Manisa'nın Salihli, Saruhanlı ve Gölmarmara ilçelerinin sınırında yer alan, 'Ulusal Öneme Sahip Sulak Alan' tescilli, 'kuş cenneti' olarak bilinen Marmara Gölü, son yıllarda yaşanan su kaybı nedeniyle 2021 yılının ağustos ayında tamamen kurudu.
Gölde kuruyan alanla ilgili çözüm beklenirken; Marmara Gölü havzası, su tutana kadar Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) tahsis edildi. Kuruyan Marmara Gölü'nün rehabilitasyonu için Manisa Valiliği, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokolün ardından göl arazinde TİGEM tarafından tarımsal üretime başlandı. Tahsis edilen 35 bin dekarlık alanda, stratejik ürünlerden buğday ve ayçiçeği yetiştirilecek şekilde faaliyet başladı.
DHA’da yer alan habere göre; S.S. Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi, Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği ve bazı bölge sakinleri Avukat Cem Altıparmak aracılığıyla Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), Devlet Su İşleri (DSİ), Tarım ve Orman Bakanlığı ile Manisa Valiliği arasındaki iş birliği protokolünün iptali için Manisa 2'nci İdare Mahkemesi'nde yeni bir dava açtı. Mahkeme davacıların yürütmenin durdurulması talebini reddederken, dava konusu uyuşmazlık hakkında keşif ve bilirkişi incelemesi kararı verdi.
‘Sadece tarım açısından bakmak hatalı’
22 Şubat'ta yapılması planlanan keşifle ilgili olarak davacıların avukatı Cem Altıparmak, açıklamalarda bulundu.
Avukat Altıparmak, “Mahkeme tarafından hidrobiyoloji, hidrojeoloji ve ziraat mühendisliği uzmanlıklarına sahip üç kişilik bir bilirkişi heyeti belirlendi. Biz mahkemeden dava konusu uyuşmazlığın çözümü için bu uzmanlık alanlarının yetersiz kalacağının düşünerek, bilirkişi heyetine bu uzmanlıklara ek olarak flora ve fauna uzmanı biyolog ve ekolog bilirkişilerin eklenmesini talep ettik. Çünkü Marmara Gölü barındırdığı nesli tehlike altında olan nadir su kuşları, göle özgü iç su balıkları ve bitki türleri nedeniyle, çok sayıda uluslararası sözleşmelerle ile korunan, ulusal öneme haiz bir sulak alan. O yüzden meseleye sadece tarım açısından bakmak hatalı olacak. Bu yüzden mahkemeye başvuruda bulunduk. Mahkeme talebimizi kabul eder ise bilirkişi heyeti genişleyecek ve belki de yapılacak yazışmalar sebebiyle keşif gününün değişmesi de gündeme gelebilir. Konunun takipçisi olmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz." dedi.