Köyceğiz’den Abant’a... ‘Yılbaşı’ Katliamları



Yeni yıla nasıl bir “siyasal süreç”le girdiğimizin en kısa tanımını sevgili Aydın Boysan yaptı: “Beni en büyük üzüntüye sokan demokrasinin dolandırıcılığa dönüşmüş olması” (Cumhuriyet Dergi - 20 Aralık). Şaşırdığımız, kaygılandığımız her olayda yılların birikimine dayanan bu gözlemin derinliğini görebiliriz… Özellikle “çevre” konusunda ise dolandırıcılık bir yana, en acımasız doğa katliamlarına da aynı “demokrasi” söylemleriyle karar verilmiyor mu? Örneğin 2009’un en gözde sözleri arasındaki şu “ortak akıl” teranesi... Ağaca, çiçeğe, suya, toprağa en “akıl dışı saldırı”ları yapanlar; suçlarını “demokratik”leştirmek için “ortak akılla karar veriyoruz” demeye başladılar. Tıpkı Köyceğiz ve yöresini “antik cennet”e dönüştüren ünlü “Yuvarlakçay”daki acımasız “ağaç soykırımı” gibi... Tıpkı, Abant yakınlarındaki “Samandere Şelalesi”nde süren “orman katliamı” gibi...

Her ikisinde de doğaya saldırının nedeni, -yöre sakinlerinin itirazlarına rağmen- “demokratik açılım” sürecinde karar verilen Hidro Elektrik Santralı (HES) projeleri... Üstelik onaylı “ÇED Raporları”nda da yine şu “ortak akıl”la varılan “uygun” görüş var!

Sandras’da Vahşet

Güney Ege’nin çağlar boyunca bereket kaynaklarından Yuvarlakçay, yazın bile zirvesinde karların erimediği ünlü Sandras Dağı’ndan doğuyor… Eşsiz orman ve çevre zenginliğinin “can suyu” olarak çok sayıda köyün ekim alanlarını da suladıktan sonra Köyceğiz Gölü’ne kavuşuyor. Çayın bu “yaşamsal”lığına rağmen insafsızca HES’e teslim edilmesine ise sadece Köyceğizlilerin değil, kimsenin aklı almıyor…

Doğaya “acımasız”lık öylesi dorukta ki, köylülerin ve bölge halkının direnişini etkisiz kılmak için, proje alanındaki çoğu anıtsal nitelikli en az 400 yaşındaki çınarlar dahil binlerce ağaç yılbaşından önce kesilmeye başlandı... Koruma Kurulu’na inceleme fırsatı bile tanınmadan yasadışı gerçekleşen katliama karşı, aralarında bölgedeki belediye başkanlarının, Muğla Üniversitesi’nin ve çok sayıda STK’nin de bulunduğu “direniş platformu” günlerdir eylem üstüne eylem düzenliyor.

Yeni yıla çevre düşmanlığını kınama etkinlikleriyle giren platformdan Köyceğiz Belediye Başkanı Salih Erbay diyor ki; “Asıl amaç Sandras Dağları’nın suyuna el koymak olmalı; çünkü buradan üretilecek elektriğin daha fazlası bir başka yoldan da sağlanabilir. HES projesiyle, neredeyse olduğu gibi şişelenebilecek kalitedeki Sandras suyunu ele geçirmeye çalışıyorlar.” (Cumhuriyet Ege - 25 Aralık)

2009’dan 2010’a devredilen eğer gerçekten “demokrasi” ise kendini “insan” kabul eden herkesin tepki gösterdiği; aklı başında herkesin “vicdansızlık” dediği bu akıl almaz katliam durur… Eğer Aydın Boysan’ın tanımı bir kez daha haklı çıkarsa, Yuvarlakçay’ı katledenler için, biz yine de “edep” sınırını aşmadan bir sıfat bulabiliriz; ama tarih ne yazar bilinmez...

‘Ağlayan Kaya’ ağlıyor

Abant Gölü’ne 7-8 km. uzaklıktaki Samandere Şelalesi’nin bulunduğu dünya güzeli yeşil vadimiz de yeni yılı “gözden ırak” bir ağaç katliamıyla karşıladı. Yine “HES” için gerçekleştirilen doğa düşmanı uygulamada, vadi ve yamaçlardaki ağaç kesimi sürüyor...

Vahşeti fark eden yöre sakini Cumhuriyet okuru, büyük bölümü heyelan bölgesi olan vadideki olası toprak kaymalarını önleyen ağaçların yok edilmesinin facialara da davetiye çıkarttığını bildirdi. Nerede biteceği belli olmayan bu katliama karşı köylüler ve çevrede yaşayanlar çaresizlik içindeler... Okurumuz diyor ki: “Ağlayan Kaya - Derdin köyü arasındaki 6 km’lik doğa harikası ağaçlı yol da artık tarih olacak.”

Herkesin yeni yılını bir kez daha kutluyorum; Köyceğiz ve Abant katilleri ile onlara izin verenler, göz yumanlar ve tepkisiz kalanlar hariç...