Anakent Belediyesi'nin, ilerleyen zamanlarda gerçekleştirmeyi planladığı Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi, Mamak'ta yaşayan yurttaşları zor durumda bırakıyor. Anakent Belediyesi'nin, Mamak Belediyesi ile birlikte hazırladığı proje, yaklaşık 13 bin 500 gecekondunun yıkılmasını ve yerine 50 bin yeni konut yapılmasını öngörüyor.
Dikmen Vadisi'nde gerçekleşen olaylı yıkımın yankıları sürerken Anakent Belediyesi yine tepki çekecek bir uygulamaya hazırlanıyor. Mamak'a ilişkin projenin ne zaman uygulamaya konacağı bilinmezken, evsiz kalacaklarından endişe eden yurttaşlar, konuyla ilgili olarak Mamak Belediyesi'nin kendilerini bilgilendirmesi gerektiğini belirtti. Yaşanan haksız durumu ortadan kaldırmak için her türlü kurum ve kuruluşu harekete geçireceklerini belirten Barınma Hakkı Bürosu avukatlarından Mehtap Yurtluk ise projenin uygulanmasıyla birlikte, binlerce yurttaşın evsiz kalacağına dikkat çekti.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde, bir ülkede yaşayan yurttaşların en temel hakkının 'barınma' olduğunu ifade eden Yurtluk, "Bu proje hukuka uygun gibi görünse de kati suretle değil. Barınma yurttaşların devletten beklediği en temel haktır, devlet bunu ne yazık ki yurttaşını mağdur etmeden sağlayamıyor" dedi. Yurtluk aynı zamanda yurttaşların, eğitim, sağlık gibi hizmetleri almaya hakkı olduğunu ancak bu projenin, sosyal devlet anlayışını destekleyici mekanlar yerine dev alışveriş merkezleri, spor kompleksleri ve akua park gibi alanların yapımına öncelik verdiğini belirti. Yurtluk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belediye bizlere hiçbir şekilde bilgi vermiyor. Ancak bizim bildiğimiz bir şey var ki o da bu proje diğerlerinden farklı olacak çünkü biz, gerekirse her türlü kurum ve kuruluşu harekete geçirerek projeyi durduracağız. Ta ki yurttaşlar, evlerine karşılık ev alacakları bir sözleşmeye imza atana kadar. Gecekondulardan büyük bir rant sağlanmak isteniyor. Her şeyden önce belediyenin, muhtarlarla yaptığı toplantıda projeye ilişkin dağıttığı belgede, yurttaşların oturduğu konutlar hakkında tapulu, tapu tahsisli ve işgalci olarak bahsediliyor. Bu da yıllardır beraber yaşayan yurttaş arasında huzursuzluk yaratılmak istenmesinin en somut örneğidir. Üstelik bizlerin istediği şey ütopik de değil. Örnekleri İstanbul'da uygulanan kentsel dönüşüm projelerinde halkın dahil olduğu uygulamalar yapıldı. Mamaklı sadece projenin bir parçası olmak ve söz hakkı istiyor. 1985 yılından önce yapılan gecekondulara daha önce tapu tahsisi sağlanmıştı. Şimdi neden böyle bir imkan sağlanamıyor? Burasının daha iyi olmasını tabii ki bizler de istiyoruz. Ama adil koşullar altında. Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz."
Projenin 'yapı yasaklı alan' olarak tanımladığı mahalleler ise şöyle: Misket, Dutluk, Boğaziçi, Üreğil, Şahapgürler, Yeşilbayır, Yenibayındır, Büyükkayaş, Tepecik, Köstence, Araplar, Dostlar, Derbent, Ortaköy, Kızılcaköy ve Gökçeyurt.
'Biz nereye gideceğiz?'
Şirintepe Mahallesi Muhtarı Müslüm Çökelek ise gecekonduların yıkımını 'haksızlık' olarak nitelendirdi. Mamak'ta yaşayan yurttaşların çoğunun sosyal demokrat bir anlayışa sahip olduğunu belirten Çökelek, "Sosyal demokrat olmak mahalleye yaramadı. Her türlü sorunla yıllardır boğuşuyoruz. Ama sanırım Anakent Belediyesi bizi cezalandırıyor. Şimdi de evlerimizi yıkmak istiyorlar. Bizler evlerimiz yıkıldığı zaman nereye gideriz" dedi.
Konuyla ilgili olarak Mamaklı yurttaşlara destek verdiğini açıklayan Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Karaduman da Kentsel Dönüşüm Projesi'nin sadece Mamak'ta değil, tüm başkentte alt gelire sahip yurttaşları dışlayan bir anlayışla gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Karaduman şöyle konuştu:
"Birer birer kentin dokusu kayboluyor. Bizler kentsel dönüşüm projelerine karşı değiliz. Sadece kentin kendine özgü dokusunu koruyan bir yapıda sürdürülerek uygulanmasından yanayız. Bugün Dikmen'de ya da Pursaklar'da yaşanan bir gerçek var. Oradaki yurttaş, projenin içine dahil edilmedi. Sonuçta da birçok yurttaş mağdur durumda kaldı. Bu tarz projelerde sadece yerel yönetimler değil, konunun uzmanları ve o bölgenin gerçek sahibi olan yurttaşlar da söz sahibi olmalı."