Mega Şehirliler Kapılarını Kilitlemiyorlar



Sakin küçük kasaba hayatının efsanevi özelliğidir: Çevre o kadar güvenlidir ki, insanlar kapılarını kilitlemezler bile.
Oysa Corcoran Emlak Grubu'nun 63 yaşındaki Başkan Yardımcısı Joyce Weisshappel küçük bir kasabada değil, Manhattan'da lüks bir apartman dairesinde yaşıyor. 30 yıldır yaşadığı evinde kapısını bir kez bile kilitlediğini hatırlamıyor. Anahtarların nerede olduğunu bile bilmiyor. Neden kilitlesin ki? Kapı görevlileri günün 24 saati iş başında. Teslimatçıların binaya tek başına girmelerine izin verilmiyor.

Binada bir suç işlendiği duyulmuş şey değil. Kilitlemeyenler: Bu insanların var olduğuna inanmayabilirsiniz. Özellikle de New York gibi büyük bir şehirde. Ama siz ne kadar şüphe etseniz de, evlerinin kapısını kilitlemeyen insanlar var. Üstelik hayret edeceğiniz kadar çok sayıda. State Farm Insurance adlı sigorta kuruluşunun 2008'de Amerika çapında bin evde yaptığı bir araştırmada, ankete katılanların yarısından daha azı ön kapılarını sürekli kilitlediklerini söylediler. Ama "Kilitleyenle" "Kilitlemeyen" aynı binada yaşadığı zaman işler karışabiliyor. Kendini Çifte Kilitçi olarak tanımlayan New Yorklu bir iş kadını (dediğine göre komşularını kızdırmaktan korktuğu için adını vermiyor), "Bu kadarı da saflığın daniskası" diyor.

"Kapı görevlisi olan bu gökdelende 15 yıldır oturuyorum. Hırsızlık olduğunu hiç duymadım, ama olayın bununla ilgisi yok. Bu bir sağduyu meselesi. Burada kapısını hiç kilitlemeyen bir komşum var. Açıklama olarak anahtarını kaybedeceğini söylüyor. Bina personeline içeri evine rahatça girebileceklerini söylemiş."

Bayan Çifte Kilitçi, bina yöneticilerinin bu komşuya bir mektup gönderdiklerini ve eşyalarına bir şey olması ihtimaline karşı, kendisine, "Eğer kapınızı açık bırakacak ve sizi duyma mesafesindeki herkese bunu ilan edecek kadar ahmaksanız ve eğer sizi duyan herkes evinize girebilecekse, bina yönetimi olacaklardan sorumlu değildir" diye bildirdiklerini aktarıyor.

New York Polis sözcüsünün belirttiğine göre, 2009'da New York'ta yaşanan 19 bin 263 hırsızlık olayının 5 bin 41'inde kilidin zorlanması gibi bir durum söz konusu değil. New York'u kapılarda üçer kilidin ve demir parmaklıkların olduğu bir şehir sanan (1960 ve 70'lerdeki filmlere ait ortak bir imgedir bu) insanlar bunun modasının çoktan geçtiğini bilmiyorlar. Polise göre 1980'de şehirde 210 bin 703 hırsızlık olayı görülmüş. Geçen yılki vukuat sayısı ise bunun onda birinden bile az. Aslında New York bazı bakımlardan kendi başarısının kurbanı olabilir. Manhattan Yukarı Doğu Yakası'nda 19'uncu Polis Bölgesi'nin amiri olan James Murtagh, insanların rahata fazla alışmış olabileceklerini belirtiyor. "Suçları önlemekle görevli memurum her hırsızlık mahallini ziyaret eder" diyor. "Ve birçok olayda insanlar kapılarını kilitlemediklerini, kendilerini güvende hissettiklerini veya güvenli bir muhitte oturduklarına inandıklarını söylüyor. Bunu bize açıkça itiraf ediyorlar. Kapılarını açık bırakacak kadar kendilerini rahat hissediyorlar" diye ekliyor. Oysa kapıyı kilitleme veya kilitlememe kararı çoğu zaman mantığa değil, tamamen duygusal gerekçelere dayanıyor.

Akıl sağlığı çalışanlarını eğiten New York Ackerman Aile Enstitüsü'nün Başkanı Lois Braverman, "İnsanların güvenlik algıları istatistiklere bağlı olmayabiliyor" diyor. "Bir insandaki güvenlik fikri son derece mantıksız değişkenlerle ilişkilidir. Kişinin kendine telkin ettiği şeylerin bir parçasıdır." Manhattan'da kapı görevlisi olan bir binada yaşayan ve kapısını hep kilitli tutan Braverman (oysa hayatının önemli bir bölümünü Des Moines'te geçirmiş ve gündüzleri kapısını genellikle açık bırakmış), kapı kilitleme alışkanlıklarıyla kişilik arasında bir bağ kurulmaması gerektiğini belirtiyor. Ona göre Kilitlemeyenlerin risk almaya meraklı olduklarını gösteren hiçbir kanıt yok. Kapılarına üçer kilit vuranların tedbirli insanlar olduklarını varsaymak da yanlış. Braverman, "Kapılarını kilitleyen ama 60 küsur yaşında olmalarına rağmen Colorado'nun en çetin, en dik pistlerinde son sürat kayak yapan insanlar tanıyorum" diyor.