Avrupa Komisyonu’nun Ankara’ya verdiği
Avrupa Ödülü, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ilk gününde tartışma konusu
oldu.
Toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili Yaşar Çatak ödülün
bazıları tarafından Avrupa Birliği’nce verildiğinin zannedildiğini söyledi.
"Konuyu abartarak gerçeklikle bağdaşmayan düşüncelere gitmeyelim. AB ve Avrupa
Konseyi farklı şeylerdir" dedi. Ankara’nın aldığı ödülün
1959’da İstanbul’a, 1991’de ise Bursa’ya verildiğini anlatan Çatak, Ankara’nın
söz konusu şehirlerden farklı olarak plaket ve flama ödüllerini de aldığını
söyledi.
İnternette yaptığı araştırmada ödülü Avrupa’dan alan büyük bir
kentin olmadığını bildiren Çatak, "Ödülü alanların arasında nüfusu 5 bin 500, 9
bin olan bazı kasabalar da var. Ödülü alan en büyük nüfuslu üç kent İstanbul,
Ankara ve Bursa’dır. Bunların ardından Viyana gelmektedir" ifadesini kullandı.
"Ödül, kentsel yaşam kalitesine yönelik bir ödül değildir"
diyen Çatak, Türkiye’nin uzun yıllardır AB’ye üyelik için çabaladığını "Avrupa
tarafından verilen bu tür ödüllerin Türkiye’nin ağzına bir parça bal sürmek"
olarak nitelendirilebileceğini öne sürdü.
Velev ki küçük olsa
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Grup Başkanvekili
Çatak’ın konuşmasını "üzüntüyle" dinlediğini ifade etti.
"Alınan başarının küçültülmeye çalışıldığını" söyleyen Gökçek,
"Velev ki küçük olsa... Bunu gittikçe küçültme gayreti içinde olmanın anlamı ne?
Bence bunun bir tek anlamı var, samimi söylüyorum; olayı hazmedememektir" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 8 senede verilen üç ödülü aldığını ifade
eden Gökçek, şunları söyledi:
"4. ödülü de elden verdiler biliyorsunuz. 4. diploma bir üst
kademedir bunu da getirip bugün elden verdiler. 8 senedir Ankara Büyükşehir
Belediyesi bu üç ödülü almış siz internetten uğraşmışsınız acaba neresinden bunu
küçültebiliriz, kırpabiliriz diye.
Dünyada bir numarayız
Buraya komisyon başkanı çıktı 'Biz bu ödülü çevre için verdik,
sosyal konular için verdik, kentsel dönüşüm için verdik, bizim şansla işimiz
olmaz' dedi. Uluslararası ilişkilerde zaten Türkiye’de değil, dünyada bir
numarayız. Onlarda zaten birinci olmuşuz, öteki konularda da birinci
olmuşuz.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Başkanı Luis Maria de
Puig aynı şekilde gelip ödül veriyor. İşin önemi bu kadar küçük olsa koca Avrupa
Parlamentosu Başkanının Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde ne işi var? Herkes
elini vicdanına koysun söylesin. Arkadaş biz bu işleri hazmedeceğiz, hazmetmeye
alışacağız. Siz de ödül alın biz de sizi alkışlayalım."
Konuşmasının ardından MHP Grup Başkan Vekili Hamit Yavuz’un "Siz
artık diplomanızı aldınız" demesi salonda gülüşmeleri neden oldu. Gökçek’in
Yavuz’a "Diplomayı aldık. Sonrasında önce profesörlük sonra da ordinaryüslük
geliyor" diyerek esprili şekilde karşılık verdi.
Gökçek-Altınok çekişmesi mağduru protesto
yaptı
Meclis üyelerinin belediye binasından çıktığı sırada Gökçek’le
görüştürülmediğini söyleyen Adem Kaya adlı vatandaş tepki gösterdi. Arazisi
üzerinde yapımına başlanan bir binanın ruhsatının Büyükşehir Belediyesi’nce
iptal edildiğini savunan Kaya, "Keçiören Belediyesi tarafından 2002’de verilen
ruhsat Büyükşehir Belediyesi’nce iptal edildi. Gökçek Altınok çekişmesinin
kurbanı oldum. Bunun için Belediye Başkanı Melih Gökçek ile görüşmek istedik
ancak korumalarını geçemedik. Eğer sonuç alamazsam kendimi yakacağım"
dedi.
Bütün meclis 'Seğmen' olacak
CHP’li Meclis üyesi Mehmet Yula ise seğmenliğin daha iyi
kavranılabilmesi ve yaygınlaştırılabilmesi için gerekli çalışmaların yapılması
yönünde yazılı önerge verdi. Yula, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla
Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıl dönümü kutlamalarında belediye başkanlarının
seğmen kıyafeti giyerek törenlere katılabileceğini de belirtti. Seğmenlikle
ilgili çalışmaların Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığınca
yapılabileceğini ifade eden Gökçek, isteyen belediye başkanları ve Meclis
üyelerine söz konusu törende giymek üzere Ankara Büyükşehir Belediyesince seğmen
kıyafeti sağlanabileceğini kaydetti.