Libya; Zorunlu Bir Mola



İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, Libya ve Kuzey Afrika ülkelerinin, Türkiye inşaat malzemeleri sanayisi ve inşaat sektörü için kesinlikle kaybedilmemesi gereken bir pazar olduğunu belirterek, ''Bu süreci zorunlu bir mola olarak değerlendiriyoruz'' dedi. TOBB Plaza'da düzenlenen 'Ekonomi ve İhracatta Son Gelişmeler, Türk İnşaat Sektörüne Yansımaları' konulu panelde konuşan Bilmaç, Libya başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarında yaşananlardan inşaat malzemeleri sanayisinin, inşaat sektörünün epey yara aldığını ve süreci çok yakından izlediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
    
''İlk bakışta dış ticaret odaklı kayıplarımız olsa da bunun iç piyasaya yansımaları kesinlikle olacaktır. Bu konuda da İMSAD olarak sizlere Dış Ticaret Müsteşarlığımızla ve ilgili bakanlığımızla yakın ve koordineli çalıştığımızı ve orada oluşturulan kriz masasında görev aldığımızı belirtmek istiyorum. Yaşanan kayıplarımızın, devletimizin etkin desteği ile karşılanmasına yönelik sonuç odaklı bir sistem geliştirilmesini bekliyoruz. Libya ve genel olarak tüm Kuzey Afrika ülkeleri Türkiye inşaat malzemeleri sanayisi ve inşaat sektörü için kesinlikle kaybedilmemesi gereken bir pazar niteliğinde. Bu yaşananlar ihracatta hedef pazar çeşitlendirmesinin ne derece önemli olduğunu bize gösterdi.
    
Bu süreci zorunlu bir mola olarak değerlendiriyoruz. Avrupa pazarı yanında Rusya, Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere Asya pazarı ve Orta Doğudaki bazı ülkeler tekrar birincil hedeflerimiz ve pazarlarımız olmaya başladı. İhracatta geçtiğimiz 5 yılda inşaat sanayisinin yakaladığı yıllık ortalama yüzde 15'lik büyümeyi bu yıldan başlayarak tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 16,5'a çıkarmayı hedefliyoruz. Sektörümüzün yakaladığı büyüme hedefini devam ettireceğini, 2011-2015 döneminde ortalama tüm sektörün yüzde 14,5 oranında büyüme yaşayacağını öngörüyoruz.''
    
Takla: Başlayan süreç kısa sürede sonuçlanmayacak
    
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Libya İş Konseyi Başkanı Hüseyin Ersin Takla ise Libya 1970'li yıllardan bu yana çok değişik mahiyette Türkiye'nin gündeminde yer aldığını, bu sefer de ekonomi açısından Türkiye'nin gündemine geldiğini kaydetti. Takla, Libya'nın yapısından kaynaklanan sebeplerden dolayı hep siyasetin ekonomiyi yönettiğini, bundan sonra da böyle olacağını ifade etti. Şu anda Türk müteahhitlerinin Libya bankalarında 96 milyon dolar nakit parası kaldığını aktaran Takla,''900 milyon dolarda makine ekipman var. Verilmiş teminat mektubu ise 1.5 milyar dolar'' dedi. Takla, ''Daha önce çıkan bir kararname ile Libyalı kuruluşlarla Türklerin ortak şirket kurması teşvik edildi. Bu şekilde yapılmış çok sayıda anlaşma var. Leasingle gönderilen makineler hariç, sigorta poliçeleri Libya sigorta şirketleri kapsamında. Şu anda BM'nin aldığı ambargo kararları nedeniyle Libyalı kuruluşların parasal transfer yapması mümkün değil. Ancak bazı Arap bankaları vasıtasıyla bu ödemeler yapılabiliyor. Onun dışındakiler ödeme yapamıyor'' diye konuştu. Şu anda başlayan sürecin kısa zamanda sonuçlanmayacağını kaydeden Takla, bu nedenle Türk müteahhitlerinin 2011 yılında çok fazla iş başlangıcı yapabileceklerini pek düşünmediğini söyledi.
    
Öztiryaki: Oturup ağlayacak halimiz yok; yeni pazarlara yönelebiliriz

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki de, Türkiye'nin bu yılın ilk üç ayda yaptığı ihracatının 2001 yılı ihracatının tamamına denk olduğunu kaydetti. Afrika pazarının kendileri için çok önemli bir pazar olduğuna işaret eden Öztiryaki, Afrika ülkelerine düzenledikleri seyahatlerle bu ülkelerin farkına vardıklarını belirtti. Türkiye'nin, Libya'ya doğrudan 2 milyar dolarlık bir ihracatı olduğunu dile getiren Öztiryaki, ''Bu da bizim 100 milyarlık ihracatımızda yüzde 2'lik bir paya sahip. Libya bizim ihracat pazarımızdan düştü diye oturup ağlayacak halimiz yok. Yeni pazarlara yönelebiliriz'' dedi. Öztiryaki, Türkiye'nin her sektörde ve her ülkede kendini kabul ettirdiğini dile getirerek, bu durumun olumlu değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin önemli bir avantajı bulunduğunu, Avrupa ülkelerine yaptığı ihracatının arttığını belirten Öztiryaki, Türkiye'nin ürünlerinin gelişmiş ülkelerde kabul görmesinin önemli olduğunu anlattı. Öztiryaki, bütün bu çalışmaları yaparken, Türkiye'nin 2023 yılı ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu unutmadıklarını dile getirdi.