Küresel hareketlilik kapsamında AB Projesi olarak tasarlanan Latmos Projesi için, doğal ve kültürel kaynak değerleri bakımından Türkiye'nin en bakir alanlarından biri olan Latmos Dağları'nı ve Şanlıurfa Haliliye'deki Göbeklitepe'yi inceleme alanı olarak belirleyen Proje Yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Songül Aslan Karakul, iki alan arasında kurulacak bağın, göstergebilim çalışmalarına materyal oluşturma amaçlı sosyal bir deney ortamı sunacağını belirtti. İHA’da yer alan habere göre; Karakul ve Dilek bu projeyi gerçekleştirmek için Şanlıurfa'daki Göbeklitepe ile zirvesi bin 400 metre yükseklikteki Dünya mirası Latmos Dağları'nda veri toplama çalışmalarına başladı.
Araştırmanın amacının çok önemli iki tarihsel mekanda geçmiş zaman ve şimdiki zaman kültürleri arasında bir bağ kurarak, eşsüremli olarak üretilecek olan göstergebilimsel bir araştırma ve inceleme nesnesinin kayıt altına alınması, katılımcıların bu esere bıraktıkları izlerinin dünya üzerindeki seyrinin sağlanması ve bu insanların birbirleriyle kültürel etkileşimlerinin gözlemlenip incelenmesi olduğunu belirten Dr. Songül Aslan Karakul, göstergebilimin doğası gereği bütün bilim dallarıyla özellikle de sanatla güçlü bir bağlantı içerisinde olduğunu ifade etti.
Latmos hak ettiği noktaya gelecek
Tüm dünyada örnekleri bulunan kaya resim sanatı içerisinde benzersiz veriler barındıran Latmos'u dünyaya tanıtmayı istediklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Songül Aslan Karakul “Ege kıyısının yakınındaki, Batı Anadolu'nun erken dönemlerine ait bu betim dünyası, gelecekte dünyada çok konuşulacak bir yer olacaktır. UNESCO Dünya kültürel ve Doğal Miras listesinde bulunan Göbeklitepe ile aynı projede anılması umuyoruz ki Beşparmak Dağları'nın da çoktan hak ettiği bu yeri almasında önemli bir rol oynayacaktır.
Küresel Hareketlilik projesinin ilk adımı; Latmos'ta Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), Göbeklitepe'de ise Kültür Müdürlüğü ve Göbeklitepe Kazı Koordinatörlüğü rehberliğinde alan tarama gezisiyle atıldı. Bu projeyi Latmos'un keşfine bir ömür vakfeden Alman Arkeolog Anneliese Peschlow'a ithaf edeceğiz. Bu konuda üniversitemizin de desteğini aldık. Projemize her türlü desteği vereceklerini söyleyen Rektörümüz Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir ve kurumlarla iş birliği noktasında yardımlarını esirgemeyen Rektör Danışmanımız Hüseyin Turgut'a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Projenin inceleme nesnesi olarak uluslararası alanda çalışmalarıyla tanınan sanatçı Ahmet Dilek'in sanat anlayışı belirlendi. ‘Savaş Koridorlarına Karşı Sanat Koridorları' mottosuyla dünya ülkeleri arasında sanat koridorları açma yolundaki yürüyüşünü sürdüren sanatçı Ahmet Dilek, Latmos Projesi'yle ilgili “8 bin yıl önce savaştan kaçıp Latmos dağlarına sığınan mülteciler buraya yerleşmiş ve kendi medeniyetlerini oluşturmuşlar. Bölgedeki her biri eşsiz bir doğa eseri olan anıt kayaların oyuklarına, kıyımlara yol açan ve onlara korku veren savaşları değil bunun tam aksine barışı, sosyal ve kültürel yaşamı resmetmişler. Hayallerinin savaşa dair değil barışa dair olduğunu gözlemliyoruz. Dr. Aslan Karakul ile birlikte çalışmalar yürüteceğimiz proje sayesinde 8 bin yıl öncesinin Latmos mülteci sanatçılarıyla; Göbeklitepe'yi birleştirerek bu iki bölgenin tanıtılması, korunması ve gelecek kuşaklara zarar görmeden aktarılması konusunda elçilik yapacağız” ifadelerine yer verdi.