Madrid Yolunda Öğrencilere Rehberlik Edecek Bilgiler



yapi.com.tr'nin sorularını yanıtlayan jüri üyeleri Ali Erkan Şahmalı (Günarda Proje Yönetimi Genel Müdürü), Hakan Demirel (Suyabatmaz Demirel Mimarlık Kurucu Ortağı) ve Burak İlhan (IBBM Mimarlık Kurucu Ortağı), İzocam Öğrenci Yarışması'nın bu seneki proje alanına dair referans alınması gereken önceliklere işaret ederken, yarışmanın iki aşamalı yeni kurgusunu da değerlendirdiler. 

17. İzocam Öğrenci Yarışması'nda katılımcılardan, Madrid’deki bir yerleşim alanını sürdürülebilir bir çevreye dönüştürmeleri isteniyor. Her ne kadar ilk aşamada fikir projesi geliştirilmesi istense de yabancı bir şehir için proje üretmek zorlayıcı gelebilir. Diğer yandan 'kentsel dönüşüm' konusu ülkemizde negatif çağrışımlara neden oluyor. Bu anlamda öğrencilerin referans almaları gereken kriterler sizce neler?  

"Yapıların yeniden yorumlanmasını bekliyoruz"

Ali Erkan Şahmalı: Mimarlık evrensel bir dildir. Ülke ve bölgelere göre lehçeleri olsa da herkes tarafından anlaşılabilir. Uluslararası yarışmalardaki amaç, bu çeşitliliği ve zenginliği yakalayabilmektir. Dolayısı ile bu yarışma konusunun yeri yabancı bir şehir olsa da yarışmacılar için heyecan vericidir.

AliAli Erkan Şahmalı

Diğer taraftan kentsel dönüşüm kavramı ülkemizde yanlış uygulandığı için olumsuz bir çağrışım yaratıyor olabilir. Kentsel dönüşüm sadece “yık ve yap” demek değildir. Adı üzerinde; “dönüşüm”. Yani, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bu, hem fiziksel hem sosyal anlamda olabilir. Yapılar farklı kullanım şekillerine dönüştürülebilir. Bu yapılırken sosyal anlamdaki değişiklik de ortaya çıkar. Örneğin bu yarışmada daha çok yaşlıların yaşadığı bir konut bloğunun, çevrenin değişmesi, hareketliliğin sağlanması, gençlerin bölgeye çekilmesi, yaşamın canlanması amacına yönelik bir dönüşümden söz edilmektedir. Bunu yaparken yapıyı yıkıp yepyeni bir tasarımla bu amaca yönelik bir yapı yapmak sadece kolaycılık olacağı gibi, çevreye yarardan çok zarar da getirebilir çünkü çevredeki diğer yapıların da yarışmanın amacına uygun şekilde dönüşüme uğraması ve sürdürülebilirliğin sağlanması beklenmektedir. Bu yarışma sadece bir modeldir. Yani büyük bir değişimin nasıl yaratılabileceğinin bir örneklenmesidir. Tabii ki yapıların birçoğu da bu değişim içerisinde yıkılarak yeniden yapılabilir. Ama biz korumacılığın da ele alındığı, yeni teknoloji ve malzemelerle yapıların yeniden yorumlanmasını ve buna ait çözümlemeler üretilmesini bekliyoruz.

"Madrid’deki arazinin neden dönüşüme uğradığı önemli bir referans"

Burak İlhan: Sürdürülebilirlik, aslında bir anlamda “kentsel dönüşüm” ile zıt düşen bir kavram. Kentsel dönüşümün diğer birçok sebebini göz ardı edersek, kentin ve kent insanının sosyal gelişimine ayak uyduramadığı için dönüşüme uğrayan bir bölge, sürdürülebilir bir çevre oluşturamamış demektir. Dönüşümün negatif algısını şahsen buna bağlıyorum. Fakat bizim toplumumuz nezdinde oluşmuş olan negatif algı, kentsel dönüşüm projelerinin sürdürülebilirlik dışı dinamiklerle harekete geçmesi ve şekillenmesine dayanmaktadır. Madrid’deki proje arazisinin her şeyden önce neden dönüşüme uğradığı önemli referanslardan biri olacaktır.

Yarışma kapsamında, öğrencilerden konsept proje istenmektedir. Doğal olarak ulusal aşamadaki tüm yarışmacıların bu coğrafyaya yabancı olduğunu varsayarsak; kentsel doku içinde nötr bir dille kendini ifade eden projelerin, kesin proje aşamasında yerel verilere uymak için yeterli esnekliği gösterebilmesi mümkün olacaktır. Bana göre sürdürülebilir bir yapı tasarlamanın ön koşullarından biri de, tasarım sürecinin sürdürülebilir planlanmasıdır. Uluslararası aşamada ödül alan projeleri incelediğimizde, sosyal ve ekonomik anlamda sürdürülebilir, esnek, gelişime açık ve nötr bir dile sahip projelerin başarılı olduğunu görebiliriz.

"Farklı kültürel zeminin oraya ait yeniden değerlendirilmesi konuya yaklaşımda önemli bir girdi olacaktır"

Hakan Demirel: Mimarlar için de öğrenciler için de benzer zorlukların geçerli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her projede karşılaşılan zorluk, öncekilerden  farklılık gösterir. Zaten bunu zorluk diye tarif etmek yerine, o konuya ait düşünce geliştirmek için zihin açıcı bir bakış geliştirmeyi sağlayacak girdiler şeklinde okumanın daha yararlı olacağını düşünüyorum. Bu proje yarışması özelinde bahsi geçen uzakta olma hali ve farklı kültürel zeminin oraya ait yeniden değerlendirilmesi ise konuya yaklaşımda önemli bir girdi olacaktır.

Kentsel dönüşüm konusunda ülkede olup bitenlerin pozitif veya negatif örnek teşkil etmesi yerine, yarışmaya katılacak öğrencilerle paylaşılan meselenin, kendi dinamikleri ile ele alınmasının sağlıklı olacağı kanısındayım.

HakanHakan Demirel

Yarışmacılara doküman olarak vaziyet planı, fotoğraflar ve Madrid kentsel gelişim planı "Mad-Re" hakkında istatistiki veriler sunuluyor. Jüri olarak ek bir bilgi paylaşmanızı istesek, nasıl bir ipucu verirsiniz?

"Benzer yerlere gidin, orada zaman geçirin, yaşam şekillerini ve dokularını anlamaya çalışın"

Ali Erkan Şahmalı: Ülkemizde de çok sayıda benzer yapı bölgesi var. Aynı dönemlerde yapılmış benzer fonksiyona, yani sosyal konut statüsüne sahip yapılar, dünyanın birçok yerinde belli bir mimari anlayış içinde inşa edilmiştir. Yarışmacıların, bulundukları bölgelerdeki benzer yerlere gitmelerini, orada zaman geçirmelerini, yaşam şekillerini ve dokularını anlamaya çalışmalarını salık veririm. Bunu yaparken o bölgeyi, oradaki yaşamı hayal etmek en önemli girdilerden birisidir. Bir diğer önemli ipucu da dünyada kentsel dönüşüm ne demektir ve nasıl yapılmaktadır’ı araştırmaktır. Çevremizdeki kötü örneklerden çok, başarı elde edilmiş örnekleri incelemek, okumak ve iyi anlamak gerekir. Mimar, yaratacağı çevreyi insandan bağımsız sadece bir yapı kütlesi olarak düşünmemelidir. Hayalinde yarattığı yapının içinde bir çocuk, bir genç, bir yetişkin, bir yaşlı gibi farklı grupların düşüncelerine ve kimliklerine bürünerek dolaşabilmelidir. İşte o zaman tasarımında başarıya ulaşacaktır. Bu proje bunu gerektirmektedir. Ayrıca çok önemli bir kriter de yapının dönüşüm sürecinin planlanmasıdır. Burada yaşam devam ederken bir dönüşüm gerçekleştirilecektir. Bu, projedeki çok önemli bir kriterdir. Önerilecek yapı dönüşüm modeli sürecinde bunu başarabilmek, yarışmacılar için çok önemli bir meydan okuma olacaktır.

"Yenilikçi projeleri araştırmak, yöresel parametreler konusunda ilham verebilir"

Burak İlhan: Madrid’in kentsel belleğinde devasa ekolojik projeler yatmakta. Özellikle ulaşımda karbon emisyonunu azaltmaya ve evsel atık su geri dönüşümüne yönelik yenilikçi projeleri araştırmak yarışmacılara yöresel parametreler konusunda ilham verebilir.

"Müdahale sürecinin kendisi de projenin önemli bir girdisi"

Hakan Demirel: Yarışma alanındaki mevcut yaşama ait girdiler, yaş grupları ile ilgili bilgiler ve beklentiler oldukça kendine has bir durumu da beraberinde getiriyor. Yerleşime yapılacak müdahalenin zaman içerisindeki yaşantıyı nasıl etkileyeceği meselesi oldukça önemli bir parametre. Özellikle, proje başlangıcı ile birlikte oranın artık eski orası olmayacağını ve müdahale sürecinin kendisinin de projenin önemli bir girdisi olduğunu hatırlatmak isterim.

GranGran San Blas bölgesi, Madrid

"İlk aşamada çok hayal ürünü geldi ama bunlar projeye dönüşemedi"

Yarışma geçtiğimiz yıl ilk kez iki aşamalı olarak gerçekleştirildi. Bu şekilde geliştirilen projelerin önceki yıllara göre daha verimli olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu konuda nasıl geri bildirimler aldınız, şahsi izlenimleriniz neler?

Ali Erkan Şahmalı: Yarışmayı ulusal ayağında iki aşamalı yapmadaki amacımız, henüz tasarıma ulaşmamış ama potansiyeli olan farklı düşünceleri ortaya çıkartmaktı. Bu, yarışmacılara müthiş bir özgürlük ortamı sağlayacaktı. Kayda değer sonuçlar aldıktan sonra bunu projelendirmek ise, mimarlıktan beklediğimiz “hayali gerçeğe yani projeye dönüştürebilmek”ti. İkinci aşamada bunu bekledik. Böyle olunca ilk aşamada çok hayal ürünü geldi ama bunlar ikinci aşamada projeye dönüşemedi. Bu da kanaatimce biraz eğitim sistemimizi sorgulamamız gerektiği sonucunu ortaya çıkarttı. Proje üretim sürecinde hemen kalem kâğıda sarılmak yerine, düşünmeye ve hayal etmeye daha çok zaman ayırmak, sonra da bu hayalleri kağıda dökmeye çalışmak gerekiyor. Bunun için mimarlık eğitiminde, özellikle de tasarım stüdyolarında  öğrenci ve hoca arasındaki ilişki çok önemli. Usta çırak ilişkisi gibi bir süreç yaratılmalı. Uygulamacı ve başarılı mimarların düşünce şekillerinin her biri aslında birer ekoldür. Hayali gerçeğe çevirebilme süreci böyle bir etkileşimle gün yüzüne çıkar. Mimarlık fakültelerinde olabildiğince özgür düşüncelere yer verebilmek, öğrencinin bu düşünceleri kağıda dökebileceği yöntemleri ortaya koyabilmek ve ortam sağlayabilmek gereklidir. Proje takvimi ne yazık ki çok kısa. Böyle olunca iki aşamalı yarışmada istenilen sonuç henüz alınamamış olabilir. Ama jüri de bu konuda bu yöntemi deneyimleyerek daha doğruyu bulacak veya yaratacaktır diye düşünüyorum.

Reklam Goruntulenme Bolumu


"İkinci aşama iletişim sıkıntılarını ortadan kaldırabilir"

Burak İlhan: Yarışmanın iki aşamalı olması, proje kapsamındaki bazı mimari problemlere yabancı olan ve bocalayan yarışmacılar için yönlendirici olacaktır. Öte yandan, yarışma projeleri bazen jüri tarafından da yanlış anlaşılabilmektedir. İki aşama arası iletişim bu sıkıntıları da ortadan kaldırabilir.

"Projelerin aşamalı bir şekilde eleştiri alarak devam etmesi çok anlamlı"

Hakan Demirel: Elbette ciddi bir iyileşme getirdiğini söyleyebilirim. Yarışmalarda hazırlanan projelerin, jürinin tarif ettiği konu ve tahmin edilen beklentilerin ara değerlendirme ile tekrar geri dönüş alınabilir hale gelmesi, öğrencilerin özgür davranma biçimlerini destekliyor. Özellikle bunun uluslararası bir yarışma olması ve burada seçilen projelerin başka bir jüri tarafından tekrar değerlendirilmesi, ilk soruda da belirttiğiniz gibi uzakta olma hali ile üretilen projelerin aşamalı bir şekilde eleştiri alarak devam etmesi ve öğrencilerin bu eleştiriler sayesinde projelerini ikinci aşama için daha belirli bir yolda geliştirmeleri çok anlamlı. Bu sayede kafada oluşabilecek soru işaretleri için daha verimli bir geri besleme aldıklarını ve geliştirdikleri projelerle daha uzun soluklu bir sürecin içine girdiklerini düşünüyorum.

"İzole akademik ortamlar varoldukça böyle yarışmalara daha çok ihtiyaç var"

İzocam Öğrenci Yarışması'nı bizzat deneyimlemiş ve ödüle değer görülmüş birisi olarak, bu yarışmaya ilişkin görüşleriniz nelerdir?

BurakBurak İlhan

Burak İlhan: İzocam Öğrenci Yarışması, enerji verimli ve sürdürülebilir çevre tasarımı ile ilgili bilgilerimi ilk defa sınadığım yerlerdendir. Yarışma, çevresel sürdürülebilirlik ve konfor koşulları ile ilgili kendi standartlarını basitleştirilmiş bir dille öğrencilere sunarak, teknik detaylar içinde boğulmadan mimari tasarımın çevresel ve sosyal sorunlara nasıl çözüm bulabileceğinin sorgulanabileceği bir ortam sunuyor. Sosyal, ekonomik ve ekolojik parametrelerin unutturulduğu, mimari tasarımın, milattan önceden kalma Vitruvius prensipleri ile ilişkilendirildiği izole akademik ortamlar varoldukça, böyle yarışmalara daha fazla ihtiyaç duyulacağını düşünüyorum.

"İzocam yarışması evrensel tasarım vizyonu kazanabilmemin önünü açtı"

İzocam Öğrenci Yarışması'na hazırlanırken sizi en çok zorlayan ne olmuştu? Bu anlamda öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Burak İlhan: Öğrenci iken beni zorlayan şey, mimarlık eğitiminde ve ulusal yarışmalarda pek adını duymadığımız yeni parametrelerin tasarım sürecine dahil oluşunun getirdiği zorluklardı. Şu an, bu konuda uzmanlaşmaya çalışıyor olmamla birlikte; bu yarışma, anlaşılır diliyle benim için bir basamak görevi gördü. Ulusal, kalıplaşmış tasarım parametrelerinden kurtulup evrensel bir tasarım vizyonu kazanabilmemin önünü açtı. Gözlemlediğim kadarıyla bu yarışmaya katılım diğerlerine kıyasla biraz düşük oluyor. Daha kapsamlı bir tasarım problemi sunması öğrencilerin cesaretini kırıyor olabilir. Fakat bana kalırsa bu tarz projelerdeki kapsam, günümüz mimarlık pratiğinde bir “uzmanlık alanı” olarak algılanmamalı. Öğrencilik döneminde böyle bir yarışmaya katılmak geleceğin mimarlarına çok şey kazandıracaktır.

"Uluslararası jüri, projenin sade ve okunabilir olmasına özen gösteriyor"

2016 yılında Türkiye'yi uluslararası aşamada temsil eden Ferhat Bulduk ve Ayça Yazıcı’nın projesi Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü. Uluslararası jürinin Türk ekibinin projesine yönelik değerlendirmesi ne yöndeydi? Dereceye giren diğer projeleri inceleme fırsatınız oldu mu?

Burak İlhan: 2016 yarışmasını yalnızca dışarıdan gözlemleyebildim. Fakat 2015 yılında Kutay Biberoğlu ve Mirbek Bekboliev ile tasarladığımız proje ulusal aşamada ikinci olmasına rağmen, uluslararası yarışmada jüri özel ödülüne layık görülmüştü. 2014 yılında ise ulusal aşamada birinci olduğumuzda uluslararası aşamada ödülü kıl payı kaçırdığımız söylendi. O sene yaptığımız hata, projemizin ve sunumumuzun teknik detaylara fazla yoğunlaşmış olmasıydı. Deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki; jüri, uluslararası aşamada poster düzenine, sunumun anlaşılabilirliğine ve projenin sade, okunabilir olmasına çok özen gösteriyor.