Evrensel'den Ali Can Gün'ün haberine göre, Kurşunlu köyünde önceki gün “Çadırını da al gel” etkinliği yapıldı. Köye, TBMM Çevre Komisyonu Grup Sözcüsü ve CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Çanakkale Çevre Platformu üyeleri, Çanakkale Tabip Odası, Karabiga Temiz Doğa Derneği üyeleri ve çok sayıda yaşam savunucusu katıldı.
Burada konuşma yapan TBMM Çevre Komisyonu Grup Sözcüsü ve CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, “Verdiğimiz mücadele nefes alabilme mücadelesidir” dedi.
‘Ormana saldırdılar’
Açlık grevinin bugün 10. gününde olan köylülerden Bülent Behçet Özüren, Soydan’a kesilmiş bir çam dalını vererek Meclise götürmesini istedi. Buradaki durumu anlatmasını ve Meclisin bu hale bir çare bulmasını isteyen Özüren, gözyaşlarına hakim olamadığı açıklamasında ağaçların kesilmesini, kaplumbağaların paletlerin altında ezilmesini hıçkırıklar ile anlattı. “Kaz Dağları’nın bu en güzel köşesinde inanılmaz bir savaş yaşandı” diyerek durumu nitelendiren Özüren, “Teknolojiyi de ardına alan insanoğlu, paletli eskavatör, benzinli kesim motorları ve onlarca gücü ile dev gibi bir ormana saldırdı. Eğer bugün biz Kurşunlu, doğa katliamını yaşamışsak, sadece sesimizi duyuramadığımız için, omuz omuza duramadığımız içindir. Başım dönüyor, ama birkaç gün daha idare edebileceğimi düşünüyorum. Eğer yetkili mercilerden yetkili insanlar buraya gelip, bizim gördüğümüz görüp, benim bu mağdur köylüme bir çözüm bulmaz ise, yemin ediyorum 7 Kasım’da kendimi yakacağım” şeklinde konuştu.
Maden ocağı köye çok yakın
Burada söz alan Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, Maden Yasası’nın Türkiye’ye dayatıldığını ifade ederek, “Bu yasayı da siyasi iktidar çıkarmıştır. Kaz Dağları’nda vahşi madenciliğe karşı olduğumuzu defalarca söyledik. Burada ormanlarımızı, doğamızı, çevremizi yok edecekler” dedi.
Köy Muhtarı Muharrem Gürel de “Bu maden ocağı evlerimize çok yakın. Bizim geçim kaynağımız hayvancılık. Onu yapamadığımızda burada hiçbir şeyimiz kalmıyor. Köy halkı ile de durumu paylaştık. Köy halkı da istemiyor” dedi.