Yaklaşık 3.5 yıl sonra 2010 yılına girdiğimizde, İstanbul için de 'Avrupa Kültür Başkenti' (AKB) günleri başlamış olacak.
Bir kentin AKB olması demek, adı üzerinde özellikle 'kültür' alanındaki etkinliklere tüm 'Avrupa kültürü' adına yıl boyu en yoğun şekilde 'ev sahipliği' yapması anlamına geliyor. Böylesine 'evrensel' bir sorumluluğun yerine getirilebilmesi için de elbette ki başta 'devlet desteği' olmak üzere hem ulusal hem uluslararası ilginin güçlü olması gerekiyor.
Nitekim Bakanlar Kurulu'nun 23 Kasım 2005 tarih ve 2005/9706 sayılı kararıyla 'devlet adına' oluşturulan 'Girişim Kurulu' bu önemli ev sahipliğini ülkemize kazandırdıktan sonra, şimdi de hızla geçen zamana karşı yarışarak hazırlıklarını sürdürüyor.
Kurulun öncelikli görev ve yetkileri, 11 Aralık 2005 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan kararnamede şöyle belirleniyor: ''İstanbul'un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkentliği için, adaylık başvuru dosyasını hazırlamak, gerekli girişimlerde bulunmak, projeler hazırlamak, hazırlanan projelerin uygulanmasını takip etmek, kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum örgütleri arasında koordinasyonu sağlamak, adaylık sürecinde ortaya çıkabilecek aksaklıkları tespit ederek çözüm bulmak...'' (Madde 3)
Aynı kararnameye göre Girişim Grubu; ''Danışma Kurulu, Yürütme Kurulu ve Bütçe Komisyonu''ndan oluşuyor.
Danışma Kurulu'nda, ''Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri'' yer alıyor... (Madde 4)
Yürütme Kurulu'nda da ''Danışma Kurulu'nu oluşturan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile Danışma Kurulu'nca uygun görülen sivil toplum örgütü temsilcileri'' bulunuyor... (Madde 5)
İşte böylesine 'katılımcı' bir örgütlenmeyle sürdürülmesi öngörülen çalışmalardaki ilk zorlu aşama olan ''İstanbul'un 2010 AKB Adaylığı''nın gerekçeleri ve 'tema'sı, geçen mart ayında Brüksel'de toplanan ''Avrupa Birliği AKB Seçici Kurulu''na sunulmuştu.
Kurulun, diğer aday Rusya'nın Kiev kenti karşısında, 'oybirliği' ile İstanbul'u seçmesindeki en önemli neden de ''organizasyonda hükümet dışı kuruluşlarla ortaklık'' ve AKB etkinlikleri için belirlenen 'Dört Elementin Kenti: İstanbul' kavramının çekiciliğiydi...
Sunumdaki 'toprak', 'hava', 'su' ve 'ateş' ten oluşan, yaşamın kaynakları 'dört element' kavramıyla savunulan temaya göre de İstanbul, yüzyıllar boyunca Avrupa medeniyetlerinin kesişme noktasında yer aldığından, 'farklılıkları yaşama'yı bilen ve öğrenen bir kent olarak AKB kimliğiyle de Avrupa'yı doğusuna bağlayan bir köprü olacak...
Bu anlamda 'toprak' , gelenek ve dönüşüme işaret ederken 'hava' yerli ve yabancı müzisyenleri bir araya getirecek; 'su' kent ve deniz ilişkisi içinde Boğaziçi etkinliklerine esin kaynağı olurken 'ateş' de geleceği yaratmanın heyecanını modern sanatlara taşıyacak...
İşte bu temaya bağlı olarak dört elementin 'zengin çağrışımları'yla yıl boyu sürmesi tasarlanan etkinliklerin çeşitliliğini de değerlendiren Seçici Kurul, İstanbul önerisinin yenilikçi niteliği ve 'kentin kökleri'ne dayanan bir görüntü sergilemesi açısından, AKB amaç ve içeriğine uygun ve özenli bir hazırlığın sonucu olduğunu belirledi...
'Müellifi' M. Mercouri
Avrupa Birliği kapsamında AKB projesinin müellifi eski Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri ... Bu nedenle ilk AKB de 1985'te Atina olmuş; ardından diğer kentlerle süren uygulamaya 2000 yılından bu yana ''AB'ye aday ülkeler''e de olanak sağlanmıştı. Bunun üzerine İstanbul'un 2010 AKB'liği için ilk resmi girişim de hemen 2000 yılında yapılmıştı...
Şimdi kolların, artık daha da sıvandığı 2010 ev sahipliğimizin hazırlıkları için Girişim Gurubu'nun başkanlığını Nuri Çolakoğlu yürütüyor ve kurulda '13 sivil toplum örgütü' temsil ediliyor.
Başarıya ulaşılabilmesi için artık en önemli aşama ise 'özel yasa'nın bir an önce çıkması. Girişim Kurulu ne kadar katılımcı olursa olsun, özellikle 'kaynak' temini, 'mali' ilişkiler ve çalışmaların 'bürokratik yavaşlama'lardan etkilenmeden hızla sürdürülebilmesi için, bunları aşmayı kolaylaştıracak yasal yetkilendirmeler ve görevlendirmeler gerekiyor...
Çalışmalara valilik adına katılan Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı'ndan öğrendiğimize göre, taslağı hazır olan yasada merkezi ve yerel yönetimlerin kaynak ve olanak seferberliğine geçmeleri öngörülmekte. Ayrıca yine yasada ''film, tiyatro, görsel sanatlar'' gibi 'alt komisyonlar'ın oluşması; bunlar için geniş ekipmanlara sahip özel bir büronun kurulmasına yönelik düzenlemeler de yer alacak...
İstanbul'un 2010 AKB sorumluluğu için gerek Girişim Kurulu'nun 'öncelikler'ine, gerekse ilgili tüm kurumların sorumluluklarına ilişkin 'değerlendirmeler'i ise gelecek yazılarda sürdüreceğiz...