İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin engelli
vatandaşların toplu ulaşım araçlarındaki "sınırsız"
binişini kaldırıp yıllık "750 kontörlük" sınır getirdiği
uygulama, mahkeme kararıyla durduruldu. İzmirli engelli Oya
Tekin'in açtığı davada, İzmir 3. İdare Mahkemesi
yasada "Sınırlandırmaya yönelik herhangi bir düzenleme" olmadığı gerekçesiyle
yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Geçtiğimiz günlerde 2. İdare
Mahkemesi ise, bunun tersi yönde bir karar vermiş ve sınırlamayı
onaylamıştı. Belediye, 3. İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın ardından bir üst
mahkeme konumundaki Bölge İdare Mahkemesi'ne itirazda bulundu.
Belediye yetkilileri, genelin yararının korunduğunu savunarak, buradan gelecek
karara göre hareket edeceklerini söyledi.
Tartışma çıktı
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 60 yaş ve öğrenci kartlarından sonra bu yılın
ilk haftalarında da engelli kartlarında yapılan yeni düzenlemeyle kontörlü
sisteme geçmişti. Yeni uygulama uyarınca daha önce sınırsız olan engelli
kartlarına yıllık 750 kontör yüklenmişti. Belediyenin yeni uygulamasına birçok
engelli kuruluşu tepki göstermişti. Konu Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de
tartışmalara neden olmuştu. İstanbul'da uzun yıllar engellilere yönelik bir
internet sitesinin yöneticiliğini yapan, daha sonra İzmir'e yerleşen Oya Tekin
(40), uygulamaya karşı dava açan vatandaşlar arasında yer aldı. Doğuştan, kalça
çıkına bağlı yüzde 45 oranında engelli olan Tekin, dava öncesinde 2.5 ay boyunca
engelli haklarına yönelik araştırma yaptı. Tekin, uygulamanın yasal olmamasını
gerekçe göstererek, avukatı Seher Delibayır aracılığıyla İzmir 3. İdare
Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı.
Pazarlık olmaz
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, Avrupa Birliği Temel Haklar
Şartları'nın ilgili maddelerini davasına gerekçe gösteren Tekin, 3654 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile engellilere yönelik sınırlama getirilemeyeceğini öne
sürdü. Engellilerin sınırlı bir dünyada yaşadığını, ulaşım haklarının
"sınırlandırılmasıyla" kendilerini daha çaresiz hissettiğini söyleyen Tekin,
"Biz kontör sayısının artırılmasını değil, eskisi gibi sınırsız bir şekilde
ulaşım özgürlüğünü kullanmak istiyoruz. Bu pazarlığa açık bir konu değil. Bir
engelli olarak hiçbir derneğe bağlı olmadan dava açtım. Bu dava sadece
Büyükşehir Belediyesi değil tüm bu tarz uygulamaları uygulayan belediyelere de
örnek teşkil edecek" dedi.
Çok tehlikeli
Refakatçı kartlarına yönelik yapılan ve sadece "yüzde 70 oranında olan
engellilerin bir yakınına refakatçi kartı" verilmesiyle ilgili kısıtlama
konusunda da dava açmak üzere hazırlık sürecinde olduğunu söyleyen Tekin,
"Belediye, yasadaki engelli tanımını unuttu. Ne zaman epilepsi nöbeti geçireceği
belli olmayan bir özürlünün, refakatçisiz yola çıkmasının oluşturacağı tehlike
göz ardı edilmiş. Diyaliz hastaları, işitme engelliler, hastanelerle sürekli
işleri olan engelliler unutulmuş. Bu karar alınırken yaşanabilecek tehlikeler ve
sonuçlarını gözden çıkarmışlar" dedi.
Yönetmelik maddesi
Mahkeme, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Toplu Ulaşım Kartları
Yönetmeliği'nin 9. maddesinde "Özürlüler, şehir içi toplum ulaşım araçlarından
ücretsiz olarak yararlanır" hükmünün olduğunu belirtti. Ancak, bu yönetmelikte
"ücretsiz yararlandırmanın sınırlandırılmasına yönelik" herhangi bir düzenleme
olmadığı gerekçesiyle, uygulamanın hukuka uygun olmadığına karar verilerek
yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Mevcut durum devam edecekti
İzmir Büyükşehir Belediyesi daha önce açılan benzer bir davayı kazanmıştı.
Engelli bir vatandaşın İzmir 2. İdare Mahkemesi'ne yeni düzenlemenin
yürütmesinin durdurulması ve ardından iptali istemiyle açtığı davada mahkeme,
ESHOT Genel Müdürlüğü'nce, 20 Mayıs 2010 tarihli kararla hayata geçirilen
düzenlemenin mevcut haliyle devamının iddia edilen sorunlara neden olmayacağına
hükmeterek talebi reddetmişti. Bu davada çıkan karar geçtiğimiz günlerde Yeni
Asır'da haber olmuştu.