Malzeme, Standartlar ve Kalite Paneli: Karbon Salınımlarının Yüzde 40’ından Sorumlu Sektörün Aktörleri Konuştu
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
önderliğinde, 5. Ulusal Yapı Malzemesi Kongresi, 3-5 Kasım 2010
tarihleri arasında İTÜ Taşkışla binasında gerçekleştirildi.
Kongre kapsamında düzenlenen ‘Malzeme, Standartlar ve Kalite
Paneli’nin oturum başkanlığını Prof. Dr. Murat Eriç
yaptı. Panel konuşmacıları ise; Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Yapı Standardı
ve Mevzuat Birimi’nden Neval Aksoy, İMSAD İnşaat Malzemesi ve
Sanayicileri Derneği’nden Selda Başbuğoğlu, KalDer Kalite
Derneği’nden Ahmet Hamdi Doğan, Türk Standartları
Enstitüsü’nden Şadiye Gencer, Türk Yapısal Çelik Derneği’nden
Selçuk Özdil, Türkiye Prefabrik Birliği’nden Orhan
Manzak, Türkiye Hazır Beton Birliği’nden Selçuk
Uçar’dı.
Oturum Başkanı Murat Eriç’in açılış konuşmasının
ardından panelistlere yönelttiği sorular ile devam eden panelin ilk konuşmacısı
Selda Başbuğoğlu, Türkiye’de tasarım faaliyetleri bağlamında tasarımcının kritik
bir noktada bulunduğunu, yatırımcının kafasında bir takım fikirlerin var
olduğunu ve bu fikirler kapsamında tasarımcıyı yönlendirmeye çalıştığını
belirterek sözlerine başladı. Bu anlamda farkındalık konusunun büyük önem ifade
ettiğini savunan Başbuğoğlu, tüketicinin de yatırımcının fikirlerini
etkilediğini, farkındalık kavramının tasarım faaliyetleri dahil olmak üzere her
adımda karşımıza çıktığını sözlerine ekledi. Üreticilerle mimarlar arasındaki
ilişkinin daha sistemli olması gerektiğini aktaran Başbuğoğlu, denetim konusuna
da değindi.
Başbuğoğlu’ndan sonra söz alan Neval Aksoy ise, öncelikle bir
mimar olarak, meslektaşlarının yürürlükte olan mevzuatlara, yurtdışında gündemde
olan konulara duyarlı olmalarının ve takipte bulunmalarının önemli olduğunu
söyledi. Daha sonra ‘kalite’ kavramına değinen Aksoy, Bakanlığın çalışmalarının,
tasarımcı, üretici, müteahhit gibi söz konusu zincirde yer alan bütün aktörleri
ilgilendirdiğini ifade etti. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği hakkında detaylı bilgi
veren Aksoy, “Malzemede kalite hem standartlar aracılığıyla hem de ürünün üretim
aşamasında sağlanıyor. Kalite denetimi, ürün piyasaya çıktıktan sonra da 81 ilde
denetim görevlileri tarafından yapılıyor” dedi.
Orhan Manzak, sektörün
bir bileşeni olarak önüretimli eleman üreten firmaların, mimari tasarım
sonrasında sürece dahil olduğunu, yatırımcı firmanın talebine göre, tasarım
sonrasında sistem seçimi kısmında, sürece eklemlendiklerini ifade etti.
Önüretimli elemanların avantalarını sıraladıktan sonra, söz konusu
sistemin kontrollü üretim sistemi olduğunu aktaran Manzak, sunumunda ayrıca
önüretimli elemanların dayandığı standartlar konusunda yaşanan sıkıntılara da
yer verdi.
Kalite ve güvenirlik bakımından ciddi bir sistem kurduklarını
belirten Selçuk Özdil ise Türkiye’de birincil isteğin binanın sağlam olması
olduğunu söyledi. Malzemenin öncelikle mimari ile bağlantılı olduğunu dile
getiren Özdil, beton ya da çelik malzeme tercihinin tek başına bir anlam ifade
etmediğini, asıl olanın malzeme ile mimarinin uyumu olduğunu belirtti.
Sürdürülebilirlik konusuna “Doğru malzemeyi, doğru yerde ekonomik
kullanmak” şeklinde yorum getiren Özdil, mimarlarımızın çelik malzeme
kullanımını konusunda yeterli donanıma sahip olmadıklarını söyledi. Karbon
salınımlarının yüzde 40’ından sorumlu bir sektörün tasarımcıları olarak panelde
bulunduklarına dikkat çeken Özdil, daha üst ölçekten bakmanın faydalı olacağını
belirtti.
Hazır
Beton’un ülkemizde gelişim sürecini aktaran Selçuk Uçar, hazır betonun sudan
sonra dünyada en fazla tüketilen malzeme olduğunu söyledi. Hazır beton
konusunda, malzemenin yapısının, kalitesinin, avantaj ve dezavantajlarının
bilmesinin önemli olduğunu anlatan Uçar, sunumunda ayrıca ‘betonlaşma’
kelimesinin doğru kullanılmasını istediğini de ifade etti. Uçar, “Her malzemenin
doğru kullanılacağı bir yer vardır. Önemli olan doğru malzemeyi, doğru yerde,
çevreye olan etkilerini düşünerek kullanmaktır” dedi. Türkiye’nin ilk hazır
beton tesislerinin 1970’lerde kurulduğunu anlatan Uçar, 1988 senesinde Hazır
Beton Birliği’nin kurulduğunu dile getirdikten sonra Türkiye’nin Avrupa ülkeleri
içerisinde en fazla hazır beton üreten ve tüketen ülke olduğuna dikkat çekti.
Ahmet Hamdi Doğan, inşaat sektöründe son yıllarda meydana gelen büyümeye
dikkat çekerek, “arz artınca talep seçici olmaya başladı. Bu noktada bir çelişki
doğuyor: Kalite mi? Beğeni mi? Bu noktada tasarım konusunda ‘yenileşim
(innovation)’ kavramı önemli” dedi. Malzemenin standartlarına dair temelleri
oluşturmadan önce yönetimin kalitesine odaklanmanın gerekli olduğunu anlatan
Doğan, “Kalite sadece maliyete ya da teknolojiye bağlı bir unsur değildir. Bu
anlamda yatırım yapmamız gereken ‘yenileşim’dir. Hala sıra sıra konutlar
yapmakta ısrar ediyoruz, halbuki açığımızı kapatmamız gerekiyor. Yeni
teknolojilere, sürdürülebilir ve sağlıklı ürünlere yönelmeliyiz” dedi.
Son panelist olan Şadiye Gencer ise insanların yapılardan beklentilerini dile
getirerek bu beklentilerin coğrafyanın şartlarına göre standartlaştırılması
gerektiğini söyledi. Herhangi bir yer için çevresel etki şartlarının ne olduğu,
tasarlanan yapının ömrü, ne şekilde kullanılacağı gibi soruların önemine vurgu
yapan Gencer, şartname hazırlanırken dikkate alınması gereken unsurları da
sıraladı.