Kuzguncuk'ta Kentsel Dönüşüm Tedirginliği



İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Üsküdar Kuzguncuk’ta ‘Boğaziçi Etkilenme Alanı’ sınırları içindeki 89 bin metrekarelik alan ‘Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı’ ilan edildi.

Hürriyet Gazetesi yazarı olan Serkan Ocak, bölgeyi ziyaret etti ve konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. İşte o haber...

Kuzguncuk’un sahilden yaklaşık 700 metre yukarısındaki üç sokaktan oluşan, bir zamanlar gecekondu, şimdi ise kaçak yapı statüsünde bir yer. Dağınık halde 167 bağımsız bina bulunuyor. 87’si tek katlı, 43’ü iki, 22’si üç, sekizi dört, beşi beş, iki tanesi de altı katlı. Aslında ‘kaçak yapı’ demek pek doğru değil çünkü 1984’te çıkan imar affıyla burada yaşayanlara ‘tapu tahsis belgesi’ verilmiş. Tapu çıkmasını beklerken bu kararla karşılaşmış durumdalar.

Kuzguncuk, bir tarafında mezarlık, diğer tarafında Fethi Paşa Korusu bulunan iki yamaç arasına sıkışmış bir semt. Arkasında Fıstıkağacı, önündeyse Boğaz var. Coğrafi konumu nedeniyle bugüne kadar olduğu gibi kalmış. Ortasından tek bir anacadde geçiyor. Son yıllarda bu cadde, üzerinde açılan sanat galerileri ve kafelerle de kentlilerin uğrak yeri haline geldi. Popülaritesi gitgide arttı. 80’li yılların ortalarında ‘Perihan Abla’yla başlayarak dizilere, renk renk boyalı ahşap evleriyle düğün çiftlerine mekân oldu. Peki bu karar ne ifade ediyor?

Reklam Goruntulenme Bolumu

"Mülkiyet verilmemeli"
Kuzguncuk’ta yaşayan, Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Nevzat Sayın, soruna farklı bir boyuttan bakıyor: “Kent topraklarının mülkiyet sorunu çözülmediği sürece hiçbir şey yapılamıyor. En kıymetli şey arazi. İstanbul bu yüzden sağlıklı gelişemiyor. İnşaat sektörü iyi ev yapamıyor çünkü asıl para toprağa veriliyor. Bunun da en büyük spekülatörü devlet. Burada mülkiyet hâlâ belediyede yani devlette. Yapılacak en önemli şey şu; mülkiyetini vermeyecek. Verdiği an bu konu çözülemez. Vermediğinde binlerce çözüm var. Ancak bunu yapmaya cesaret edemez çünkü tekrar seçilecek...”

"O ahşap evler dekor olur"
Kuzguncuklular Derneği Başkanı Mimar Tülay Atabey ise “Kentsel dönüşüm, TOKİ demek; dev apartmanlar, altyapısı yetersiz, nüfusu yoğunluklu yerler demek. Kararı iki türlü görmek gerekiyor. Birincisi; kentsel dönüşüm her yer için lazım mı? Bilinen gibi mi dönüşmesi gerekiyor? O yerin özelliğine uygun dönüşüm olamaz mı? Mahalleli bunu düşünemez mi? İkincisi ise Kuzguncuk’un sit alanı olması. Bize göre şanslı. Büyüyemiyor. Ancak 700 metre yukarısına kentsel dönüşüm gelirse bunun parçası olur. Ahşap evler o zaman sadece dekor olur. Kuzguncuk bunu kaldırmaz. Burada düşünmeyi bilen insanlar var. Mimarlar, sosyologlar, eğitimciler... Bu insanlara kulak verilmeli. Korkuyla bekliyoruz” diyor.