Yapılan açıklamaya göre, marka sosyal sorumluluk alanında firmalara özel eğitim veren P3 Integral şirketinin, Sia-Insight Araştırma ve Danışmanlık işbirliğiyle marka profesyonellerinin sosyal sorumluluk algısını gösteren araştırmasının sonuçları yayınlandı.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Türkiye'nin En Beğenilen Markaları Listesi'nde yer alan şirketlerin üst düzey yöneticileri arasında yapılan araştırmaya göre, Türkiye, sosyal sorumluluk alanında yapılan çalışmalarda yolun başında. Araştırmaya katılan şirket yöneticileri, Türkiye'nin sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarda ''100 kilometrelik bir yolun 32. kilometresinde bulunduğu'' benzetmesini yaptı. Önümüzdeki dönemde sosyal sorumluluk çalışmalarının artacağına işaret eden şirket yöneticileri, bu konuda yapılması gereken birçok ev ödevi olduğunu düşünüyor.
Şirketlerin temel motivasyonu marka algısını güçlendirmek
Türkiye'de bir şirketin sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirirken temel motivasyonunun 'marka' olduğu görülüyor.
Şirketler, sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirirken, yüzde 34 ile en çok ''marka algısına katkı sağlayacak projelere'' yöneliyor.
Şirketler sosyal sorumluluk projelerinde, yüzde 30 ile ''projelerin geniş kitleler tarafından duyulmasını'' hedeflerken, yüzde 17 ile ''marka değerinin yükseltilmesini'', yüzde 9 ile ''toplumsal ihtiyacın giderilmesini'', yüzde 8 ile de ''satış cirosunun artılmasını'' önemsiyor.
Her dört marka ve iletişim uzmanından 3'ü, sosyal sorumluluk projeleriyle kurumsal itibarın artırılması veya markanın geniş kitleler tarafından duyulmasını amaçlıyor. Şirketler sosyal sorumluluk projelerinin, şirketin dışa dönük yüzünün iletişimi için yapıldığını, iç yüzüne etkisinin ise o kadar güçlü olmadığını düşünüyor.
Kamuoyu desteği en önemli başarı kriteri
Sosyal sorumluluk projelerinin başarısının en önemli göstergesi de, yüzde 56 ile projenin geniş kitleler tarafından duyulması ve kamuoyu desteği alması. Satış cirosunun artırılması gibi ciro ve kar odaklı amaçlar başarı kriterleri arasında oldukça geri planda yer alırken, dernekler, vakıflar ve üniversiteler özel sektörle beraber ilerlemesi gereken en önemli kurumlar olarak öne çıkıyor.
Devlet/bakanlık ve valilik/belediyeler de marka ve iletişim uzmanları için birlikte proje yapılabilecek ortaklar arasında yer alıyor.