Mali Krizi Aşamayan Avrupa'da Rota Değişikliği Tartışılıyor



Euro Bölgesi'nde işsizlik oranı yüzde 12 ile rekor seviyeye yükselirken, ekonomik büyümede toparlanma sağlanamadı; yatırımcılar krizdeki Avrupa ülkelerine sırtını dönmeye başladı. Gelişmeler de bu eğilimin devam edeceğini gösteriyor. Ekonomi uzmanları, yaklaşık 1,5 yıldır süren durgunluğun ekonomik performansı olumsuz etkilemeye devam edeceğini bildirirken; Uluslararası Para Fonu IMF de 2013'te durgunluğun aşılamayacağı görüşünde.

Barroso kalıcı büyümeden yana

Mevcut rakamlar, Avrupalı siyasetçileri de tasarruf paketlerini yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Jose Barroso Brüksel'de katıldığı bir toplantıda ekonomik büyümeyi ön plana çıkaran açıklamalarıyla dikkat çekti. Barroso, "İhtiyacımız olan, Avrupa'nın rekabet gücünü artırma üzerine kurulu kalıcı büyümedir. Avrupa Komisyonu sadece bütçe açıklarını düzeltme üzerine kurulu bir politikayı asla önermemiştir ve önermeyecektir. Bu kuşkusuz uygulaması zor bir politika. Çünkü kamu maliyesindeki dengesizlikleri düzeltmeden güven uyandıramayacağımıza ve güven olmadan yatırımların gelmeyeceğine inanıyoruz. Ve yatırım olmadan ekonomik büyüme de olmaz. Ancak krize verdiğimiz yanıt, önerdiğimiz politikalar her zaman geniş kapsamlıydı" şeklinde konuştu.

Barroso'nun ekonomik büyümeyi öne çıkaran açıklamalarına AB Konsey Başkanı Herman Van Rompuy'dan da destek geldi. Van Rompuy da ekonomik büyümeyi en hızlı şekilde artırabilecek reformlar ve istihdam üzerine aciliyetle eğilinmesi gerektiğini belirtti.

Almanya temkinli

Gerek Barroso, gerekse van Rompuy'un tasarruf politikalarını geri plana atması başta Almanya olmak üzere bazı ülkelerin tepkisini çekti. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle eski borçlanma politikalarına geri dönülmemesi uyarısında bulunarak ‘Büyüme yeni borçlara girilerek satın alınamaz. Büyüme ve konsolidasyon politikası, bir madalyonun iki yüzüdür' diye konuştu.

Alman iktisatçılar da tasarruf politikalarından vaktinden önce vazgeçilmemesi uyarısında bulunuyor. Bilim ve Politika Vakfı'ndan Heribert Dieter ekonomik büyüme konusunda yapılan açıklamaları eleştirerek, şunları söyledi:

“Bunun eğilimlerden bir dönüş anlamına geldiğini düşünmüyorum. Barroso'nun Avrupa'daki maliye bakanlarının hangi zorluklar altında bu kararları verdiğini unutmaması iyi olur. Eğer Avrupa tasarruf etmeden istikrarlı bir ekonomik büyüme sağlayabileceği yanılsamasına kapılacak olursa, sürdürülebilir bir büyüme şansı kalmaz. Ekonomileri giderek büyüyen Asya ülkelerinin aksine nüfusu giderek yaşlanan Avrupa toplumlarının bütçelerini sağlamlaştırması gereklidir ve bu yoldan dönülmemeli.”

Ancak Avrupa'nın kriz politikalarına dünyanın dört bir yanından eleştiriler giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Uluslararası Para Fonu tasarruf paketlerinin hafifletilmesi için geçen hafta bir kez daha tavsiyede bulundu. AB üyesi olmayan ülkelerin liderleri de benzer uyarıları sürekli yapıyor. Avrupa'nın kendine vurduğu gemin dünya ekonomisinde toparlanmayı geciktireceği ve en kötü ihtimal olarak bir gerileme sarmalına girileceği endişesi hakim.

Angela Merkel eleştirilerin hedefinde

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre gerek Brüksel, gerekse dünyanın diğer merkezlerinden gelen bu uyarılar, tasarruf politikalarının en ateşli savunucusu Almanya Başbakanı Angela Merkel üzerindeki baskıyı da artırıyor.

Bilim ve Politika Vakfı'ndan Heribert Dieter, 'Merkel dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya mı?' sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Merkel'in dışlanması gibi bir durum olacağını sanmıyorum. Çünkü yalnızca Almanya'da değil, başta kuzey Avrupa olmak üzere diğer ülkelerde de toplumun geniş kesimleri öyle ya da böyle bütçelerin konsolidasyonu dışında çıkış yolu olmadığını anlayabiliyor. Eğer bu ertelenirse Japonya örneğini izleme tehlikesi doğar. Japonya bütçe konsolidasyonunu sürekli ertelediği için şu an mali açıdan bir saatli bomba üzerinde oturuyor. Fakat bu model Avrupa'da yaşayan insanların çoğu için pek cazip değil. Dolayısıyla Almanya'nın savunduğu ve diğer ülkelerin de desteklediği yön, doğru yoldur.”

Ancak başta İspanya gibi kriz ülkeleri olmak üzere pek çokları bu görüşü paylaşmıyor ve katı tasarruf politikalarını 'ekonomiyi hadım etmek' olarak görüyor. Son olarak İspanya Maliye Bakanı Luis de Guindos bu hafta sunacakları bütçe tasarısının ek tasarruflardan ziyade ekonomik tasarrufa vurgu yapacağını açıkladı.