Küresel ısınmaya karşı en çevreci çözüm olarak lanse edilen ve küllerinden yeniden doğma mücadelesi veren nükleer endüstrinin önünde ciddi bir engel var: Susuzluk.
Konuyu gündeme getiren International Herald Tribune gazetesi, nükleer endüstrinin pek bilinmeyen bir yönünü, reaktörlerin suyumuza nasıl göz diktiğini ortaya koyuyor. Uzman görüşlerine dayandırılan yazının özeti şu: "Küresel ısınma şiddetini arttırdıkça, nükleer enerji daha az tercih edilir bir seçenek haline gelecek. Çünkü dünya üzerinde kimse, azalan su kaynaklarını, su oburu nükleer canavarlarla paylaşmak istemeyecek."
Santraller kapanabilir
Buyurun size, nükleer santrallere karşı çıkmak için ciddi bir neden daha! Nükleer reaktörlerin güvenli çalışması için, çekirdek ısısının belli bir seviyenin üzerine çıkmaması gerekiyor. Bu nedenle de reaktörlerin operasyon sırasında soğutulması ve bu sıcaklığın sabit tutulabilmesi için, çok miktarda SOĞUK SUYA ihtiyaç duyuluyor.
Buna karşılık giderek artan hava sıcaklıklarıyla suların ısınması ve kuraklık, pek çok nükleer santral işleticisi için ciddi endişe kaynağı. Eğer bu yaz sıcaklıklar ortalamanın üstünde seyrederse -ki pek çok bilim adamının öngörüsü bu yönde- nükleer endüstri bir ikilemle karşı karşıya kalacak: Ya üretim düşecek ya da çevreye zarar verilecek. Her 2 seçenek de nükleer lobinin yaymaya çalıştığı "yeni çevreci imaj"ı tamamen çiziyor.
Biliyorsunuz Fransa, nükleer enerjiden en fazla yararlanan, hatta nükleer santrallerden elde ettiği elektriğin fazlasını diğer ülkelere ihraç eden bir ülke; ucuz ve güvenilir nükleer enerji üretimine örnek gösteriliyor. Ne var ki küresel ısınma, Fransa'daki nükleer endüstri için bile yeni riskler ortaya koyuyor.
En somut örnek Fransa
Fransa kayıtlarına en sıcak yaz olarak geçen, (yaşlıların ve hastaların evlerinde ölü bulunduğu) kavurucu 2003'te, su yetersizliği nedeniyle 17 reaktör ya kapatıldı ya da düşük kapasiteyle çalıştırıldı. Sıcak dalgasının, kamu destekli Fransız enerji grubu Electricite de France'a 2003'teki ek maliyeti, 300 milyon euro oldu.
Electricite de France her yıl nehir ya da göllerden 16 milyar metre küp su çekiyor. Bu miktar, çevre için kullanılan suyun yaklaşık yarısı, tarım için kullanılanın yarıdan biraz daha fazlası.
Şirket bu yıl için de bir dizi önlem peşinde. Daha çok su depolamak, düşük fiyatlı kontratlar hazırlayarak üretimin durması halinde zarardan kaçınmak, daha uzun vadeli hava tahminleri yapmak gibi...
Sıcak dalgası nedeniyle üretimini kısmak zorunda kalan Alman enerji devi E.ON da, önümüzdeki dönemde benzer sıcaklık artışlarında aynı yönteme başvuracağını açıkladı.
Nükleer santrallerin üçte ikisinin göl ve nehir kenarlarında kurulu olduğu Amerika'da geçen yıl Minnesota, Michigan, Illinois ve Pennsylvania'da sıcak hava koşulları santral kapattırdı. İspanya'da da Ebro nehrinde ölçülen su sıcaklık değerleri, geçen temmuzda nükleer santrali çalışamaz hale getirdi.
Türkiye'deki nükleer santral heveslilerinin dikkatine sunulur.