Türkiye, üretim yapılabilecek nitelik ve nicelikteki 40 çeşit maden türü ile yeraltı kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Ancak, 70 milyar dolarlık (400 milyar dolar katma değer yaratacak büyüklükte) 6 bin 500 ton altın cevheri ile 2.9 katrilyon dolar değerindeki diğer yeraltı zenginlikleri toprağın altında yıllardır yatmaktadır.
Bu kaynakları yer üstüne çıkaramadığımız için sık sık ortaya çıkan ekonomik krizler ve darboğazlarla boğuşmaktayız. Madencilik sektörü önünde bulunan sadece bürokratik engeller kaldırılırsa yıllık 10 milyar dolar üretim artışı söz konusu olur.
Madencilik sektörüne (ülkemizdeki büyük sermaye grupları ile yabancı yatırımcılar teşvik edilerek) 8 milyar dolarlık bir yatırım yapılabilirse, 62 milyar dolarlık bir üretim artışı gerçekleştirebiliriz. Bu 62 milyar dolarlık üretimin 30 milyar dolarlık bölümünü ihraç ederek (günümüzde ülkemiz tüm ihracatı ancak bu kadardır) 5 yıl gibi bir sürede tüm iç ve dış borçlardan hiçbir ülkeden yardım almadan kendi iç kaynaklarımızı harekete geçirerek kurtuluruz. Ülkemizde son yıllarda hızla gelişen mermer sektörünün önünde önemli engeller de vardır, eğer bu engeller kaldırılabilirse bizler üretimde ve ihracatta İtalya'dan sonra dünya ikinciliğini yakalayabilecek konumdayız.
Özellikle kırsal kesimlerde çalıştırılan ve sektörün ana can damarı olan ocaklar için hiçbir altyapı yapılmadığı gibi bu alanlara yol, su, elektrik götüren girişimcinin önü bürokrasi ile kapatılmaktadır.
Madencilik sektöründe çalışma alanını insanlar değil, sadece jeoloji belirlemektedir. Madencilikte yer seçimi kavramı yerine teknoloji seçimi kavramı getirilmeli, tüm kamu kurum ve kuruluşları da görüşlerini bu doğrultuda vermelidir. ÇED formatında, üretim teknolojisi bölümüne önem verilmeli, en son teknoloji ile üretim yapılması istenmeli ve son teknolojinin kullanıldığı ocaklarda üretim engellenmemelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının hangi konuda görüş bildirecekleri yönetmelikle belirlenmelidir. Kamu kurum ve kuruluşları görüşlerini bildirirken olumlu-olumsuz gibi net ifadeler yerine hangi önlemler alınırsa üretim yapabilmenin mümkün olacağı, hangi teknoloji ile üretim yapılması gerektiği gibi teknik görüşler bildirmelidir.
Özellikle madencilik üretimi engellenmemeli, üretim için gerekli olan son teknolojinin kullanılması ve çevre için alınması gerekli olan önlemler, görüşler de açıkça belirtilmelidir. Biz mermerciler devletten teşvik ve para istemiyoruz. Sadece bürokrasinin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.
Dünyada gelişmiş her ülke şehirlerin mimarisinde ve altyapı çalışmalarında yörelerinden elde ettikleri doğaltaşları ve mermerleri kullanmaktadır. Ülkemizde hiçbir şehrimizin altyapısında yöre taşları kullanılmadığı gibi bu yanlışta ısrar edilmektedir. Bu yanlıştan bir an önce dönülerek, bundan sonra doğaltaşlarının tüm kamu binalarında kullanılması yasalarda yapılacak acil değişikliklerle sağlanmalıdır.