Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, çıkarılan altın cevherinin siyanürle ayrıştırılması işleminin ardından kalan siyanürlü ve ağır metalli sıvı ve çamurlar, bu atık depolarında biriktiriliyor.
Üçüncüsü yapılıyor
Bergama Ovacık, Çamköy, Narlıca köyleri yakınlarında altın madenciliği faaliyeti yürüten Ovacık Altın Madeni, bölgede kurduğu siyanürlü iki atık barajının ardından, 3. siyanürlü atık barajı yapmak için kolları sıvadı. Projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı yarın yapılacak.
Köyün tam tepesinde
Proje dosyasına göre, altın madeninin üçüncü atık barajı (deposu) için seçilen yer, daha önce altın cevherinin çıkarıldığı açık ocak maden sahası. Yani şirket, altın cevheri çıkardığı sahayı, diğer iki atık deposu dolduğu için, yeni atık deposu olarak kullanmak istiyor. Üstelik atık deposu yapılacak olan yer, köyün yakınındaki tepede yer alıyor. Şirket bu tepeden altın çıkarmak için, tepeyi kaza kaza büyük bir çukur oluşturdu. Köylüler bu çukuru “cehennem çukuru” olarak nitelendiriyor. Tepenin hemen altında ise, altın madeni şirketinin köylülerin kalması için yaptırdığı ve sadece bir kısım köylünün kalmayı kabul ettiği evler bulunuyor.
Deniz ve yeraltı su seviyesinin altında
Madenin ilk dönemlerinde 10 yıl boyunca Kamu İlişkileri Müdürlüğü yapan Emekli Maden Mühendisi Hasan Gökvardar, 3. Atık barajı proje dosyasını değerlendirdi. Gökvardar’ın verdiği bilgilere göre;
* Atık deposu yapılacak alan, kazıla kazıla deniz seviyesinin altına kadar indi. (Yaklaşık -50 ile -100 kotlarında)
* Ovacık yöresinde yer altı su tablası +40 ile +60 kotlarında. Madenin başlama noktası ise +900 kotlarında. Dolayısıyla 3. atık deposu, yer altı su tablası ve geçirimli alüvyon tabakalar üzerine yapılmış oluyor.
Riskler üst düzeyde
Gökvardar, atık su deposunun deniz ve yeraltı su seviyesinin altında kaldığını ifade ederek, “Çok tehlikeli. Bu bir ‘Yeraltına yarı gömülü atık deposu tasarımı’dır. Olası riskler üst düzeyde. Eskiye göre yüzde 300 daha fazla tehlikeli” dedi.
Yıllardır karşı çıkılıyor
Altın madeni şirketinin zeytinlik alanlara ve verimli tarım arazileri üzerinde yaptığı siyanürlü madencilik faaliyetine karşı köylüler ve yaşam savunucuları doğayı ve halk sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle yıllardır karşı çıkıyor.
Şirketin ilk iki siyanür atık barajları hakkında açılan dava süreçleri ise hâlâ devam ediyor.
Yerleşim yerine çok yakın
Ovacık Altın Madeninin faaliyetlerine karşı açılan davaların avukatlarından Arif Ali Cangı, konuyla ilgili şunları söyledi: “En son 2. atık havuzu davasında, tehlikeli atık depolama alanlarının yerleşim yerlerine en az 1 kilometre uzakta olması gerektiğini söylemiştik. Bilirkişiler Ovacık köyüne 400 metre uzaklıkta olan atık barajı için, ikinci sınıf atık deposu diyerek olur vermişlerdi. İkinci sınıf için en yakın yerleşim birimine 200 metre uzaklık yetiyordu. Burada böyle bir mesafe de yok. 3. atık havuzunu Ovacık köyünün tepesine yapacaklarsa, Ovacık köyünü oradan kaldırmaları lazım.”
İzmir'e bir altın madeni daha
İzmir Ödemiş’e yaklaşık 7 kilometre uzaklıktaki Çobanlar köyünde yeni bir altın madeni işletmesi daha kuruluyor. Bu maden için ÇED süreci başlatıldı. Ruhsat alanı 2706.7 hektarlık bir alanı kapsayan altın-gümüş madeninde 11.34 hektarlık alan maden sahası olarak görülüyor. Maden proje dosyasında açık ocakta gerçekleştirilecek madencilik faaliyeti sonrası elde edilecek cevherin içindeki altın-gümüş ve diğer değerli metallerin alınması için başka bir şirkete satılacağı dile getiriliyor. Madenin ÇED başvuru dosyasında madende 8 kişinin çalışacağı belirtiliyor.