Türkiye’nin ilk manyezit yapı levhası Modelpan tarafından düzenlenen “Mimari Tasarımda Malzemenin Rolü” konulu konferans Yapı - Endüstri Merkezi’nde (YEM) yapıldı. Konferansta aynı zamanda Ak Alev Manyezit Levha Üretim’in yeni nesil levhası Modelpan’ın lansmanı da gerçekleştirildi.
Tasarım sürecinde malzemeyi odak noktasına alarak akılcı bina yaratma kavramının mimari alanda çığır açma ihtimalinin tartışıldığı konferansta; yapıların teknolojik destek dışında, malzemelerle de akıllı yapı haline gelebileceği konusu akademisyen ve alanında uzman mimarlar tarafından ele alındı. Konferansta, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Mimarlar ve Han Tümertekin Kurucusu Han Tümertekin, TUŞPA NK Mimarlık ve Urban Atölye Kurucusu Nilüfer Kozikoğlu ve Hatırlı Mimarlık Kurucu Ortağı Yeşim Balcıoğlu Hatırlı konuşmacı olarak yer aldı. Studio Molini Direktörü İtalyan mimar Maurizio Molini de “Mimarlığı Yeniden Düşünmek” başlıklı bir konuşma yaptı.
“Tasarım, malzemeyi içine alan karmaşık bir yapı”
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, konuşmasında tasarımın malzemeyi de içine alan çok girdili karmaşık bir yapı olduğunu söyledi. Mimarlık gibi çok girdili bir alanda bir şey tasarlarken çok sayıda veri ve girdi ile uğraşıldığını ifade eden Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, bu girdilerin çoğunun hem birbirini hem de tasarımın sürecini etkilediğini kaydetti. Bunlardan bir kısmının bazen daha öne çıktığına bazen de geri planda kaldığına değinen Celal Abdi Güzer, bunu bir formül ile açıkladı. Güzer, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Mimarlıkta güçlü bir tasarım; yapının program girdileri, arsa ve bağlamla ilgili girdiler, malzeme girdileri ve taşıyıcı sistem girdilerinin mantıklı, birbiri ile uyumlu bir şekilde indirgenmesi ve sadeleştirilmesi yoluyla olabiliyor. Bunu başarabilmek için de mimarın bir pozisyonunun ve dünyaya bakış açısının olması lazım. Bu bakışın da belli bir geçerliliğinin olması gerekiyor. Sonsuz sayıda bileşkenin yarattığı karmaşıklıktan kurtulmak için mimar indirgemeci bir tavır benimsiyor. Buna sadeleştirmeci de indirgemeci de denilebilir. İkisini birbiri ile karıştırmamak lazım. Ama ikisi de sonuç olarak tasarımda hızlı karar vermeyi ve yapıyı bir şekilde kolay sonlandırmayı getiren süreçler olarak tanımlanabilir. Mimarlık ortamında ana eksende yer alan örneklere bakıldığında tasarım sadeleştikçe iddialı ve söz söyleyen bir hale geliyor. Belli açılardan birbirine benzeyen iki yapıdan bir tanesi çok modern sınıflanabilirken bir başkası hiç olarak nitelenebiliyor.”
“Malzeme, tasarımın önemli girdilerinden biri”
Malzeme, yapı ve tarz arasında bir süreklilik ve ilişki olduğunu ifade eden Güzer, bütün yapıları birtakım sıfatlarla tanımladıklarını ve bir mimarlık davranış biçimine referans verdiklerini söyledi. Malzemenin çok fazla girdi ile birlikte bir seçim sürecine girdiğine dikkat çeken Güzer, benzer bir formülün malzemeye uygulanması sonucu bir yandan malzemenin dışa vurduğunu ve ifadenin bir tarzı olarak ortaya çıktığını kaydetti. Güzer, Zaha Hadid binalarının kabuğunda kullanılan malzemenin benzer bir sürekliliğinin olması ya da taşın belli bir çağrışımının olmasını buna örnek olarak gösterdi.
Tasarımın karmaşık bir süreç, malzemenin de bunun önemli girdilerinden bir tanesi olduğunu yenileyen Güzer, konuşmasını şu şekilde özetledi: “Tasarım, tek başına var olan bir şey değil. Bir denklem içinde var olan bir şey. Bu denklemin içinde malzeme ile birlikte bağlam, bütçe, yasa, yönetmelikler, işlev bir sürü şey var. Mimar da belli bir pozisyondan bakarak belli tercihlerde bulunarak sonsuz sayıda olması gereken ihtimalleri indirgeye indirgeye sonuç elde ediyor. Bu sonuç bir yandan bakıldığında sadeleştirme ve her birisi için anlaşılabilir bir ürün olurken, öte yandan indirgeme sonuç itibariyle hâlâ kafa karıştırıcı bir şey de olabiliyor.”
“Malzemeye bir bütünün parçası olarak bakılmalı”
Malzemeye sadece malzemenin seçimi olarak bakmamak gerektiğine işaret eden TUŞPA NK Mimarlık ve Urban Atölye Kurucusu Nilüfer Kozikoğlu da, malzemenin bir bütünün parçası olduğunu vurguladı. Malzemenin limitleri anlamak ve keşfetmek, onun nelerle, nasıl ilişki kurduğunu bilmenin yanı sıra nasıl kurgulanacağına dair örüntülerin, desenlerin ve dokuların araştırılması olduğunu kaydeden Nilüfer Kozikoğlu, “Malzemenin kendi içsel kaliteleri forma doğrudan bir karşılık veriyor. Aslında malzemenin kendisi değil de onu sizin nasıl kullandığınız, nasıl bir bütünleşik sistem, nasıl bir kurallar silsilesi ile bir araya geldiği, nasıl birleştirildiği ve yan yana gelmiş parçalarından daha akıllı olduğunu bilmenizdir. Buradaki akıl, içine konulan teknoloji ile değil, bir araya geldiğinde oluşturduğu bütündeki akıl anlamına geliyor. Malzeme; onun tanınması, anlaşılması, dünyasında nelerle ve nasıl ilişki kurduğunun algılanması olarak ifade edilebilir” dedi.
“Bir yapının malzemesi üzerine konuşmak zor”
Herhangi bir malzeme fetişizmi olmadığına değinen Mimarlar ve Han Tümertekin Kurucusu Han Tümertekin, yapının kendisi için her noktası birbiri ile ilişki içinde olan ve işlevini karşılama konusunda öncelikli olarak ele alınmış bir bütün olduğunu belirtti. Dolayısıyla bu bütünün içindeki herhangi bir bileşenin bir diğerine baskın olarak öne çıkmasının tasarımda en çok kontrol altında tutmaya çalıştıkları konu olduğunu dile getiren Tümertekin, bir yapının malzemesi üzerine konuşmanın kendisi için zor bir şey olduğunu söyledi. Hiçbir bileşenin süreç içinde ayrı bir ilgi alanı olarak ele alınmadığına dikkat çeken Tümertekin, malzemenin başta, ortada olmadığını; ancak bu bütünü oluşturan bileşenlerin aralarındaki paslaşmalar sonucu malzeme yapabildiklerini kaydetti.
“Kutuplaşan iki ayrı malzeme yaklaşımı var”
Hatırlı Mimarlık Kurucu Ortağı Yeşim Balcıoğlu Hatırlı; sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, çevre meseleleri ve ekoloji konularının mimarların son yıllarda gündemine girdiğinden bu yana çok konuşulan ve giderek kutuplaşan iki ayrı malzeme yaklaşımını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Bir tanesinin son derece inovatif gelişen teknolojinin imkanı ile üretilen ileri teknolojili malzemeler olduğunu ve buna “akıllı” denildiğini sözlerine ekleyen Yeşim Balcıoğlu Hatırlı, bir diğerinin de yerel imkanlar ve emekle üretilen malzeme olduğunu vurguladı. Malzeme sektöründe bu şekilde iki kutuplaşmanın artı ve eksilerinin olduğunu ifade eden Hatırlı, yerinde ve akılcı bir tasarımla bu imkanları kullanmanın doğru bir yaklaşım olduğunu dile getirdi.
Kendi yapıları üzerinden bir malzeme geliştirme hikayesi anlatan Hatırlı, akıllı yapıya örnek de verdi. Mimarlık dünyasının yakından tanıdığı bir yapı olan Arap Dünya Enstitüsü, üzerinden akıllı bina konusunu mercek altına alan Hatırlı, “Arap Dünya Enstitüsü, 1987 yılında Paris’te kullanıma açıldı. Binayı tasarlayan Jean Nouvel bu proje ile Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü kazandı. Yapının, Arap butiklerinden esinlenerek üretilmiş çok özel bir cephesi var. Tamamen cam bir kütleden oluşuyor. Camın arkasında motif gibi gözüken parçalar aslında bir kameranın diyaframı gibi çalışıyor. Bunlar ışığa duyarlı diyaframlar, gün içinde ısı ve ışık geçirgenliğini kontrol ediyor. 30 yıl önce akıllı malzemelerle tasarlanmış bir yapı bu” dedi.
Bilinçli ve provokatif tasarımlar
Konferansta “Mimarlığı Yeniden Düşünmek” başlıklı bir konuşma yapan Studio Molini Direktörü İtalyan mimar Maurizio Molini ise, bulunduğu dönemde ikonik bir mimariye sahip Farnsworth House’u bu anlamda yeniden sahneye taşıdı. Molini, konuşmasında “Bir yapının içinde bulunduğu çevreyle iyi bir etkileşimde olması yaşayan bir bilinç ve sorumluluk yaratır. Özellikle bulunduğu dönemde ikonik bir mimariye sahip Farnsworth House’u Modelpan ile yeniden tasarlamak bilinçli ve provokatif bir düşünce. Bu örnek sayesinde, mimarlığı bu şekilde yeniden düşünmek, akıllara da birçok düşünceyi getiriyor ve günümüz mimarisinde çevreyi daha çok önemseyen yapılar ve bunlara uygun malzemeler seçmeyi gündeme getiriyor” dedi.
“Akıllı yapı, sadece teknolojik yapı değil”
Konferansta aynı zamanda Ak Alev Manyezit Levha Üretim’in zengin manyezit yataklarından çıkarılan doğal hammaddeyi işleyerek, ülke ekonomisine yüksek katma değerli bir yapı malzemesi olarak kazandırdığı Yeni Nesil Yapı Levhası Modelpan’ın da lansmanı yapıldı. Modelpan’ın yalıtım ve fonksiyonel özelliklerinin desteklediği Akıllı Panel temasının gündeme getirildiği lansmanda, Modelpan’ın binalara verdiği katma değerle akıllı binaların oluşturulmasında malzemenin önemi vurgulandı.
Modelpan Genel Müdürü Sibel Hızlan
Lansmanda konuşan Modelpan Genel Müdürü Sibel Hızlan, “Akıllı yapı, sadece teknolojik yapı değil” diyerek, akıllı yapının doğru malzeme ile fonksiyon kazandırılmış malzeme sayesinde birçok fonksiyonu gerçekleştirebilen yapı olduğunu kaydetti.
Tüm inovatif özellikler tek bir panelde
Modelpan ile yapı malzemeleri ve inşaat sektörü profesyonellerinin yapı panellerinde aradığı tüm inovatif özellikleri tek bir panelde bir araya getirdiklerini söyleyen Sibel Hızlan, Modelpan’ın özellikleriyle ilgili şunları söyledi: “Modelpan Manyezit Yapı Levhası A1 sınıfı yanmazlık, su ve neme dayanıklılık, ekolojiklik, yüksek ısı ve ses yalıtımı, darbelere karşı dayanıklılık gibi pek çok özelliği aynı panelde buluşturan inovatif bir yapı panelidir. Ayrıca çevre dostu malzeme içeriği sayesinde zararlı gaz salınımı yapmaması hayati bir fayda sağlıyor. Asbest, silis, organik çözücüler, yağ, toksik madde, ağır metal gibi çevreye ve insan sağlığına zararlı hiçbir madde içermiyor. Tüm bu fark yaratan teknik özelliklerinin yanı sıra çarpıcı esneklik, hafiflik, kolay kesim ve farklı şekillerde ebatlandırılabilme avantajıyla benzersiz uygulama kolaylığı, boyaya hazır yüzeyi sayesinde malzeme ve işçilik maliyetini azaltma olanağı sayesinde ekonomiklik gibi fayda ve avantajlarıyla yapı sektöründe fark yaratan inovatif bir ürün olma özelliği taşıyor. “
Hafif malzeme yapısı sayesinde özellikle dış cephe kaplamasında kullanılan benzer ürünlerle kıyaslandığında binanın taşıyıcı yüküne yüzde 35 daha az yük bindirdiğini sözlerine ekleyen Hızlan, “Bu avantaj, deprem ülkesi olan ülkemizdeki tüm yapılar için büyük önem taşıyor” dedi.