Daha önce bakımsızlığı ile de gündeme gelen meydanda bulunan ve Cumhuriyet’i simgeleyen çelik su öğesi vinç yardımıyla söküldü.
Bu su öğesinin karşısındaki bulunan, Türkçe ve İngilizce “Atatürk Meydanı, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı seçildi. Devletin adı da Türkiye Cumhuriyeti oldu” ifadelerinin yer aldığı mermer duvardaki yazılarının da söküldüğü görüldü.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Atatürk Meydanı’nın yıkılmasına sert tepki gösterdi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan “TBMM önündeki Atatürk meydanı ve anıtı yıkılıyor. Muhalefet nerede?” dedi.
Candan, şöyle devam etti:
“Cumhuriyet rejimi ve bu rejimin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ait her simge ile kavga eden, yok eden, tahammül bile edemeyen zihniyetle karşı karşıyayız. 13 Eylül 2017 itibari ile başkent Ankara’nın odak mekanlarından ve uluslararası tanınırlığı yüksek projelerinden birini olan, anıtsal değeri bulunan Atatürk Meydanı imha edildi. TBMM’nin ve milletvekillerinin gözlerinin önünde yıkıldı.”
Yine Cumhuriyeti tasvir eden her şeye tahammülsüzler
Candan anıtsal değeri olan Atatürk Meydanı’na ilişkin şu bilgileri verdi: “Atatürk Bulvarı cepheli, İnönü Bulvarı üzerinde yer alan TBMM ve İçişleri Bakanlığı arasında devletin temsiliyeti iki kamu yapısı ile kuşatılmış anıtsal değeri olan bir meydandır. Atatürk Meydanı, 23 Nisan 2001 yılında açılışı yapılarak konumlandığı alan ve çevresi ile bütünleşmiştir. Proje müellifi, projenin ana temasını ‘Anıtsal meydan kimliğinin tarihsel anlatım şekliyle vurgulanması’ diyerek anlatıyor. Proje senaryosunu ise 1. Dünya savaşı sonrası parçalanmakta olan Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyetin ilanına kadar geçen serüvenin anlatılması olarak tanımlıyor. Proje senaryosunda alan eşikleri üçüncü boyutta yapı kısıtlamaları ve görüş açıklığını engelleyecek kotlara çıkarılmamıştır. ‘Başlangıç ve sonuc’u temsil eden kare havuzlar, yaşamı simgeleyen ağaç kasaları, basamaklı havuzlar, bindirmeli olarak beyaz blok mermerlerle yapılan ve her bir boğumda bir birim arttırılarak ‘Cumhuriyet’in ilerleme’si olarak betimlenmiştir. Bu simge alana olan tahammülsüzlük ve öfkenin nedeni nedir? Hükümetin görevi değerlerimizi yıkmak değil, yeni bir değer katacak projelere imza atmaktır. Kin ve öfkenin ne olduğunu, Cumhuriyet değerlerini temsil eden AOÇ’nin tahribat süreçlerinde de Marmara Köşkü’nün, Etibank’ın, İller Bankası’nın yıkımında gördük. Oturdukları ve temsil etikleri yerleri Cumhuriyet rejimine ve bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olanlar açıktan, pervasız bir sürece girmişlerdir”.
Candan, “Çelik kolonlar üzerinde üçgen prizmada düzenlenmiş çelik tellerden akıtılan su ile Cumhuriyet’in sonsuzluk ve coşkusunun soyutlandığı ve simgelendiği anıtsal değeri olan Atatürk Meydanı Projesi Uluslararası alanda peyzaj ödülleri veren European Landscape Prıze, Kasım/2003 - Mart/2006 ‘da ödül adayı olarak yurtdışında sergilenmiştir. Başarılar kazanmış bir projenin gerekçesi ne olursa olsun yıkılması kabul edilemez. Bu yıkım Cumhuriyetin sonsuzluk ve coşkusunun simgeselliğinin yıkımı anlamındadır” dedi.