Habertürk'te yer alan habere göre Arslan, Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi inşaatında incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından gazetecilere çalışmalarda gelinen son nokta hakkında bilgi veren Arslan, rüzgarın 30 km/saati geçtiği durumlarda kuledeki asansör ve kule vincini çalıştırmadıklarına işaret edip, mevsimler koşulların çalışmalar üzerindeki etkilerinden bahsetti. İstanbul'a simge olabilecek bir eser kazandırıldığına dikkati çeken Arslan, şu bilgileri verdi:
221 metre betonarme yüksekliği olan, üzerine 144,5 metre çelik konstrüksiyon antenlerin oluşturduğu ve onun üzerine de spine dediğimiz en uç anten ki, o da 23 metre olacak, hepsini üst üste koyduğunuz zaman 387 metrelik bir yükseklikten bahsediyoruz. Bu 387 metreye 118 metre de deniz seviyesinden olan yüksekliği düşünürseniz, kulenin en üst noktasına çıktığınızda İstanbul'un her tarafını görebilir olacağız.
Bu kuleyi İstanbul'a sembol olması, gelen misafirlere o enfes görüntüyü göstermek adına yapmıyoruz. Bu kuleyi, İstanbul'daki antenlerden kaynaklı tv ve radyo vericilerinden kaynaklı görüntü kirliliğini ortadan kaldırmak ve onların yerine tek bir anten ve tek bir kuleyle bu işi görmek adına yapıyoruz.
Böyle bir şaheserin yapılması sırasında başka fonksiyonlar da yüklemek istediklerini anlatan Arslan, bunlardan birinin de 33'üncü ve 34'üncü katlardaki, deniz seviyesinden yüksekliği 366,5 metre ile 371 metre olan seyir terasları olduğunu anlattı. Arslan, gelen misafirlerin buralardan İstanbul'u izleyebileceğine işaret ederek 39 ve 40'ıncı katlarda da restoranların olacağını, bunların da deniz seviyesinden 393,5 metre ile 398 metre yüksekte bulunacağını kaydetti.
"Uzun ve birbirini takip etmesi gereken süreçler söz konusu"
Bakan Arslan kulenin 49 kattan oluşacağını, 4 katın yerin altında, gerisinin üstte olacağını bildirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
12 parçadan oluşan 144,5 metrelik çelik konstrüksiyonda her bir parçayı beton blokun içine alıp üst üste ekleyerek, 144,5 metreyi bitirdik. Onun üzerine 23,5 metrelik spine'ı da ekledikten sonra bunu yukarı çekiyoruz. Beton blok bittikten sonra uzunca bir süre dışarıdan görenler sanki burada hiçbir iş yapılmıyormuş algısındalardı ama bilinmeli ki üzerindeki çelik konstrüksiyon ki, tam bin 200 ton içeride uç uca eklenerek imal edildi.
221 metrelik beton blokun üst tarafına, 31 metrelik kısmı dışarıya çıkarılmış oldu. Ki bu 31 metre 144,5 metrelik çelik konstrüksiyon artı 23 metrelik spine'la 167 metrelik kısmını etap etap çekmiş olacağız. Bu çekme işlemlerini gerçekleştirirken de şerefe dediğimiz 24 metrede bir olan üzerinde gezinti yapılabilecek konstrüksiyonlar yapılıyor. Bunların her biri iki kişi marifetiyle kaynatılabiliyor, isteseniz de oraya fazla eleman yığamıyorsunuz.
Bu çalışmalar yapılırken yine antenlerin bağlanabileceği halkaların bulunduğunu, her 1 metrede bir olan halkada çelik konstrüksiyonun dışarı çıktıktan sonra üzerine monte edilip kaynağının yapıldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Dolayısıyla uzun ve birbirini takip etmesi gereken süreçler söz konusu. Aynı anda bir çok işi yapma şansınız yok, bunları belli periyotta yapabiliyorsunuz. İçeride yapılan işler dışarıdan gözükmediği için sanki birşey yapılmıyor gibi bir algı var ama bilinmeli ki içeride çok ciddi bir iş yapılıyor.
Ve bu bin 200 tonluk konstrüksiyon yukarıya doğru çıktıkça onun altında ayrıca 200 tonluk bir denge ağırlığı var. Bin 400 tonluk bir ağırlığı yukarıya çıkarıyoruz. Bu bin 400 tonluk ağırlık tamamen yukarı çıktıktan ve işlemler bittikten sonra altında 2,5 metre kalınlığında bir betonarme işlem yapılacak. Bu döşeme betonun yapılıp, montajı tamamlanınca da denge ağırlığı dediğimiz 200 ton ağırlığı da tekrar geriye indirmiş olacağız.
"Hava müsaade ettikçe çalışabiliyoruz"
Önemli bir iş yapıldığının altını çizen Arslan, bu kadar önemli bir iş yapılırken de birbirini takip etmesi gereken işlemler silsilesi olduğunu söyledi."Ondan dolayı da ağır gidiyor, öyle gözüküyor" diyen Arslan, bu kadar yükseklikte, bu kadar büyük bir kütleyi taşımak için rüzgarın bize izin vermesi gerektiğini anlattı.
Rüzgar hızı 30 kilometre/saate çıkınca şu anki asansör ve kule vinçlerini çalıştırmadıklarına dikkati çeken Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dolayısıyla beklemek zorunda kalıyoruz. Hava müsaade ettikçe biz çalışabiliyoruz. Kış periyodunda her ne kadar dışarıda çalıştıysak da, dışarıda çok fazla çalışma şansımız olmadı. Onu özellikle vurgulamış olalım. İnşallah ilkbaharla birlikte tekrar süreçler hızlanacak. Hedefimiz bu sene inşallah burayı bitirmek. Daha önce tarih verdik rüzgar bize izin vermedi. Tarih vermekten imtina ediyoruz."