TÜGAV (Türk Gelecek Araştırmaları Vakfı) ve İstanbul
Üniversitesi tarafından bu yıl ilki düzenlenen ve dünyanın farklı
bölgelerinden ekonomi, siyaset, bilim dünyasının önde gelen isimlerini bir araya
getiren 'Değişim Liderleri Zirvesi', İstanbul Kongre
Merkezi’nde başladı. Zirvenin 'Yeni Finans Merkezi İstanbul'
oturumunda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, Türkiye’nin Avrupa ile birlikte Doğu Akdeniz, Balkanlar,
Kafkaslar, Karadeniz, Orta Asya ve Ortadoğu üzerinde nüfuza, tarihi ve kültürel
özellikle de önemli ticari bağlara sahip bir ülke olduğunu ve enerji ile
ulaştırma şebekeleri bakımından AB'yi Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya'ya
bağlayan özel bir konumda bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti.
“Uluslararası finans coğrafyasının yeniden şekillendiğini hepimiz biliyoruz.
Dünyanın parasının toplandığı küresel finans merkezlerinde gelişen ülkelere
doğru kayış yaşanıyor. New York ve Londra yerlerini, küresel krizde dengeleri
lehine çevirmeyi başaran gelişmekte olan piyasalara kaptırmak üzere. Küresel
finans piyasalarının yeni merkezi olacak şehirler arasında büyük bir rekabet
yaşanıyor. Yatırım fonları, kriz sonrası ekonominin ve ticaretin yavaşladığı
gelişmiş piyasaları değil hızlı büyüyen ve gelişen piyasaları daha cazibeli
buluyor. Bunda Avrupa ve ABD piyasalarının krizden hala çıkamamış olması büyük
bir etken. İstanbul’un finans merkezi olması dünyada gelişen yeni ekonomilerin
ve trendlerin bir gereği ve gerçeği olarak önümüzde duruyor. Yaşanan dünya
krizinde herkes, Türkiye’nin başarısına odaklandı”.
İstanbul'un, ülkenin lokomotifi olarak Türkiye'nin 2023'te ihracatını 500
milyar dolara çıkartmak ve dünyanın 10 büyük ekonomisi içinde olmak hedefinde
çok önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Başkan Topbaş, şunları kaydetti:
"İstanbul, Avrupa - Balkanlar - Ortadoğu – Kafkaslar – Orta Asya ve Uzak
Doğu’daki karar alma mekanizmalarını etkileyen bir konuma ulaştı. Küresel
sermayenin büyük ilgi gösterdiği, büyük buluşmaların yaşandığı bir şehir oldu.
Ayrıca sunduğu iş fırsatları, sosyal gelişim, bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki potansiyeli, yetişmiş işgücü ve yabancı çalışanlar için
sunduğu altyapı ile de ön plana çıkıyor. Klasik sanayi kenti yerine yüksek
teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek bir sanayi kentine doğru yönelmiştir.
Hedefimizde kongre, fuar, moda, sanat, eğitim, sağlık, kültür ve finans kenti
olmak var.”
'Yıldız şehir' İstanbul
“Bir şehrin finans merkezi olması için ofis olanakları ve gayrimenkul
açısından cazibe merkezi olması gerekiyor” diyen Kadir Topbaş, dünyada
gayrimenkul piyasalarının durumunu ve geleceğini araştıran Amerikan PwC
(PricewaterhouseCoopers) ve ULI'nin (Kentsel Planlama Enstitüsü) 2011 Avrupa
araştırmasının 'yıldız şehri'nin İstanbul olduğunu hatırlattı. Avrupa
Gayrimenkul Piyasalarında Gelişen Trendler 2011 Raporu’nun da bunu
tescillediğini ve gayrimenkul yatırım profesyonellerinin 'gayrimenkul alımı'
için 19 ülkeden 27 Avrupa şehri arasından önerdiği birinci şehir İstanbul
olduğunu vurgulayan Başkan Topbaş, “Yine ‘gelişme beklentilerinde’ de İstanbul
birinci sırada yer aldı. 'Mevcut yatırım performansında' ise İstanbul, aynı
puanı paylaştığı Münih'in ardından ikinci sıraya yerleşti. Bu kategoride
İstanbul geçen yıla göre 5 basamak birden yükseldi. İstanbul'un zirvelerde yer
almasının birinci nedeni Avrupa'da görülen ve etkileri devam eden ekonomik
krizin İstanbul'u çok fazla etkilememiş olmasıdır. İkinci nedeni ise artan
ticaret ve finans imkânları ile gayrimenkulde çok önemli bir yatırım hedefi
olarak belirmesidir. Biz de yaklaşık 7 yıllık hizmet süremiz içinde İstanbul’u
dünyada konuşulan bir şehir haline getirdik” diye konuştu.
Dünya Mimarlar Kongresi, UCLG toplantıları, Dünya Su Formu, Dünya Bankası –
IMF Guvernörler toplantıları, Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası Final Maçları,
Formula 1, MOTO GP ve son olarak Dünya Basketbol Şampiyonasının final maçları
gibi organizasyonlara ev sahipliği yaparak dünya nazarında göz alıcı bir
performans sergilediklerinin altını çizen Topbaş, 2010 Avrupa Kültür
Başkenti olan İstanbul’un 2012 yılında da Avrupa Spor Başkenti ünvanını
taşıyacağını kaydetti.
İstanbul, finans merkezi olmak için gereken bütün özelliklere
sahip
OECD İstanbul Metropoliten Alan Çalışması'nın da İstanbul’un
gelecekte finans, bilgi teknolojisi yoğunluklu küresel bir güç olacağını
öngördüğünü anlatan Topbaş, sözlerini şöyle tamamladı;
“İstanbul ekonomik değerleriyle de küresel bir oyuncudur. İstanbul ekonomisi
ile 127 ülkenin ekonomisiyle boy ölçüşüyor. 145 milyar dolarlık ekonomisiyle dev
kentleri geride bırakarak 34’üncü sırada yer almıştır. Böylelikle Avrupa
Birliği’ne üye 9 ülkeyi de geride bırakmış oluyor. 2020'ye yönelik tahminlerde
de İstanbul’un 27'nci sıraya yükselmesi bekleniyor. İstanbul’un toplam ihracat
payı yüzde 56, toplam ithalat payı ise yüzde 58. Türkiye'nin milli gelirinin
yaklaşık yüzde 22'sini karşılıyor. Her 100 TL' lik verginin 43 TL'si İstanbul'da
toplanıyor. Türkiye'deki tüm ticari işletmelerin 3'te 1’i İstanbul’da. Kent,
toplam turizm gelirlerinin yaklaşık 3'te 1’ini karşılıyor. Ve Türkiye’nin finans
merkezidir. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda şirketlerin toplam piyasa
değeri 451 milyar 376 milyon TL’ye ulaştı. Türkiye Merkez Bankası ile birlikte
diğer kamu bankalarının merkezlerinin İstanbul’a taşınma projesi önemlidir. Şu
anda bankaların genel merkezleri, genel müdürlükleri İstanbul'a taşınmaya
başladılar. SPK, BDDK aynı şekilde buraya gelecekler. Zaten
faaliyetlerinin büyük bir kısmını da burada yürütüyorlar. Dünya ile 24 saat
iletişimi olan İstanbul, Afrika ve Orta Doğu’ya açılmak isteyen firmalar için şu
an önemli fırsatlar sunan bir merkezdir. Hem Türkiye'nin potansiyelini
değerlendirmek hem de Türkiye üzerinden Türk cumhuriyetleri, Rusya, Ortadoğu,
Kuzey Afrika ve Balkan ülkelerine gitmek isteyen çok sayıda firma, Türkiye'yi ve
özellikle de İstanbul’u “bölgesel üs” ilan ediyor. Aralarında devlerin bulunduğu
uluslararası şirketler, onlarca ülkedeki birimlerini buradan yönetiyor. Çünkü
dünyanın en büyük ekonomi havzasının merkezinde yer alan Türkiye'nin etrafındaki
4 saatlik uçuş mesafesindeki ülkelerin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 20
trilyon doları aşıyor. Bu İstanbul’un finans merkezi olması için önemli bir
noktadır. Biz, İstanbul'un bölgenin güçlü bir finans merkezi olabilmesi için
coğrafi lokasyon, lojistik, modern altyapı, yetişmiş işgücü gibi her türlü imkân
ve araca sahip olduğuna inanıyoruz.”