Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde 1996'dan bu yana sürdürülen Küllüoba Höyüğü kazılarında, bölgede 4 bin 200 yıl önce kuraklık yaşandığı belirlendi.
Kazı başkanı ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Türkteki öncülüğünde Hacettepe ve Batman üniversitelerinden öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan 35 kişilik ekip, milattan önce 3500-1900 yıllarında Tunç Çağı'nda 1600 yıl boyunca kesintisiz yerleşik hayat sürülen Küllüoba'da kazı çalışmaları yürütüyor.
İlçe merkezinin 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alan, 350 metre boyunda, 150 metre enindeki höyükte bulunan büyük depolama siloları, keçi kemikleri, karaburçak tohumlarından yola çıkan ekip, arkeozoolojik ve arkeobotanik çalışmalar sonunda bölgede yaşayanların 4 bin 200 yıl öncesinde kuraklıkla mücadele ettiğini saptadı.
Tohumları özel kaplarda saklamışlar
Doç. Dr. Türkteki, milattan önce 3000 yılına tarihlenen "İlk Tunç Çağı 1" dönemine ait Küllüoba'nın sınırlarının tahmin edildiğinden daha büyük olduğunu belirlediklerini söyledi.
Höyüğün güney kesiminde İlk Tunç Çağı 1'e ait yapıların bulunduğunu belirten Türkteki, şöyle konuştu:
"Yaptığımız arkeozoolojik ve arkeobotanik çalışmalar, Milattan Önce 2200 yılından sonraki dönemde önemli bir kuraklığın yaşandığını gösterdi. Tıpkı günümüzde olduğu gibi önemli bir kuraklığın olduğunu gösteriyor. Öncelikle hayvan kemiklerinde bunu anlayabiliyoruz. Özellikle kuraklığa daha dayanaklı olan keçinin, koyun yerine tercih edildiğini bu dönemde görüyoruz. Kuraklık nedeniyle hayvanların boyutlarında da bazı küçülmeler olduğunu görüyoruz. Bununla ilgili bir diğer bulgu da bitkilerle ilgilidir. Kuraklığa daha dayanaklı bitkilerin ekilmeye başladığını belirledik. Özellikle karaburçak oranında bir artış gördük. Karaburçak kuraklığa dayanıklı bir bitki türüdür. Çeşitli baklagiller de ürünler içinde yer alıyor. Bu kuraklığın 200-300 yıl sürdüğü öngörülüyor."
Türkteki, o dönem tohumların özel olarak saklandığı bilgisini verdi.
Tohumların konulduğu çömleğin ağzının kille sıvanıp damga ile mühürlendiğini dile getiren Türkteki, "Tohumu koruyup, güvenliğini sağlamak için bunun yapıldığını görüyoruz. Burada yaşayanların iklimsel şartlara uyum sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını anladık. Tarım ve hayvancılıkta kuraklığa dayanaklı canlıları ve ürünleri tercih ettiklerini belirledik. Küllüoba insanı kuraklık şartlarına uyum sağlamış. Bu, günümüze de bir mesaj olabilir." dedi.