Malatya'da Molozlara Karşı Nöbet Başlıyor



Maraş ve Hatay'da peş peşe meydana gelen depremlerin ardından tarım alanları, dere yatakları ya da yaşam alanlarının hemen dibine dökülen binaların enkaz ve molozları, çevre ve halk sağlığını tehdit ediyor. Özellikle asbest riski nedeniyle hastalık riski ile karşı karşıya kalan halk, "Köylerimizde asbest istemiyoruz" diyerek yaşam nöbetleri başlattı. İlk olarak Hatay Samandağ'da başlatılan nöbetin ardından bu kez de Malatya'da halk molozların dökülmesine karşı nöbet başlatacağını duyurdu. İlk nöbet yarın molozlorın döküldüğü yer olan Beydağı Mahallesi'nde başlayacak. Nöbet her pazartesi, çarşamba ve cuma günü saat 13.00-16.00 arasında tutulacak.

BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre; Mamurek Dayanışma Platformu'ndan Nazife Onay, yaptığı açıklamada "Burası Malatya-Battalgazi ilçesine bağlı Beydağı Mahallesi. Mamurek Köyü olarak da bilinir. Kendimizi bildik bileli tüm yoksunluklarına rağmen burada yaşadık. Köyümüzün verimli toprakları, Malatya merkeze yakın olması, İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Tıp Merkezi gibi büyük bir hastaneyle dipdibe olması nedeniyle AKP'li yöneticilerin ilgi odağı oldu." dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

2015 yılında söz konusu yere taş ocağı yapımına izin verildiğini, ardından köylerin ve tarım alanlarının tam ortasına güneş enerjisi panellerinin kurulduğunu vurgulayan Onay, "Güneş panellerinin kurulduğu bölgeyi kuraklaştırdığı, tarım alanlarına yakın kurulamayacağı, güneş enerjisi santrallerinin zararlı olduğunun kanıtlandığına dair bilgiler var. Şimdi de binlerce kamyon moloz taşınıyor. Buraları boşaltma hamleleridir, bunu görmemek için kör olmak gerekir." diyerek molozların dökülmesine tepki gösterdi.

Onay, şöyle devam etti: "Mamurek halkı olarak 1 Mart'tan bu yana basın açıklamaları yaptık, yolu kapattık, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile yüz yüze görüşme yaptık, savcılığa suç duyurusunda bulunduk, Malatya Çevre Platformundan bir temsilci bizim adımıza Valilik ile görüşüp endişelerimizi anlattı fakat hiçbir yerden lehimize bir sonuç çıkmadı. Bunun aksine ortada dağ gibi molozlar dururken ve dünya alem bunun sıradan molozlar olmadığını haykırırken, onlar köylüyü korkutup dün söylediğinin aksini söyleterek ,'biz rahatsız olmuyoruz' dedirterek, bizi birbirimizden ayırmaya ve karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Türk Tabipler Birliği'nden bir temsilci de önceki gün buradaydı, bölgeyi gezdi ve halkı bilgilendirdi. En az asbest kadar tehlikeli başka kimyasallardan bahsetti. Yıllarca ve yıllarca sonra dahi bizi hasta edebilecek kimyasallara karşı uyardı. Uzmanlar, bilim insanları bunun depremden kat be kat büyük başka bir felaketlere yol açacağını bas bas bağırıyor. Şimdi biz bile bile, gelecek olan bir katliama daha sessiz mi kalacağız? Burada göz göre göre suç işleniyor, bu aşikâr. Köyümüz, evimiz, suyumuz, tarlamız kimsenin çöplüğü değildir. Torpili olan kimi köylerin molozları kabul etmediğini, ardından buralara getirildiğini duyuyoruz. Ki neresi olursa olsun bunu tasvip etmediğimizi vurgulamak isteriz. Bunun uluslararası standartlara uygun bir şekilde bertaraf edilmek üzere, burada kesinlikle herhangi bir ayrıştırma işlemi yapılmadan, dökülenlerin ise sulanarak hızlı bir şekilde kaldırılmasını talep ediyoruz. Duyarlı olan herkesi desteğe bekliyoruz."

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.