Küresel Enerji Krizi, Nükleeri Yeniden Gündeme Taşıdı



Küresel enerji krizinin ortaya çıkardığı güvenlik ve arz endişeleri, birçok ülkeyi nükleer yatırımlarını hızlandırmaya ve mevcut santralleri kapatma tarihlerini ertelemeye itiyor.

Kovid-19 salgınıyla oluşan arz-talep dengesizliği, Avrupa ve Asya başta olmak üzere büyük çaplı bir enerji krizine dönüştü. Arz-talep dengesizliği nedeniyle yaşanan fiyat şoklarını Rusya-Ukrayna Savaşı'nın tetiklediği tedarik kısıtları izledi.

Savaşın başlangıcından bu yana Batılı ülkelerin Rusya'dan enerji ithalatına yönelik ambargo kararları ve Rusya'dan Avrupa'ya gaz ve petrol akışında yaşanan sorunlar, ülkeleri yeni enerji kaynakları ve güzergahlar aramaya yöneltiyor.

Ülkelerin fosil yakıtlara bağımlılıklarının azalmasına katkı sağlayacak düşük karbonlu bir enerji kaynağı olarak değerlendirilen nükleer enerji, bu arayışta öne çıkıyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, iklim değişikliğiyle mücadele taahhütleri kapsamında kapatmayı planladıkları nükleer enerji santrallerine ilişkin planlarını yeniden değerlendirirken, Birleşik Krallık, Fransa, ABD, Kanada ve Çin başta olmak üzere birçok ülke, nükleer enerjide yeni ve ilk olma özelliği taşıyan yatırım planlarını hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Mini nükleer reaktörler ön planda
Londra merkezli Dünya Nükleer Birliğinden (WNA) alınan bilgiye göre, elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 25'ini nükleer santrallerden karşılayan Avrupa'da Belçika, nükleer reaktörleri devreden çıkarma planını ertelemeye karar veren ilk ülkelerden oldu. Son 10 yıldır kademeli şekilde nükleer santrallerini kapatan Almanya'da ise Başbakan Olaf Scholz kalan üç reaktörün kapatılmasını ertelemeyi önerdi.

ABD ve Kanada mini modüler nükleer reaktör (SMR) teknolojileri geliştirmeye yatırım yaparken, Birleşik Krallık ise yeni jenerasyon nükleer reaktör yatırımlarına nisanda açıkladığı Enerji Güvenliği Stratejisi'nde yer verdi. Bu plan kapsamında 1,7 milyar sterlin direkt kamu finansmanı, Sizewell C projesinin geliştirilmesi için 100 milyon sterlin, Rolls Royce ile SMR teknolojilerinin geliştirilmesi için 210 milyon sterlin ve yeni nükleer projeler için 120 milyon sterlin finansman taahhüt edildi.

Yaklaşık 6 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak Sizewell C için temmuz sonunda proje geliştirme izni verildi.

Çin "nükleerin en büyüğü" olmayı hedefliyor
Elektrik ihtiyacının yüzde 70'ini nükleerden karşılayan Fransa ise 2050'ye kadar 14 yeni nükleer reaktör kurma ve SMR teknolojilerine 1 milyar avro yatırım yapma planını açıkladı.

Hollanda 2 yeni nükleer reaktör yatırımı planlarken, Polonya da büyük ve mini ölçekli nükleer reaktör yatırımlarına ilişkin çalışmalar yapıyor.

Afrika'da ise ilk nükleer enerji santralinin inşasına başlayan Mısır, kıtada Güney Afrika'dan sonra nükleerden elektrik üretecek ikinci ülke olarak öne çıkıyor. Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumunun (ROSATOM) inşa edeceği Mısır'ın ilk nükleer santrali Dabaa, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 üniteden oluşacak.

Asya kıtasında da yeni nükleer enerji yatırımlarında Çin öne çıkıyor. Çin, her yıl 6 ila 8 nükleer reaktör inşa ederek, bu alanda 2030'a kadar dünyanın en büyük kapasitesine sahip olmayı hedefliyor. Nükleerden çıkış stratejisini devre dışı bırakan Güney Kore de 2030'a kadar 10 yeni nükleer reaktör kurmayı planlıyor.

Türkiye'nin ilk nükleer santrali olma özelliği taşıyan Akkuyu'nun ilk ünitesinin ise gelecek yıl faaliyete geçmesi planlanıyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Küresel elektrik üretiminde nükleerin payı yüzde 10
WNA verilerine göre, geçen yıl küresel elektrik üretiminin yüzde 10'u nükleer enerjiden elde edildi. Dünyadaki nükleer santrallerden elektrik üretimi geçen yıl 10 yıl öncesine göre 300 teravatsaat (yüzde 13) artış gösterdi ve bu büyümenin önemli kısmı Asya'da gerçekleşti.

Dünyada 2021 sonu itibarıyla faaliyetteki 436 nükleer reaktörün kurulu gücü 396 gigavat seviyesinde bulunuyor.

Bu reaktörlerin 144'ü Asya'da, 119'u Batı ve Orta Avrupa'da, 113'ü Kuzey Amerika'da, 53'ü Doğu Avrupa ve Rusya'da, 5'i Güney Amerika'da ve 2'si Afrika'da yer alıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, nükleer enerji dünyada hidroelektrikten sonraki en büyük ikinci düşük karbonlu enerji kaynağı fakat mevcut nükleer elektrik üretiminin yüzde 63'ü 30 yıldan eski santrallerden sağlanıyor.