Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik ve mali kriz sonunda dünyanın sayılı iş merkezleri arasına girme iddiasındaki Dubai’ye de ulaştı. Projeler durduruluyor, yatırımcılar apar topar ülkeyi terk ediyor.
Dubai’den kaçış başladı, ekonomi siyasi istikrarı da vuruyor. Dubai Havaalanı’nın otoparkındaki araç sayısı gün geçtikçe artıyor. Kriz nedeniyle işsiz kalan yabancılar, ülkeyi terk etmek üzere geldikleri havaalanında otomobillerini de kaderlerine terk ediyor. Hergün onlarca araç, oto çekicilere yüklenerek belediye otoparkına çekiliyor. New York Times’ın haberinde, kriz döneminde sadece belediyeye bağlı oto çekicilerinin işinin artmadığı, Dubai’deki nakliyat firmalarının da bugünlerde hayli yoğun çalıştığı belirtiliyor.
Dubai’ye mali destek
BBC’de yer alan habere göre de, son olarak Dubai Maliye İdaresi, emirliğin nakit sıkıntısını açmak için parçası olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’ne 10 milyar dolar tutarında tahvil sattı. Dubai borsası tahvil satışıyla rahatladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin idari merkezi durumundaki Abu Dabi emirliğinin bölgeye destek vermeye istekli olduğu sinyali olarak algılanan bu adım ardından Dubai merkezli kuruluşların hisseleri yüzde 8 yükseldi.
Dubai özellikle turizm sektörüne ve emlak üzerine yaptığı büyük projelerle milyarlarca dolarlık borca girmiş durumda. Mali danışmanlık kuruluşları emirliğin vadesinin sonu yaklaşan yaklaşık 15 milyar dolarlık borç için kaynak bulması gerektiğini kaydediyordu.
Lüks emlak merkezi
Küresel mali krizin bölgenin başlıca gelir kaynağı olan lüks emlak satışına darbe indirmesi ardından hem gelirler azalmış hem de kredi almanın maliyeti artmıştı. Hatta karşılıksız kredi borçlarının sigortalanması anlamına gelen kredi temerrüt takası (credit default swap) işlemlerinin bedeli krizin sarstığı İzlanda ile yarışır düzeylere yükselmişti. Birleşik Arap Emirlikleri bölgesinin önde gelen petrol üreticilerinden biri olsa da Dubai’nin fazla petrolü yok. Bu nedenle emirlik lüks yapıları, konutları, çarşılarıyla bölgesel bir merkez haline gelmek için borçlanmaya bel bağlamıştı.
Dolayısıyla atılan adım kimi gözlemcilerce, Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan yedi emirliğin en büyüğü olan Dubai’nin petrol zengini Abu Dabi tarafından kurtarılması olarak niteleniyor. Bazı uzmanlar bunun bütçenin yüzde 90’ını sağlayan Abu Dabi’nin siyasi etkisini de güçlendireceği yorumunu yapıyorlar.
Dubai önceki gün toplam 20 milyar dolarlık tahvil piyasaya sürdü. En az yarısını emirliklerin Merkez Bankası’nın satın aldığı beş yıllık tahviller yılda yüzde 4 faizler geri ödenecek. Dubai maliye idaresi, anlaşma sayesinde gerekli likiditenin sağlanacağını kaydetti. Dubai’de emlak fiyatlarının Eylül ayındaki zirve noktasından bu yana yüzde 25 düştüğü kaydediliyor. Petrol fiyatları ise temmuzdan bu yana yüzde 74 geriledi.
Nakliyat işi patladı
Pekçok firma Dubai’yi terk ederek merkez ya da şubelerini başka ülkelere kaydırıyor. Böyle olunca da evden eve nakliyat yapan firmalara olan talep artıyor. Peki, ama Dubai’yi terk eden firmalar, soluğu hangi ülkelerde alıyor? Nakliyat firması sahibi Phil Davis bu durumu şöyle özetliyor: “Son haftalarda talep artışı yüzde 50’lileri buldu. Şu sıralar özellikle inşaat sektöründe tercihler Hong Kong, Malezya ya da Hindistan.”
Krizin patlak vermesinden beri Dubai’deki her iki inşaat projesinden biri ya durduruldu ya da tümüyle iptal edildi. ‘Proleads’ adlı pazar araştırmaları kuruluşunun verilerine göre, söz konusu projelerin toplam hacmi yaklaşık 582 milyar dolar. İnşaat ve emlak branşında dönen paranın, Dubai’nin gayri safi yurtiçi hâsılasının yaklaşık yarısına tekabül ettiği göz önünde tutulursa, krizin ulaştığı boyutlar daha net anlaşılıyor. Dubai nüfusunun yüzde 90’a yakını yabancılardan oluşuyor.
Emirlik bilgi vermiyor
Emlak komisyoncusu Ryan Mahoney, bu noktadan hareketle krizin, yeni başlangıçlar için bir fırsat oluşturabileceğini düşünüyor: “Yatırımcılar Dubai’de temsilcilik açmak istiyordu ama çoğu, buradaki ofis kiralarını fazla buluyordu. ‘Yeryüzündeki yapay cennet’ olarak da adlandırılan Dubai’de krizin gerçek etkilerini kimse bilmiyor. Zira emirlik yönetimi, bu konularda güvenilir veriler pek yayınlamıyor. Hatta tam tersine, pembe tablolar çizmeye devam ediliyor.
Örneğin Dubai yönetiminin baş iktisatçısı, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, ülkeye yeni gelenlerin sayısının, Dubai’den ayrılanlardan çok daha fazla olduğunu iddia etti. Ancak bu açıklamayı hangi verilere dayandırdığını belirtmedi. Son yıllardaki muazzam yükselişte yabancı işçi ve yatırımcıların büyük bir payının olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak son haftalarda etkisi daha da fazla hissedilen kriz nedeniyle on binlerce yabancı işsiz kaldı.
Dubai yasalarına göre işsiz kalan bir yabancı, eğer yeni bir iş bulamazsa bir ay içinde ülkeyi terk etmek zorunda. Bu nedenle her gün ortalama bin 500 kişi Dubai’yi terk ediyor. Yatırım bankası UBS, bu yıl Dubai nüfusunda yüzde sekizlik bir azalmanın yaşanacağını tahmin ediyor. Son dönemde fahiş seviyelere ulaşan konut ve ofis kiralarının ise hızla gerilemesi kuvvetle muhtemel...”