2009, iklim politikaları açısından
belirleyici bir yıl olacak. World Watch Enstitüsü’nün konuya
ilişkin hazırladığı yıllık raporunda ekonomide talep ve istihdamı artırabilecek
iklim koruma önlemleri tanıtıldı. Dünyada ortalama hava sıcaklığı 21’inci yüzyıl
sonunda, sanayileşmenin ilk başladığı döneme göre altı dereceye varan artış
gösterebilecek.
Washington merkezli World Watch Enstitüsü’nün başkanı Christopher
Flavin, ABD’nin geçtiğimiz yirmi yılı boşa geçirdiğini belirterek,
raporun ana mesajını şöyle özetliyor: "Dünya iklimi için gerçeklerin
konuşulacağı an geldi. Dünyanın şu an virajı dönebilmek için hala vakti var.
Yoksa çok geç olacak."
Dünyayı kasıp kavuran mali ve ekonomik kriz, ülkelerin iklim koruma
önlemlerine yatırım yapmasını ya da bağlayıcı yükümlülükler altına girmesini
etkiliyor.
Yeniden yapılandırma için fırsat
Ancak diğer yandan kriz, ekonomik sistem ve toplumun ekolojik yönde yeniden
yapılandırılması için yegane bir fırsat da sunuyor. Bu noktada ABD’nin iklim
koruma konusunda yeterince ciddi olup olmadığı ya da AB’nin öncü rolünü
sürdürmekteki kararlılığı belirleyici sorular.
Almanya'nın Potsdam kentindeki İklim Değişiminin
Etkilerini Araştırma Enstitüsü'nün Baş iktisatçısı Ottmar
Edenhofer, World Watch Enstitüsü'nün raporunun endişe verici veriler
içerdiğini belirtiyor:
“Rapor, tehlikeli iklim değişiminin önüne geçmek için küresel ısı artışının
iki derece ile sınırlanması gerektiğini söylüyor ve bunun bile çok fazla
olacağını da ekliyor. Belki de iki derecenin altına inme konusunu tartışmamız
gerekiyor. Bu, 2050 yılına kadar küresel emisyonları 1990’a oranla en az yüzde
50 düşürmek zorunda olduğumuz anlamına geliyor. Belki de daha fazla.”
Ekonomik krize davetiye
Edenhofer, küresel sera gazı salınımının azaltılabileceği bir ekonomik sistem
kurulamaması durumunda bir sonraki ekonomik krize davetiye çıkarılmış olunacağı
uyarısında bulunuyor ve ekliyor:
“Konjonktür programlarını çok daha ‘yeşil’ yapabiliriz ve Almanya’da üçüncü
bir konjonktür paketi çıkarıp çok daha yeşertebiliriz. Güney Kore ve Çin
mükemmel örnekler. Örneğin ileri teknoloji stratejilerinde Çin’de yüzde 40’,
Güney Kore’de yüzde 80 oranında yeşil teknolojilere yatırım yapılıyor.”
Alman Yeşiller partisinden Jürgen Trittin de Alman
sanayisinde çevreci yenilikler yardımıyla önümüzdeki dört yıl içinde bir milyona
yakın yeni istihdam yaratılabileceğini belirtiyor.