Küresel Rekabette Alarm Zilleri Çalıyor



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan geçen hafta sonu TÜSİAD ile gerçekleştirdiği yuvarlak masa toplantısında “Bu yıl ve gelecek yıl Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk ve olacağız” demesine karşın eşzamanlı olarak yayınlanan raporlar Türkiye’nin rekabet gücü ile ilgili farklı tablolar ortaya koyuyor.

Bunlardan biri de geçen hafta düzenlenen 6. Rekabet Kongresi’nde, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Rekabet Raporu’ndan yola çıkarak TÜSİAD, Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından yapılan değerlendirme. Öncelikle 2009-2010 yılında 131 ülke arasında 61. sırada yer alan Türkiye’nin bu yıl da, üstelik bu kez 139 ülke arasında yine aynı sırayı korumuş olduğunu vurgulayalım.

Rapordaki ana bulguları kısaca özetlersek:

• Grup düştü: WEF tarafından yapılan ülkelerin gruplandırılmasına göre, 2010-2011 yılında içinde bulunduğu grubu iyileştirebilen bir ülke olamadı. Nitelik bir yıl önce 2. gruptan 3. gruba geçiş ülkesi iken bu yıl 2. grup ülkeler arasına geriledi. WEF ülkeleri 5 ana gruba ayırıyor. 1. grup ülkeleri GSMH’si 2 bin doların altında olan Üretim Faktörleri Odaklı ülkeler. İkinci Grup GSMH’leri 2 bin ile 3 bin dolar arasında olan 1’inciden 2’nciye geçiş ülkeleri. Üçüncü Grup; GSMH’si 3 bin-9 bin dolar arasında bulunan Verimlilik Odaklı ülkeler. Arjantin, Makedonya, Bulgaristan, Brezilya, Meksika, Peru, Romanya, Sırbistan, Rusya, Lübnan, Ürdün, Arnavutluk, Türkiye bu grupta yer alıyor. Bir sonraki grup ise 2’inciden 3’üncüye geçiş grubu ki bu yıl Polonya bu sıraya yükseldi.

Estonya, Macaristan, Şili, Tayvan, Hırvatistan GSMH’si 9 bin ila 17 bin dolar düzeyinde olan ülkeler arasında. Son yani üçüncü grup ise İnovasyon Odaklı olarak tanımlanan ve GSMH’si 17 bin doların üzerinde olan ülkeler. Raporda Türkiye’nin bu yıl 2. grup ülkeler arasına gerilemiş olmasının nedeni GSMH’sinde yaşadığı yüzde 14’lük düşüş ki, bu OECD’nin 2010 raporunda da vurgulanıyor.

• En önemli kriterlerde ortalamanın altında: İncelenen 139 ülkenin verileri ile Türkiye’ninkiler karşılaştırıldığında Türkiye’nin Küresel Rekabet Endeksini oluşturan 12 bileşenden 5’inde ortalamanın altında bir değere sahip olduğu görülüyor. Bunlar, “Kurumsal Yapı”, “Makroekonomik İstikrar”, “Yüksek Öğretim ve İşbaşında Eğitim”, “Emek Piyasalarının etkinliği” ve “İnovasyon”.

Ortalamanın üstünde olduğu bileşenler ise şunlar: “Altyapı”, “Sağlık ve İlköğretim”, “Finansal Piyasaların Gelişmişliği”, “Teknolojik altyapı”, “pazar büyüklüğü” ve “İş dünyasını gelişmişlik düzeyi”.

• AB ve BRIC ülkeleri karşısında Türkiye’nin konumu: Türkiye son 3 yılda sadece “pazar büyüklüğü”nde AB ortalamasının üzerinde bir performans gösterebiliyor. Oysa zaten AB, potansiyelini gerektiği gibi kullanamamakla, inovasyona yönelik yeterli bir çerçeve sunamamakla eleştiriliyor.

Küresel bağlamda Türkiye’nin birçok alanda AB’nin gerisinde kalması kat etmesi gereken yol hakkında da önemli ipuçları veriyor. Öte yandan Brezilya, Hindistan, Rusya ve Çin’in oluşturduğu BRIC ülkeleri ile kıyaslandığında “ürün piyasalarının etkinliği” ve “teknolojik altyapı” bileşenlerinde BRIC üzerinde bir performansa sahip olduğu tespit edilmiş durumda.