Marcus’tan Marc’a Kayıp Çeşmenin Öyküsü



Alman Heinrich Schliemann 8 yaşındaydı. İzmirli hemşerimiz Homeros’un “İlyada” destanını okuduktan sonra Prens Paris’in güzel Helene’yi kaçırdığı “düşsel” Troia kentini bulmayı kafasına koydu. 1871’de Çanakkale’de ilk kazmayı vurduğunda Troia’yı buldu.

Belçikalı Marc Vaelkens 6 yaşındaydı. Schliemann’ın Troia’yı buluş öyküsünü okuduktan sonra babasına “Ben büyüyünce arkeolog olup Türkiye’de kazı yapacağım” dedi. 19 yaşında arkeoloji öğrencisi olarak Sivrihisar yakınlarında Pessinus antik kentinde Belçika heyetinde ilk kazmasını vurarak sözünü tuttu.

1989’da Burdur Avlasun’daki Sagalassos antin kentini 5 kişiyle kazmaya başladı. 1700 m yüksekliğinde, dağ başındaki bu “kayıp kent”teki kazı heyeti yıllar geçtikçe 20 ülkeden 100 uzmanı geçer oldu. Neler bulmadı ki!

Bunlardan biri de adaşı Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un İS 161-180 yılları arasında yaptırdığı “Antoninler” çeşmesi idi. 28 m uzunluğunda, 9 m yüksekliğindeki çeşmede insan boyunun iki katı büyüklüğünde anıtsal heykeller vardı, 4.5 m yüksekliğinden su, şelale gibi akıyordu.

İS 650’de korkunç bir deprem “çeşmeyi” yıkmakla kalmamış, kentin “kaybolmasına” da neden olmuştu. Marc, Türk yüksek mühendis Semih Ercan’a çözmesi için dev bir bilmece verdi. Semih, kalıntılar içinde çeşmeden geride kalan 3500 parça irili ufaklı, bölük pörçük mermer ve taşları derleyip toplayıp çeşmeyi yeniden yaratmalıydı. Semih 1998’de kolları sıvadı, Ağlasunlu taş ustalarını yanına aldı, kalıntı taşları tasnif etti. Aralarındaki bağlantıları saptamakla kalmadı, eksik parçaları tamamlamak için yöredeki 200 taş ve mermer ocağında incelemeler yaptı. Cumartesi günü Semih, konuklarına “13 yıllık düşünün” gerçekleştiğini gösterdi. Sanki çeşme yıkılmamıştı. Sanki deprem olmamıştı ve çeşmenin şelalesi de gürül gürül akıyordu.

Altı yıl önce devreye giren Aygaz, Belçikalı bazı ailelerin himayesine ek olarak bu onarım işinin hamiliğini yüklenmişti. Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüpoğlu, “Bu görkemli çeşmeyi gelecek kuşaklara bırakmanın mutluluğunu yaşadığını” söyledi. Keşke öteki şirketlerimiz de Sagalassos’a giderek bu başarıdan ders alıp arkeolojik çalışmalara katkıda bulunsalar.

Çeşmenin açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Bu çeşmeden çıkan ve Burdur Müzesi’nde sergilenen anıtsal heykellerin kopyalarının da yaptırılarak bir yıl içinde yerine konulacağına” söz verdi.

“Marcus”un yaptığı görkemli çeşmeyi yeniden yaratan “Marc”, duygusal konuşmasını “Son olarak, teşekkür etmek istediğim biri daha var. O yaşamımın her köşesine kendini dahil etti. O bana yaşamımın en güzel günlerini ve duygularını yaşattı: Teşekkürler Sagalassos” sözleri ile bitirdi.



Çorum’da Hitit Barajı Canlandı

Sagalassos’un “suyu” bana bir başka “su” olayını anımsattı. Çorum’da Hattilerin ve ardından Hititlerin ülkesi Alacahöyük yakınında Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu bir baraj bulmuştu. Hitit tanrıçası Hepat’a adanan baraj, yaklaşık 150 metre uzunluğunda idi. “Troia Savaşı” ile çağdaş Hitit Kralı 4. Tuthalia’nın büyük kuraklığın ardından 11 ilde yaptırdığı 13 barajdan biri olan bu baraj İÖ 1240’larda hizmete girmişti.

2002’de onarım çalışmalarında gördüğüm bu baraj 2.5 milyon m3 balçıktan temizlenmişti. Temizliğin hamiliğini Yüksel İnşaat Şirketi yüklenmişti. Alacahöyüklülerin “içme suyunu” sağlayan baraj 2 km uzunluğunda bir kanalla kente ulaşmaktaydı. 3250 yıl sonra ilk kez bir “antik baraj” yeniden işlev kazanmıştı. Artık Alacahöyük beldesine sulama göleti olarak hizmet veriyor. Çınaroğlu, burada tanrıça Hepat’ın heykelinin kaidesini, bir mezar taşı ile yakut taşlarıyla süslenmiş bir altın kolye de bulmuştu.

Yosunlaşan Güneş Tanrıçası Arinna!

Bakan Günay, Sagalassos’a gelmeden önce Konya Beyşehir’de de incelemelerde bulundu. Beyşehir’de Hititlerin ünlü kutsal göleti “Eflatunpınar”a gelince gördükleri karşısında çok sinirlendi. Gölet, pislik içindeydi. Yosun bağlamıştı, çerçöp göleti kirletmişti. Dayanamadı, “Hadi hiç temizlemiyorsunuz, insan bakan geliyor diye teftiş fırçası niteliğinde temizler” diye fırçasını attı. Konya Valisi, Beyşehir Kaymakamı, Belediye Başkanı, İl Kültür Müdürü bu fırçadan ne ölçüde nasiplerini aldılar bilemiyorum!

Herhalde 4. Tuthalia tarihe “ilk barajlar kralı” olarak geçmiştir. Çünkü Eflatunpınar’da da onun imzası vardı. 19 adet kabartmalı taştan oluşan bir anıtsal çeşmeyi Marcus Aurelius’tan 1400 yıl önce yaptırmıştı. Sagalassus’taki çeşmede anıtsal heykellerin yerine burada Hitit mitolojisinin kabartmaları süslüyordu. Ayrıca güneş tanrıçası Arinna’nın kabartmaları da anıtsal çeşmeyi tümlüyor, beş tanrı da Eflatunpınar’ı kutsuyordu.

Bir kaç yıl önce Eflatunpınar’a uğradığımda bu görkemli tarihsel mirasın yok olup gidecek olmasına çok üzülmüştüm. Teşekkürler Sayın Bakan Günay! İnşallah Eflatunpınar da Aygaz gibi, Yüksel İnşaat gibi güçlü bir hamiye kavuşur.

Sağlık Tanrısının Yurdu Boğulacak!

Bugünkü yazımız için “sudan” oldu diyebilirsiniz! Bir başka “su” öyküsü ile yazımızı bitirelim. Bazı antik adlar günümüzde değişse bile anlamının vurgulanması sürer. Örneğin Bergama’da “Sağlık tanrısı Asklepios’un yurdu” denilen Allianoi’ye halkımız “Paşa Ilıcası” demiş, yakın tarihlere kadar insanlar şifa bulmuş. Yani paşalara layık bir kaplıca! Geçmişi 5 bin yıl öncesine gittiği arkeolojik buluntularla saptanan Allianoi’yi gezerken daima Hierapolis kenti yakınındaki Karahayıt kaplıcaları aklıma gelmiştir. Turistler Hierapolis ve Laodikya’yı gezdikten sonra otellerinde sıcak kaplıca sularından yararlanıyorlar.

Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş, kurtarma kazılarında sağlık tanrısının yurdunu ortaya çıkardı. Yerleşkeyi kurtarmak için çok uğraş verince kazı izni iptal edildi. Şimdi de neymiş efendim, üzeri kumla örtülüp Yortanlı Barajı’nın suları üzerine salınacakmış. Yerel çıkarlar uğrunda, “barajlar kralınca” barajın yönünün değiştirilerek “sağlık tanrısının yurdu, paşaların ılıcası” sulara kurban edilecek. Sayın Günay, bu olay sizle başlamadı, ama sizin döneminizde Allianoi boğulacak. Şimdi kim kime fırça atacak?