Radikal Gazetesi'nden Serkan Ocak'ın haberine göre, Şaşmaz’ın TÜBİTAK’a sunduğu rapora göre, 1970’lerde MTA’nın uranyum işletmesi yaptığı Kasar Köyü’nde canlı sağlığını tehdit edecek seviyede radyoaktive bulunuyor. Rapor, kaymakamlığa da sunulmasına rağmen aradan geçen 6 yılda bölgede önlem alınmadı. Konu üç milletvekilinin verdiği önergelerle Meclis’e taşındı.
1970-1980 yılları arasında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) Köybaşı ilçesinin Kasar Köyü’nde uranyum üretimi yaptı. Ancak MTA, işletme yaptığı ocakları açık bıraktı. Bölgedeki tehlikeyi ölçen Prof. Şaşmaz’ın çalışmasına göre, uranyum insan ve hayvan sağlığını tehdit edecek seviyede. Şaşmaz, şunları anlattı:
“Ortada bir risk var. Bölgedekiler eski maden sahasının tozundan, radyasyonundan, içme suyundan, etkileniyor. Uranyum doğal bir risk ancak madenlerin açık bırakılması bu riski arttırmış. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, uranyumun 10 ppb (milyarda bir) olması gerekiyor. Örnek aldığımız bir kuyudaki suda bu oran 87 çıktı. Hemen yanındaki kuyuda ise sıfır çıktı. 180-200 ppb çıkan yerler de vardı. Örnek aldığımız sular oralet gibi sapsarıydı. Bölgede daha detaylı analizler yapılmalı. ”
Muhtar Facebook ’tan izliyor
MTA’nın 1970’li yıllarda köylerinde 8-10 yıl süreyle işletme yaptığını söyleyen Kasar Köyü Muhtarı İbrahim Kırılmış, Şaşmaz’ın söylediklerinin aksine bölgede bir sağlık sorunu olmadığını iddia ediyor: “Köyümüzde 90 yaşında olup henüz doktora gitmeyenler var. Radyasyon olsaydı burada insanlar nasıl yaşardı. Kanser vakası da yok. Belediyeye, valiliğe gittik. Bir mühendis geldi ölçümler yaptı. Normal olduğunu söyledi. Benim Facebook’um var. Haberleri takip ediyorum. Ama köylülerin haberi yok. Ben söyledim. Öğrendiklerinde tedirgin oldular.”