Üniversitede tercih yapmaya hazırlandığı 2006'da Kastamonu'nun Azdavay ilçesinde özel şirkete ait maden ocağında göçükte yaşamını yitiren Maden Mühendisi Huriye Güney'in hayat hikayesinden etkilenen Kıransoy, aynı mesleği seçmeye karar verdi.
Güney'in, Türkiye'de yer altına inen çok az sayıda kadın mühendisten biri olduğunu öğrenen Kıransoy, onun cesaretini örnek alarak tercih etmeye karar verdiği Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü'ne kayıt yaptırdı.
Mezuniyetinin ardından amacısının işlettiği maden ocağında çalışmaya başlayan Kıransoy, yaklaşık 4 yıldır yerin metrelerce altına inerek işçilerle kömür üretiminde görev alıyor.
Derya Kıransoy, yaptığı açıklamada, maden ocaklarında meydana gelebilen göçük, grizu patlaması, taş düşmesi, karbonmonoksit zehirlenmesi, metan gazı ve karbondioksit boğulması gibi kazaların kendisini ilk başlarda korkuttuğunu ancak yer altının "mutlak karanlığına" alıştığını söyledi.
Madenci elbisesi, bareti ve çizmeleriyle ocağa girdiğini anlatan Kıransoy, "İşçilerin mesailerinde yapacakları işlerle ilgili görevlendirmede bulunarak üretim faaliyetlerini de takip ediyorum. Maden ocağına işçiler girmeden önce gaz ölçümlerini yapıyorum, onların başlarında durarak güvenli şekilde çalışmalarını sağlıyorum. Sonradan vahvahlanmamak için mühendis arkadaşlarımın 'işçiye söyledim, onlar yapacak diyerek' kontrolü asla bırakmamaları gerekiyor" şeklinde konuştu.
Kıransoy, ailesinin ve akrabalarının madencilikle uğraştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Akrabalarımız içinde doktor, öğretmen, avukat ve hemşirenin yanı sıra her meslekten insan var. Üniversite sınavına hazırlanırken meslek tercihimde kararsızlıklar yaşıyordum. O dönemde iş kazasında hayatını kaybeden kadın mühendis Huriye Güney'den çok etkilendim. Onun cesareti ve kadınların da her işi erkekler gibi yapabileceği düşüncesiyle bu mesleği seçtim. İlk kömür ocağına girdiğimde korktum ama alıştım. Madende çalıştığım sürede herhangi bir kaza meydana gelmedi."
"Maden kazaları beni çok üzüyor"
Zonguldak'ta ve ülke genelindeki maden ocaklarında meydana gelen kazalara herkes gibi çok üzüldüğüne işaret eden Kıransoy, "İşçi kardeşlerime 'herkesten çok kendinizi düşünün' diyorum. 'İş güvenliği açısından eksiklik varsa onu yapın ve ona göre işinize devam edin' diye telkinde buluyorum. Bazen gözümüzden bir yer kaçabiliyor. Biz söylemeden onlar yapsın çünkü daha çok kendileri zarar görüyor. Bunun için tüm tedbirlerin alınmasına gayret gösteriyorum" ifadesini kullandı.
Kıransoy, ocağa ilk indiğinde madencilerin ön yargılı davrandığını, daha sonra kardeş gibi olduklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu meslekte maden mühendisleri genelde ocağa inmiyor, büroda masa başı işlerde görev yapıyor. Kadınlara da ocağa girmelerini tavsiye ederim. Diğer ocaklarda çalışan benim gibi az sayıda bayan maden mühendisleriyle görüşerek fikir alışverişinde bulunuyoruz. Son günlerde meydana gelen üzücü olayların ardından bazıları işlerini bırakmaya başladı. Kadın maden mühendisleri özverili ve titiz çalışıyor, sayımızın çoğalmasını istiyorum."
"Kadın mühendisten çekiniyorlar"
Maden Mühendisi Sedat Yüksel de madencilerin kadın mühendisten çekindiklerini, bunun önemli avantaj olduğunu belirtti.
Kadın mühendisin işçiler üzerinde daha fazla yaptırımı olduğunu gördüğünü anlatan Yüksel, "İşçilerde genelikle 'ben doğrusunu bilirim' düşüncesi hakimdir ancak kadın mühendise karşı bunu pek dillendiremiyorlar. İşçiler, söyleneni daha kolay yapıyor" dedi.
Maden işçisi Abdullah Köroğlu da 15 yıldır ocaklarda çalıştığını, ilk kez kadın mühendisin amirleri olduğunu dile getirerek, bu durumun ilk başta tuhaf geldiğini ama alıştıklarını ifade etti.
Köroğlu, Kıransoy'un talimatları doğrultusunda ocakta işleri yürüttüklerini, amirlerinden çok memnun olduklarını sözlerine ekledi.