Gri ve kasvetli tüm alanları renkli hale getirmek için Brezilya, Fransa,
İngiltere ve Hindistan’da hayata geçirilerek, dünya çapında başlatılan bir
girişim olan Renk
Hareketi, Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla ve
Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) medya sponsorluğunda,
'Renklendir Hayatı' sloganı ile 1 Temmuz Perşembe günü,
İstanbul’da Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nda başladı.
AkzoNobel grubunun bir parçası olan Marshall
Boya'nın hayata geçirdiği proje, insanlara, yaşadıkları alanları bir
damla boya ile yenilemek ve hayatı renklendirmek konusunda ilham vermeyi
hedefliyor. AkzoNobel Marshall Boya Genel Müdürü Dick Velings,
'Renk Hareketi'ni www.yapi.com.tr'ye anlattı.
‘Renk
Hareketi’ projesi nasıl ortaya çıktı, proje ortakları kimlerden oluşuyor? Bir
‘boyama’ işinin ötesinde ne anlama geliyor?
Renklendir Hayatı
Projesi, gri ve kasvetli alanları renkli hale getirmek için AkzoNobel tarafından
dünya çapında başlatılan bir girişim. Dünyanın her yerinde yerel halkla birlikte
çalışılıyor, caddeler, evler, okullar ve meydanlar boyanarak, yeniden
renklendiriliyor. Renklendir Hayatı, herkesin katılabileceği, renkli bir
hareketin başlangıcı. Renklendir Hayatı Projesi, yerel halkı, boyama
etkinliklerimize ek olarak kendi boyama etkinliklerini oluşturmaları için teşvik
etme konusunda da büyük bir etkiye sahip.
Özetle
“Renklendir Hayatı” tüm dünya insanlarına; “Birlikte, istediğimiz her şeyi
değiştirebiliriz. Hepimize ilham vermesi gereken gücü gösterecek basit bir boya
damlasını hep birlikte ekleyebiliriz. Bunun, sizin yatak odanızın duvarı veya
okulunuz olması fark etmez. Herkes bunun bir parçası olabilir” diye seslenen bir
renk hareketi. Mart 2010’dan bu yana Brezilya, Fransa, İngiltere ve Hindistan’da
hayata geçirilen bu renk hareketine; okulları, sokakları, evleri ve meydanları
boyamak için yerel halklar da katıldı. Renk Hareketi, sadece renklendirilen
alanlara değil, hareketin bir parçası olan insanların hayatına da coşku, heyecan
ve eğlence getiriyor. Sao Paulo, Paris, Londra ve Rajasthan’dan sonra İstanbul
ve Şanghay’da da hayata geçirilen Renk Hareketi sayesinde, insanlara ilham veren
Renklendir Hayatı mesajı, dalga dalga tüm dünyaya yayılıyor.
AkzoNobel
grubunun bir parçası olan ve 1954 yılından bu yana, rengin dekorasyonda
kullanımları konusunda öncülük ederek, sunduğu koleksiyonlar ile insanların
hayatına renk katan Marshall Boya olarak, her zaman yenilikçi yaklaşımlarımız
ile gerek ülkemiz ekonomisine ve sektörümüze gerekse insanların hayatına hep
daha iyisini sunmayı hedefliyoruz. Özellikle son iki yıldır tüm Türkiye ve dünya
olarak ekonomik açıdan geçirdiğimiz zorlu dönemi de yavaş yavaş atlatırken
hepimizin biraz daha hayata olumlu bakmaya, griliklerden kurtulup, daha canlı
renkleri hayatımıza katmaya çok ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Dekoratif
boya sektörünün lideri olarak, işte bu noktadan hareketle, “içinde yaşadığımız
toplumun gelişimine katkı sağlamak bizim gibi liderlerin sorumluluğudur” diyor;
insanların hayatına renk ve estetik katma konusundaki uzmanlığımızı yepyeni bir
proje ile bir adım daha ileriye taşıyoruz. İnsanlara, yaşadıkları alanları bir
damla boya ile yenilemek ve hayatı renklendirmek konusunda ilham veren projemiz
Renk Hareketi’ni, “Renklendir Hayatı” sloganıyla Türkiye’de başlatıyoruz.
Renk Hareketi, Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla ve Yapı-Endüstri
Merkezi’nin (YEM) medya sponsorluğunda, Renklendir Hayatı sloganı ile 1 Temmuz
Perşembe günü, İstanbul’da Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nda başladı. 100 yıllık bir
tarihi yaşatan Ayrılık Çeşmesi Sokağı’ndaki 44 ev yeniden boyanarak, grilikten
ve kasvet kurtarılırken, sokağa ve insanların hayatına da yepyeni bir renk
geldi.
Proje,
aralarında Türkiye’nin de bulunduğu İngiltere, Fransa, Brezilya, Hindistan ve
Çin gibi ülkelerle başlatıldı. Ülke ve kentler belirlenirken hangi kriterler
dikkate alınıyor?
Renklendirilecek olan yer veya şehirlerin
öncelikle o bölgede yaşayan insanların ruh hallerinde nasıl etkisi olacağını,
şehre veya bulunduğu çevreye olan pozitif katkıyı en çarpıcı şekilde ortaya
koyması gerekiyordu. Gri ve kasvetli alanlar olması ve sadece biraz renkle elde
edilebilecek olan değişimin gücünü göstermesi ana
kriterlerdendir.
Proje, kentsel ölçekte nasıl bir etki bırakmayı
amaçlıyor? Bu anlamda renklendirme alanı nasıl belirleniyor?
Bu
projeyi Türkiye’ye taşımadan önce, tıpkı Brezilya, Fransa, İngiltere ve
Hindistan’da yaptığımız gibi, uzun soluklu ve titizlikle sürdürdüğümüz bir
fizibilite araştırması sürecinden geçtik. Çünkü bu hareket, çok katılımlı bir
hareket. Yerel yönetimlerden destek alıyor, halkla birebir görüşmeler yürütüyor
ve projeyi kusursuz bir şekilde uygulayabilmek için tüm tarafların onayları ile
hareket ediyoruz. Bu anlamda büyük bir proje ekibimiz var. Oluşturduğumuz proje
ekibinde Renk Danışmanımız başta olmak üzere boya ustalarımız da bulunuyor. Bu
noktada boyanacak alanların renklendirilmeye uygunluğundan, tarihi dokusunu
yaşatmaya kadar pek çok kriter göz önünde
bulunduruluyor.
Kullanılacak renkler nasıl belirleniyor? Bu
anlamda ülkeler ve kentler farklılaşıyor mu?
Renklerin seçimini,
renk uzmanlarımız ve renklerin gücüne inanmış ve bu konuda birçok çalışma yapmış
olan Osmanlı Sanatı Uzmanı Serdar Gülgün’ün danışmanlığında yaptık. Elbette,
renklendirilecek olan bölgenin tarihi dokusu, geçmişi, şimdiki hali gibi
kriterleri de değerlendirerek konseptimizi oluşturduk. Amacımız, o sokaklara,
mekanlara ve yaşayanların hayatlarına canlılık, enerji ve estetik
getirmek.
Proje, yerel halkla nasıl bir bağ kuruyor, onlara ne
sunuyor? Katılımdan memnun musunuz?
Elbette en büyük hedefimiz
tüketicilerimizin takdirini ve ilgisini kazanabilmek ve bu konuda başarılı
olacağımıza inanıyoruz. Tüm insanların hayatını renkler aracılığıyla
zenginleştirme konusundaki kararlı yaklaşımımız ve imajımızı, Renklendir Hayatı
ifadesiyle, yepyeni bir şekilde söyleyişimizdir. Ayrıca, bu söz, sadece bir
ifade değil, çok da gurur duyduğumuz bir harekettir.
Ayrılık Çeşmesi
Sokağı’nda yaşayanlarla birlikte, renkleri sokaklara ve çevremize taşımanın
kolaylıkla sadece biraz boya ile mümkün kılınabileceğini tüm Türkiye’ye
gösterdik. Rengin sihirli gücü ile nasıl daha güzel bir çevre yaratacağımızı
birlikte ispatladık. Şu anda sokaktaki herkesin yüzü gülüyor, çevreden birçok
insanlar ve oradan yolu geçenler bu inanılmaz değişime şahit oluyorlar. Herkes
bu hareketin bir parçası olabilir, kötü, karanlık ve tedirginlik yaratan bir alt
geçitten tutun, bahçedeki paslanmış demir parmaklığınıza, çürümeye yüz
tutmuş ahşap masanıza kadar biraz boya ve renkle nasıl mucizeler
yaratacağınızı kendi gözlerinizle görün. Unuttuğumuz ve kullanmaya çekindiğimiz
renklerin evlerimizde ve sokaklarımızda yaratacağı değişim için çok cesaret
verici bir proje bu. Renkler hayata daha olumlu bir bakış açısı kazandırır. En
büyük vaadimiz bu.
Gerek projenin uygulanmasından önce gerekse sonrasında
aldığımız yorumlar ve katılım oranları bize, yolumuzda cesaret veriyor. Lise ve
üniversite öğrencileri, akademisyenler, çalışanlar, sokak ressamları, ev
hanımları... O kadar farklı kesimden o kadar farklı yaş grubundan insan
projemize gönüllü olarak katılıyor ki bu da bizi çok mutlu ediyor.
Projenin
Türkiye ayağında Osmanlı Sanatı Uzmanı Serdar Gülgün’le işbirliği yapıldı.
Sanatçılar, nasıl bir katkı sunuyor?
Marshall Osmanlı Renkleri
Koleksiyonumuzda da Osmanlı Sanatı Uzmanı Sayın Serdar Gülgün ile işbirliği
yapmıştık. Bir Osmanlı Sanatçısı ve Tasarımcısı olan Gülgün, bu konuda eğitim
almış, uzun yıllar bu işe gönül vermiş, hem uluslararası hem de ulusal arenada
değerli hizmetlerini sunmuş, engin bilgi birikimi ve tecrübeye sahip çok önemli
bir isim. Marshall Osmanlı Renkleri Koleksiyonu’nun da tasarımcısı olarak
projemize destek verdi. Markamız ve Serdar Gülgün arasında çok güzel bir
uyum yakaladığımızı düşünüyoruz. Rengin dekorasyonda kullanımları konusunda
öncülük eden ve sunduğu koleksiyonlar ile insanların hayatına renk katan
markamızın yarım asrı aşkın tecrübesi ve gücü ile Serdar Gülgün’ün uzmanlığı
birleşince, ortaya başarılı çalışmalar çıkıyor.
Serdar Gülgün, renklere
inanmış ve renkleri en güzel şekilde kullanan bir sanatçı. Geçmişimizin çok
renkliliğinden hareketle, bugünün yaşamında renklerin nasıl kullanılabileceği
hakkında da çalışmalar yapmakta. Bu anlamda çok keyif aldığımız ve
sonucuna bakınca da çok gururlandığımız bir ortak çalışmayı hayata geçirdik.
Şimdi ise Renk Hareketi ile insanların hayatına yeni bir renk katabilir, onları
biraz boya ve rengin hayatımızı nasıl değiştirebileceğini görmeye ve bire bir
yaşamaya teşvik edebilirsek ne mutlu bize.
Renk Hareketi, başka
hangi ülkelere ve şehirlere uğrayacak; Türkiye’de başka şehirleri de projeye
dahil etmeyi düşünüyor musunuz?
Evet. Bu Renk Hareketi’ni
Türkiye’nin her yerine taşımayı ve Türk insanlarına, renklerin gücü ile ilham
vermeyi hedefliyoruz. Bu renk hareketi, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında,
bambaşka ülke ve kültürlerde yaşayan farklı insanlara da ilham kaynağı olacak.
Şimdiye kadar yapılan uygulamalardan ne gibi tepkiler aldınız?
Sizce en yaratıcı çalışma hangisi oldu?
Projeye tüm Türkiye’den
ilgi çok büyük. Özellikle Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nda yaşayanlar, sokaklarındaki
değişimin hayatlarına enerji ve canlılık getirdiği konusunda hemfikirler. Bu
hedeflediğimiz bir sonuçtu ve hep birlikte bunu başarmanın mutluluğunu
yaşıyoruz. Daha geniş kitlelerin de kendi yaşam alanlarına bu projeyi taşıyarak,
umut dolu bu hareketin ve değişimin bir parçası olmalarını diliyoruz.
Bu
projenin arkasında son derece titiz bir araştırma-geliştirme ve ciddi emek
harcanan bir çalışma süreci yatıyor. Gerek Sevgili Serdar’ın gerekse Marshall
olarak bizim ve bu projede emeği geçen tüm ekibimizin, bu projeyi, en doğru, en
yaratıcı, en ilham verici, en teşvik edici ve en güzel şekli ile uygulama
konusundaki titizliği neticesinde hayata geçirebildik.