Foto: Sulukule'de bir yıkım / Neşe Ozan
23 Haziran Çarşamba günü Mimarlar Odası, Karaköy Binası Konferans Salonu'nda 'İstanbul: Değişimi Belgelemek' başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Documenterist İstanbul Belgesel Film Günleri kapsamında düzenlenen panel kendisini kamoyuna, “1980'lerde dünyadaki neoliberal dönüşümle beraber İstanbul'a yüklenen finans ve hizmet kenti modeli hem mekansal hem toplumsal olarak birçok derin çelişkiyi de beraberinde getirmiştir. Neoliberal sermayenin kent toprağından rant elde ederek büyümeyi hedeflemesi, Türkiye’nin sınıfsal dinamikleriyle birleşince ortaya bugün içinde yaşadığımız kaotik megakondu çıkmıştır. Çok özneli ve çok yüklemli bu değişim son yıllarda geçirilen bazı kanunlar ile hukuksal altyapısı kuvvetlendirilerek hızlanma sürecine girmiştir. Nüfusu 16 milyona dayanmış, uç noktaları artık belli olmayan, neredeyse etrafındaki kentleri yutacak kadar azmanlaşmış bir metropolün bu baş döndürücü değişimini belgelemek, bu değişimin fotoğrafını çekmek bile neredeyse imkansızdır. Siz kadrajı kurup deklanşöre basana kadar görüntü değişmiştir bile. Bu panelde İstanbul'un yaşadığı değişimi ve bu değişimi yakalama çabalarını konuşacağız” diyerek tanıtmıştı.
Kentsel dönüşüm ve sermayenin gündelik yaşama çoklu müdahalesinin farklı yönleri ile ele alındığı panelde, tüm konuşmacıların ortaklaştığı en belirgin nokta, kentsel dönüşüm uygulamalarının dünyanın sayılı metropol şehirlerinden biri olan İstanbul’da, katılımcılığın yok sayıldığı, kent sakinlerinin gündelik yaşamlarına ve geçmişten günümüze getirdikleri gerek konut- gerek mimari- gerekse yaşam alanlarının yerleşik alanda konumlandırılması bakımından sermayenin gelişimi esaslı gerçekleştiği oldu. Bunun sonucunda ise 16 milyonluk şehri İstanbul’un sakinlerinin iradelerinin yok sayıldığı açığa çıktı.