1970 yılında yapılan ölçümlerde derinliği 12 metre, alanı ise 355 kilometrekare olan Akşehir Gölü’nün derinliği 1,5 metreye alanı da 70 kilometrekareye kadar düştü. Göldeki biyolojik çeşitlilik de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Her geçen yıl daha fazla kuruyan gölün Uluslararası Ramsar Sözleşmesi’ne dahil edilmesi için çalışmalar sürüyor. Bölge halkı ise gölün yeniden hayat bulması için geç kalındığını düşünüyor.
Akşehir İlçe Tarım Müdürü Bahri Karaman, gölün yaklaşık beşte dördünün kuruduğunu dile getirdi. Esaslı projeler hazırlanmazsa Akşehir Gölü’nün haritadan silineceğini vurgulayan Bahri Karaman, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin tükenme noktasına geldiğinin altını çizdi. Karaman, 20 yıl önce gölde yaşayan onlarca kuş ve balık türünün birkaç çeşide kadar düştüğünü ifade etti. Göl ve çevresindeki birçok doğal zenginliğin kurumaya bağlı olarak yok olmaya yüz tuttuğuna işaret eden Karaman, gölün kurtarılması için bakanlık düzeyinde çalışma başlatılması gerektiğine dikkat çekti. 10 yıl öncesine kadar binlerce insanın gölden geçimini sağladığını hatırlatan İlçe Tarım Müdürü Bahri Karaman, şimdi ise gölün bataklık haline geldiğini aktardı.
Akşehir Gölü’nü kurutan nedenlerin başında kaçak sulama kuyularının geldiğinin altını çizen Karaman, gölün kurtulması için hazırladıkları çözüm önerilerini Akşehir Gölü Koruma Birliği’ne sunduklarını aktardı. Karaman, aşırı su kullanımının önüne geçmek için kaçak su kuyularının sınırlandırılması ve ruhsata tabi tutulması gerektiğini sözlerine ekledi.
Akşehir Gölü Koruma Birliği Başkanı ve Akşehir Belediye Başkanı Mustafa Baloğlu, gölün Ramsar Sözleşmesi’ne dahil edilebilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bir çalışma yürüttüğünü bildiriyor. Arazi inceleme çalışmalarının devam ettiğini anlatan Baloğlu, canlı araştırması, jeolojik araştırma ve metoorolojik araştırmanın sürdüğünü aktardı.
Türkiye’nin 17 Mayıs 1994 yılında resmen taraf olduğu Uluslararası Ramsar Sözleşmesi, önemli sulak alanların korunmasını teminat altına alıyor. 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar Kenti’nde imzalanan sözleşme önemli sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliğin devam ettirilmesini içeriyor.