ben de kendimce yılanları yorumlamak istedim. Biraz araştırıp inceleyince kendimi bir hazinenin içinde buldum, bu kadar zengin ve bu kadar geniş bir içerik, her türlü anlatıma açık. Beni çok heyecanlandırdı. Bana en azından yüz tane heykel yaptırır... Adem ile Havva’ dan evrim teorisine kadar uzanan geniş bir yelpaze...

Dizimden arıza vermem nedeniyle bu sergiye planladığım, yapmak istediğim heykellerin bir kısmını yetiştiremedim. Bunu da desenlerle, eskizlerle telafi etmeye çalıştım. DEVAMI GELECEK... İYİ SEYİRLER”

Mehmet Aksoy’un “Yılan Hikayeleri” Sergisi, 21 Ekim - 4 Aralık 2010 tarihleri arasında Evin Sanat Galerisi’nde görülebilir. Galerinin, Pazar hariç hergün 11.00 – 19.00 saatleri arasında açık olduğunu not düşelim.