Dünya Gazetesi'nden Didem Eryar Ünlü'nün haberine göre, PwC, geçtiğimiz hafta Davos Zirvesi’nin açılışı ile eş zamanlı olarak 18. Yıllık Küresel CEO Araştırması'nı açıkladı. Dünya genelinde bin 300’ün üzerinde CEO ile görüşerek “Aksaklıklar Karşısında Yeni Çözümler” başlığı ile yayınlanan araştırmaya göre, CEO’lar küresel ısınmayı dert etmiyorlar; hatta öncelikleri arasına almıyorlar bile.
CEO'ların yüzde 78'inin en fazla endişe duyduğu konu aşırı regülasyon. Aşırı düzenlemeler konusunda en fazla endişe duyan ülkeler arasında yüzde 98 ile Arjantin, yüzde 96 ile Venezuela, yüzde 90 ile ABD, yüzde 90 ile Almanya, yüzde 87 ile İngiltere ve yüzde 85 ile Çin öne çıkıyor.
CEO'ların endişe unsurları arasında, yüzde 73 ile yetenekli işgücüne erişim, yüzde 72 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 70 ile artan vergi yükü, yüzde 61 ile siber tehditler ve veri güvenliği eksikliği, yüzde 60 ile sosyal istikrarsızlık, yüzde 60 ile değişen tüketici davranışları ve yüzde 58 ile teknolojik değişimin hızı bulunuyor.
İklim değişikliği riskinin azaltılması ise, CEO'ların sadece yüzde 6'sı tarafından öncelik olarak görülüyor.
Sürdürülebilirlik uzmanlarının küresel ısınma ile ilgili daha sıkı düzenlemeler gerektiğini gündeme getirdikleri bir dönemde, CEO’lar aşırı regülasyonun şirketlerinin büyüme beklentilerini olumsuz etkilediği görüşündeler.
Araştırmaya katılan CEO’lar hükümetlerden küresel ısınma ile mücadele etmelerini değil; daha rekabetçi ve verimli bir vergi sistemi sağlamalarını bekliyorlar.
Ne yazık ki kötü haberler burada da bitmiyor. Küresel ısınma risklerini ortadan kaldırmaya yönelik uluslararası işbirlikleri, politikalar ve düzenlemeleri dikkate alan şirketlerin sayısı da fazla değil. Araştırmaya katılan şirketlerin neredeyse yarısı bu işbirliklerinin gelişmediğini düşünürken, üçte birinden azı işbirliklerinde gelişme gördüğünü ifade ediyor.
Kısa vadeli sorunlarla meşguller
Araştırmaya göre, küresel ısınmanın yarattığı ve yaratacağı riskleri ciddiye alan şirketlerin sayısı son derece sınırlı. Şirketlerin çok büyük bir bölümü ise sorunun boyutunun farkında bile değil. Yani CEO’lar kısa vadeli sorunlar ile o kadar meşguller ki, uzun vadeli bakmayı başaramıyorlar. En fazla dert ettikleri konu, kısa vadeli büyüme hedeflerini yakalamak. Araştırmada, CEO’ların büyüme beklentilerinde geçtiğimiz yıla oranla daha az iyimser oldukları ön plana çıkıyor. CEO’ların sadece üçte biri küresel ekonomik büyümenin 2015 yılında iyileşeceği görüşünde. Bu oran geçtiğimiz sene yüzde 44 civarındaydı.
Şirketler destek vermedikçe politikacılar adım atmayacak
Yapılan tüm çalışmalara rağmen, CEO’lar küresel ısınmanın gelecek nesiller için ne boyutta bir tehdit oluşturduğunu anlayabilmiş değiller. Oysa hemen harekete geçmediğimiz takdirde, küresel ısınmayı geri çevirmek imkansız olacak.
Her ne kadar geçtiğimiz yıl New York’ta gerçekleşen iklim görüşmelerinde iyimserlik ön plana çıkmış olsa da, Aralık ayında Peru’nun Lima kentinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda iş dünyası çok fazla varlık göstermedi.
Gerçek olan şu ki, politikacılar, şirketlerin kendilerine destek verdiğini görmedikçe, küresel ısınma ile mücadele adına kararlı adımlar atmayacaklar. Şirketlerin sorunun bir parçası olmak yerine, çözümün bir parçası olmayı tercih etmeleri gerekiyor; çünkü bizler gelecek için doğru adımları atan şirketlere güveneceğiz.
CEO'ların endişe duyduğu konular
Yüzde 73 ile yetenekli işgücüne erişim, yüzde 72 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 70 ile artan vergi yükü, yüzde 61 ile siber tehditler ve veri güvenliği eksikliği, yüzde 60 ile sosyal istikrarsızlık, yüzde 60 ile değişen tüketici davranışları ve yüzde 58 ile teknolojik değişimin hızı bulunuyor.